UYGARLIK TARİHİ I - Ünite :7 Roma Tarihi ve Uygarlığı Özeti :
PAYLAŞ:Ünite :7 Roma Tarihi ve Uygarlığı
Roma’da Kraliyet ve Cumhuriyet Dönemleri
Cumhuriyet Döneminde Romalılar önce Anadolu’nun batısını ele geçirmişler, İmparatorluk Döneminde de doğusuna sahip olmuştur. <İ.S:330yılında Constantinapolis (İstanbul) kentinin kurulmasıyla, Roma İmparatorluğunun Başkenti Doğuya taşınmıştır. İmparatorluğun Batısı ise kavimler göçü ile yıkılmıştır.
Roma Kurulurken Troyalı Aeneas’ın soyundan gelen torunları Romulus ve Remus tarafından İ.Ö.753 yılında kurulmuş Etrüsk Kökenli Krallar tarafından yönetilen bir şehir devleti olmuş ve Latin isyanıyla Roma Cumhuriyeti Kurulmuştur. Latinler İtalya’nın Kuzeyindeki Latium Bölgesinin yerli halkının ismidir. İ.Ö. 509. Cumhuriyet kurulur kurulmaz çevredeki Latin kentlerinden destek alarak Etrüsk Şehir devletlerini ele geçirmişler böylece bu bölgelerde yaşayan halka vatandaşlık hakları tanıyarak bölgede milli bir birlik oluşturmuşlardır. Roma Cumhuriyeti İtalya Yarımadasının tamamına sahip olmuştur.
İ.Ö.264 yılından itibaren Romalılar Batı Akdeniz’deki en önemli güç olan Kartaca ile savaşmaya başlamışlardır. 17 yıl süren Pön savaşları döneminde Sicilya Romalıların Olmuştur. Romalılar bu dönemde Deniz aşırı ele geçirdikleri tüm topraklara Vali atayarak vergi ödeyen eyaletler sistemini kurmuşlardır. Kuzeye doğru savaşarak Po vadisinin tamamı ve Adriyatik denizinin doğusuna doğru yayılmışlardır. 2.Pön savaşından Kartacalılar galip çıksa da devamında kazanılan savaşlarda Kartaca Generali Bütün deniz aşırı topraklarını Roma’ya bırakarak kaçmış ve 3.Pön savaşında da Kartaca tamamen yıkılmıştır.
Bu savaşlar sırasında Makedonya da Roma eyaletlerinden biri olarak topraklara katmış Böylece Balkanlarda Büyük bir bölgeye sahip olunmuştur. İ.Ö.133 yılında ölen Pergoman Kralı ülkesini vasiyet yoluyla Roma Devletine Bırakınca Batı Anadolu’yu ele geçirmiş ve Asya eyaletini kurmuş oldular. Roma’da kraliyet yönetimi yıkıldıktan sonra yeni kurulan sistemin adı Cumhuriyet olmuştur. Bu meclis bütün devlet görevlilerinin atamalarını yapan ve kanunlar çıkaran bir meclisti. Bu meclis içinden seçilen 2 Konsül devlet yönetimini sağlamaktaydı. İki kişi seçilmeleri adaleti sağlamak amaçlıydı ve bu kişiler meclis denetiminin baskısıyla çalışmaktaydılar. Ancak Devlet önemli bir süreçten geçiyorsa biri diğerinden üstün bir konuma geçebilirdi. Bu Diktatör meclis kontrolünde olmayan bir makamdı. Bu yetkiler tehlike ortadan kalktıktan sonra meclise yeniden devredilirdi. Roma Cumhuriyeti Politik İç Savaşlar Yüzünden Yıkıldığında Akdeniz’in tamamının hakimi olmuştur. Bu arada Roma donanmasına önem verilmemesi en büyük etmenlerden birisi olmuştur.
Roma İmparatorluğu
Octavianus, Augustus’un imparator unvanını kullanması ile İ.Ö 27 yılından itibaren Roma İmparatorluğu başlamış sayılır. Bu dönemde senatodan bahsedilse de asıl yetki imparatordadır. Augustus iç savaşlar nedeniyle çok yıpranmış Roma topraklarını, yeni reformlarla düzene sokmuş ve barışçıl bir siyaset izlemiştir. Bu dönemde imparatorların kararları kanun olarak sayılmıştır. Bu dönemde Augustus İtalya ve eyaletlerde nüfus ve servet kayıtlarını yenileyen sayımlar yaptırarak vergi sistemini yenilemiştir. Orduyu toparlamıştır. Sonradan gelen imparatorlarda ordunun kararlarında önemli rol oynamıştır. Barışçıl tavır artan bir refah seviyesi sağlamış bu da Roma tarihi için altın bir dönem başlatmıştır. İmparatorluk toprakları Ren, Tuna, Fırat ırmaklarına kadar genişletilerek muhafaza edilmiştir. Flaviuslar Dönemi, Antoninuslar Dönemi, Hadrianuslar yine Severuslar dönemlerinde Roma Toprakları sınırları içinde yaşayan herkes Roma Vatandaşı yapılmıştır. Ve Anadolu kentlerindeki refah, yükseliş devam etmiştir. Özellikle Hadrianus dönemi en görkemli dönem olmuş yönetimi sırasında uzun gezilere çıkarak topraklarındaki pek çok sorunu yerinde incelemiş ve çözümler getirmiştir. İmparatorun bu gezileri sırasında Anadolu’daki şehirler karşılama için mimari değişimler geçirmiş ve gelişmişlerdir.
