VERGİ CEZA HUKUKU - Ünite7: Vergi Suçlarının Özel Görünüş Şekilleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite7: Vergi Suçlarının Özel Görünüş Şekilleri

Ünite7: Vergi Suçlarının Özel Görünüş Şekilleri

Vergi Suçlarına Teşebbüs

Teşebbüs, kasten işlenebilecek bir suçu işlemeye karar vermiş olan failin, suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya işlemeye başlamasına rağmen elinde olmayan ve dıştan gelen bir etki nedeniyle suçu tamamlayamaması halidir.

Teşebbüsün sonuçlarından en çok üzerinde durulanı, ceza siyaseti açısından nasıl bir yolun izleneceğidir. Verilecek cezalar Türk Ceza Kanunu’nun 35’inci maddesinin 2’inci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre; “(2) Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on üç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirilir.”

Vergi Suçlarına Teşebbüs ve Sonuçları

Kaçakçılık Suçu:Teoride bazı suçlara teşebbüsün elverişli olmadığı tartışılmıştır. Bunlar Türk Ceza Kanunu açısında, taksirli suçlar, objektif sorumluluğun geçerli olduğu neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlar, kastın aşılması suretiyle işlenen suçlar, olası kastla işlenen suçlar, ayrıca eylemin yapılmasıyla birlikte suçun oluşmasının aynı ana rast geldiği neticesi hareketle bitişik suçlar teşebbüse elverişli değildir. Örneğin, sövme, yalan yere yemin etme ve söz atma gibi. Bunun yanında müteselsil suçlarda da teşebbüs söz konusu olmamaktadır. Vergi suç ve cezalarının düzenlendiği Vergi Usul Kanunu bu anlamda vergilere özgü ceza hükümlerini düzenleyen özel ceza kanunu veya hükmü niteliğindedir. Teşebbüs aşamasında kalmış bir kaçakçılık hareketi açısından Türk Ceza Kanunu 5’inci maddesi gereği Türk Ceza Kanunu’nun 35’inci maddesinde yer alan teşebbüs hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Suç fiillerini teşebbüs hükümleri açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.

Cezası Onsekiz Aydan Üç Yıla Kadar Hapis Cezası Olan Fiiller:

1.Defter ve Kayıtlarda Hesap ve Muhasebe Hileleri Yapmak:Bu suç fiili, hareketle netice arasında bir zaman farkı doğurabileceği için teşebbüs açısından elverişli olabilir. Bilgisayar programı üzerinde hileli bir şekilde kayıt yaparken elektrik kesintisi üzerine vergi müfettişi tarafından yakalanması örneklerinde kaçakçılığa teşebbüs hükümleri uygulanması gerekecektir.

2.Gerçek Olmayan veya Kayda Konu İşlemlerle İlgisi Bulunmayan Kişiler Adına Hesap Açmak:Gerçekte olmayan kişiler adına hesap açma fiili bölünebilir nitelikte olması nedeniyle teşebbüse elverişlidir. Mükellef hesap açarken vergi müfettişi tarafından yakalanması durumunda elinde olmayan bir nedenle hareketlerini tamamlayamamıştır. Kaçakçılık suçu teşebbüs aşamasında kalır.

3.Defterlere Kaydı Gereken Hesap ve İşlemleri Vergi Matrahının Azalması Sonucunu Doğuracak Şekilde Tamamen veya Kısmen Başka Defter, Belge veya Diğer Kayıt Ortamlarına Kaydetmek: Vergi idaresine bildirdiği program üzerinde değil de başka bir bilgisayar programı üzerinde alış ve satışlarını yazarken yakalanan mükellef kaçakçılığa teşebbüs etmiş olur.

4.Defter, Kayıt ve Belgeleri Tahrif Etmek: Defterdeki bir kaydı kimyasal bir madde ile silmeye başlayan mükellefin vergi müfettişi tarafından yakalanması olayında kaçakçılığa teşebbüs etmiş olur.

5.Defter, Kayıt ve Belgeleri Gizlemek: Defter, kayıt ve belgelerin varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi saf ihmali suçlardan olduğu için teşebbüse elverişli değildir.