Askeri imparatorlar döneminde Ordunun imparatorları tayin etmesi yine ordunu iç düzeninde çıkan karışıklıklar ve yükselmeler ayaklanmalara ve kısa süreli iç savaşlara sebep olmuştur. Bu iç savaşlar imparatorluğun güçsüzleşmesine sebep olmuş kabileler ve çevresinin birlik olması aynı anda hüküm süren imparator sayılarının artmasıyla Roma toprakları yağmalanmaya başlanmıştır. Bu sırada Şehirlerin savunulması için sur inşatlarına başlanmış savunma birer kale görünümüne dönüşmüştür. Korumasız köylere yapılan saldırılarda bu bölgeler zarar görmüş tarımın azalmasına sebep olmuştur. Tarımsal üretimin düşmesi de sürekli yaşanan kıtlıkları başlatmıştır. Enflasyon ve paradaki bozulma geç Roma döneminde de devam etmiştir. Yeni tip ve birimlerde sikkeler bastırılarak paraya duyulan güvensizlik yok edilmeye çalışılmıştır. Narb Emirnamesi bu dönemde yazılmıştır.
Kavimler Göçünün etkileriyle Germen Kabileleri de bu bölgelere yerleşmeye başlamış Doğu Roma–Batı Roma ayrımları ortaya çıkmıştır. Constantinuslar döneminin en önemli olayı 2. Bir başkentin ortaya çıkışıdır. Doğu Roma imparatorluğunun başkenti Constantinapolis Batının Milano olmuştur. Bu sebeple Constantinapolis’e taşınan pek çok kamu kurumu ve memur olmuştur. İç savaş sırasında iyice yaygınlaşmış olan Hristiyanlara karşı hoşgörülü davranırken insanların dinleri konusunda özgür olduğunu savunan pek çok emirname yine bu dönemde yayınlanmıştır. Batı Roma Latince konuşan bölgelerde kurulurken Doğu Roma imparatorluğu İstanbul’u 1453’de Fatih Sultan Mehmet’in fethetmesine kadar sürmüştür. Doğu ile Batı arasında gelişen dil ve din farklılıkları iç huzurun bozulmasına yol açmıştır. Ayrı başkentlerin olması kesin bir ayrılığı da beraberinde getirmiştir. Batı Roma imparatorluğu İ.S. 476’da yıkılırken Doğu Roma imparatorluğu ortaçağlarda da devam etmiştir. Bu devlete Tarihçiler tarafından Bizans adı verilmiştir.
Roma Kültürü ve Uygarlığı
Din: Romalılar çok tanrılı yani paganistiklerdir. Her aile kendi koruyucu özel kültüne önem vermekle beraber diğer tanrılara da tapıyordu. Tanrıların en önemli özelliği savaş veya diğer resmi işlerde tanrılar tarafından mutlaka kutsanmalıydılar.
Bu nedenle kurbanlar kesilirdi. Roma İmparatorluk döneminde imparatorların bazıları öldükten sonra bazıları ise yaşamları sırasında tanrı statüsüne erişmişlerdir. Bu çok tanrılı dönem özellikle eyaletlerin ve sanatın gelişmesini teşvik etmiştir. Örneğin Efes 4 ayrı tanrının adına inşa edilmiştir. Romalılar ele geçirdikleri bölgelerde kendi inançlarıyla ters düşmediği sürece yerel bölgelerin dinlerine karşı çıkmamışlardır.
Hristiyanlık imparator Augustus zamanında Hz. İsa tarafından kurulmuştur ve fakir halk arasında Roma’da hızlı bir biçimde yayılmıştır. İ.S 4.yüzyılda Constantinus zamanında serbest bırakılan inanç özgürlüğü sonucunda Hristiyanlık Romanın resmi dini olmuştur.
Roma Mimarlığı: Mimarlık Roma’da Etrüsk ve Yunan temellidir. Bu gün Türkiye’de antik kentlerde görülen mimari eserlerin büyük bir kısmı Roma dönemine aittir. Askeri ve ekonomik anlamda önemli gördükleri merkezlerde şehirler kurmuş o bölgenin güvenliğini sağlamışlardır. Kullandıkları yapı malzemelerinin çeşitliliği çok katlı yapılar inşa etmelerini sağlarken daha çok Batı eyaletlerinde yaygın olan amfi tiyatrolar yapmışlardır. Bu yapılar tam daire ya da elips planlıdır. En önemli örneği Roma’daki Colleseum’dur. Önemli suyolları yine Roma döneminde yapılmış suyun her yere ulaşması sağlanmıştır. Roma Hamamları Yapılmış bunlardan bazıları günümüze kadar ulaşmıştır.
Bu dönemde yapılan konutların duvarlarını sahibinin gelir düzeyine göre değişen resimler süslemiştir. Yine Gaziantep arkeoloji müzesinde Zeugma dan bulunan mozaikler bu eserlerin en güzel örnekleridir. Roma imparatorluğunun pek çok şehrinde refah döneminde yapılan görkemli kamu yapıları oluşturmuşlardır. Basilikaların yapılması ve mahkeme ve borsa binası olarak hizmet vermeleri ile yeni bir yapı tipi hayata geçmiştir. Bu yapılar ilk Hristiyan kiliseleri içinde model olarak kullanılmıştır.
Roma Heykel Sanatı: Romalılar Yunan heykeltıraşlarını temel almışlardır. Özellikle yapılan büstlerde ünlü kişiler yanında halkta işlenmiştir. Roma’da dikilen pek çok anıt kazandıkları zaferlerin göstergesi olmuştur. Yine sık rastlanan rölyefli lahit örnekleri önemlidir. Heykel sanatında bazen Devlet politikaları egemen olsa da o dönemde yapılan farklı özgün eserler günümüzde etkisini sürdürmektedir.
Roma Ordusu: Lejyon adı verilen düzenli birliklerden oluşmuştur. Oldukça iyi bir eğitimden geçen bu ordular girdikleri savaşlarda başarılar kazanmışlardır. Lejyonların Roma vatandaşı yapılmaları toprakların korunması için önem teşkil etmiştir. Ordunu içinde bulunan çeşitli meslek gurupları görev için gittikleri yerlerde özelliklerine göre yol, köprü, su kemeri gibi kamusal inşaatlar gerçekleştirmişlerdir. Seramik ve cam üretiminin de yaygınlaşmasını sağlamışlardır. Ordu aynı zamanda iç politikalarda söz sahibi olmuştur. Bu durum imparatorların içlerinden seçilmesi aralarındaki
Seviye farklılıkları ile de iç savaşların çıkmasına sebebiyet vermiştir. Askerlerin emekli olduktan sonra kendilerine verilen topraklarda güvenlik ve koruma sağlanmıştır. Fakat bazen de generallerin aralarında savaşmaları iç savaşların artmasına sebep olmuştur. Yine bu dönemde orduya alına askerlerin çoğunluğunun yabancı kökenli olması kavimler göçü sırasında karışıklığa yol açmış ve kendi kavimlerini kurmalarıyla göç ederek yeni devletler kurmuşlardır.
Roma Hukuku: İlk Roma kanunları krallık döneminde ortaya çıkmıştır. İmparatorların koyduğu kurallar kanun sayılmış günümüz batılı devletlerinin uyarlamalarıyla son şeklini almıştır. Yine avukatlık mesleği de bu tarihlerde ortaya çıkmıştır.
Ekonomi: Özellikle barışçıl dönemde ticaretin uzun mesafelerde yapılmasıyla şehirlerarasındaki yolların gelişmesi ekonomininde gelişimine sebep olmuştur. Böylece Şehirlerarası iletişim artmış ticaret ortamı oluşmuştur. Diğer taraftan iç savaşların olduğu dönemlerde ekonomi çöküntüye uğramıştır para değer kaybetmiştir. İmparatorluk kasası öncelikli olarak ordunu gereksinimlerini karşılasa da kamu işlerinin finansmanında da kullanılmıştır.
Roma kültürünün Günümüze Etkileri: Roma kültürü günümüzde pek çok alanın temelini oluşturmaktadır. Bilim, Mimari, Güzel Sanatlar ve Edebiyat gibi pek çok dalda etkileşim sağlamıştır. İngilizce, Fransızca, Almanca gibi dillerin Latinceden geliştiği gerçeği ve o dönemin pek çok yazılı kaynağının günümüzde kullanılmasını sağlamış bilimsel verilerin alt yapısını oluşturmuştur.
Ortaçağdaki pek çok devlet kendisini Romanın devamı ilan etmiştir. Bu nedenle kanunlar, devlet kurumları, devlet yönetim modelleri günümüze kadar gelen kuralları kanunları oluşturmuştur. Roma sanatının günümüze ulaşan pak çok eseri edebiyatla birleşerek Rönesans akımının doğmasına sebep olmuştur. Bu dönemden kalan resim örnekleri batı sanatının temelini oluşturmuştur. Mimaride ki etkileşimler ve malzemelerin yaygın kullanım teknikleri Roma’da gelişerek günümüze katkı sağlamıştır. O dönemde oluşturulan bu sistemler günümüz sistemlerinin temel yapı taşı olmuştur.