6.Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenlemek:Vergi Usul Kanunu’nda yer alan belgeler kanunda öngörülen zorunlu bilgileri taşıması gerekir. Teşebbüs aşamasından söz edebilmek için bu bilgilerden bir kısmı yazılmadan suç fiilinin tespit edilmiş olması gerekir. Bu durumda Vergi Usul Kanunu’nun 227’nci maddesinde yer alan hüküm gereği bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır. Hiç düzenlenmemiş belge için teşebbüs söz konusu olamayacağı için, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek suçu için teşebbüs söz konusu olmayacaktır.

7.Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belgeleri Kullanmak:Belge kullanmak, alınan bir belgenin içerik olarak gerçeği yansıtmadığını bildiği halde yanıltıcı içeriği deftere kaydedilmesidir. On ton olarak aldığı bir alışı, satıcıyla beş ton olarak defterine yazarken yakalanan mükellef kaçakçılığa teşebbüs etmiş olur.

Cezası Üç Yıldan Beş Yıla Kadar Hapis Cezası Olan Fiiller:

1.Vergi Kanunları Uyarınca Tutulan veya Düzenlenen ve Saklama ve İbraz Mecburiyeti Bulunan Defter, Kayıt ve Belgeleri Yok Etmek:İş yerinde saklanması zorunlu olan defter ve belgeleri parça parça sobada yakarken vergi inceleme elemanı veya kolluk kuvvetleri tarafından yakalanan kişi kaçakçılık suçuna teşebbüs fiili nedeniyle cezalandırılması gerekecektir.

2.Defter Sahifelerini Yok Ederek Yerine Başka Yapraklar Koymak:Bu suç hareketi ani bir suç olmaması nedeniyle teşebbüse elverişlidir. Örneğin vergi miktarını artıracak büyük rakamların olduğu sayfayı yırtmış, diğer sayfaları da hazırlamakta iken yakalanan kişi kaçakçılık suçuna teşebbüs hükümlerine göre cezalandırılması gerekir.

3.Belgelerin Asıl veya Suretlerini Tamamen veya Kısmen Sahte Olarak Düzenlemek:Vergi Usul Kanunu’nda yer alan belgeler kanunda öngörülen zorunlu bilgileri taşıması gerekir. Teşebbüs aşamasından söz edebilmek için bu bilgilerden bir kısmı yazılmadan suç fiilinin tespit edilmiş olması gerekir. Bu durumda Vergi Usul Kanunu’nun 227’nci maddesinde yer alan hüküm gereği bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır. Hiç düzenlenmemiş belge için teşebbüs söz konusu olamayacağı için, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlemek suçuna teşebbüs söz konusu olmayacaktır.

4.Sahte Belgeleri Kullanmak:Sahte olarak düzenlenmiş bir belgeyi alan kişi, defterine mal alışı olarak yazarken sahte belgedeki satıcı ismini yazmış ancak miktarı yazarken kolluk kuvvetleri tarafından yakalanmış ise fiil kaçakçılık suçuna teşebbüs aşamasında kalmış olur.

Cezası İki Yıldan Beş Yıla Kadar Hapis Cezası Olan Fiiller:

1.Vergi Usul Kanunu Hükümlerine Göre Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı İle Anlaşması Bulunan Kişilerin Basabileceği Belgeleri, Bakanlık İle Anlaşması Olmadığı Halde Basmak:Belge basma işinin hareketi parçalara ayrılabilecek niteliktedir. Sözleşmesi olmayan bir matbaa belge basma konusunda bütün hazırlıklara başlamış ve makinaya basma komutunu vermiştir. Bu sırada makinede meydana gelen bir teknik arıza nedeniyle tamirci çağrıldığı sırada vergi müfettişi veya kolluk kuvvetleri tarafından tespit edilen faaliyet kaçakçılık suçuna teşebbüs olarak nitelendirilir.

2.Hazine ve Maliye Bakanlığı İle Anlaşması Bulunmayan Kişilerin Bastığı Belgeleri Bilerek Kullanmak:Bilme, deftere kaydettiği belgenin yetkisiz matbaa tarafından basıldığı bilgisine sahip olmaktır. Bunu bilmesine rağmenumursamadan deftere kaydederken yakalanan kişi yetkisiz matbaanın bastığı belgeyi bilerek kullanma nedeniyle kaçakçılık suçuna teşebbüs etmiş olacaktır.

Kaçakçılık Suçlarına Teşebbüsün Sonuçları:Ceza hukukunda teşebbüs aşamasında kalmış suçlara verilecek cezalar, tamamlanmış suçlara göre verilecek cezalardan daha düşük miktarda cezalandırmak şeklinde olmaktadır. Kaçakçılık suçların verilecek cezanın üst sınırı “diğer” ceza gurubunda yer alması nedeniyle hâkim kararına göre ceza indirim oranı dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirimdir.

Vergi Gizliliğine Uymama Suçu:Vergi gizliliğine uymama suçunun posta veya üçüncü kişinin aracılığı yoluyla işlenmesi durumunda, bu suça teşebbüs mümkün olacaktır. Örneğin, Ankara Vergi Dairesinde çalışan bir vergi memurunun Ankara Vergi Dairesine bağlı bir mükellefin gizlilik kapsamında bulunan belgelerinin fotokopisini Afyonkarahisar’da bulunan arkadaşına posta yoluyla göndermesi durumunda henüz bu evraklar Afyonkarahisar’daki kişiye ulaşmadan savcılıkça postada el konulmasında vergi gizliliğine uymama suçuna teşebbüs edilmiş olur. Bu örnekte görüldüğü gibi, vergi gizliliğine uymama suçuna teşebbüs mümkündür. Teşebbüs durumunda verilecek cezanın üst sınırı “diğer” ceza gurubunda yer alması nedeniyle hâkim kararına göre ceza indirim oranı dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirimdir.

Yükümlünün Özel İşlerini Yapma Suçu:Bu suç, neticesi harekete bitişik suçlardan olması nedeniyle teşebbüs söz konusu olmayacaktır.

Vergi Suçlarında Gönüllü Vazgeçme

Gönüllü vazgeçme, suç işleme ve tamamlama kastıyla icra hareketlerine başlayan failin, suçu sonuçlandırabilecek imkâna sahip olmasına rağmen kendi iç iradesinden kaynaklanan bir dürtünün etkisi ile suç hareketlerine son vermesi veya suç hareketleri sonuçlanmasına rağmen neticesinin gerçekleşmesine engel olması halidir.

Gönüllü vazgeçmenin en doğal sonucu bir suçun işlenmemiş olması nedeniyle faile ceza verilememesidir. Cezalandırılmayacak şey, failin kafasına koyup da gerçekleşmesine engel olduğu suçtur. Bu suç nedeniyle ceza verilmez. Ancak, icra hareketinin kesildiği ya da neticenin gerçekleşmediği yere kadar başka bir suçun gerçekleşmesine neden olunmuş ise, bu suç nedeniyle cezalandırmaya devam edilecektir. Örneğin, ruhsatsız silah ile adam öldürmeyi düşünen kişinin, vazgeçtiği adam öldürme fiili nedeniyle değil; ruhsatsız silah bulundurma nedeniyle cezalandırılması gerekecektir.

Vergi Suçlarında Gönüllü Vazgeçmenin SonuçlarıVergi suçları içerisinde ilke olarak vergi kaçakçılık suçlarında teşebbüs hükümleri uygulanabilecek fiiller için gönüllü vazgeçme de söz konusu olabilir. Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapmak suçunda bazı aktif kalemleri olduğundan fazla veya eksik gösteren kişinin sıkça yaptığı bu işlemi daha sonra her hangi bir incelemeden önce üzerlerini çizerek doğrularını yazması gönüllü vazgeçme olarak kabul edilmelidir. Gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açmak suçunda gerçekte var olmayan bir kişi için hesap açılmış ve kendisine borç verilmiş gibi kayda başlayan kişinin yazmaktan vazgeçerek üzerini çizmesi gönüllü vazgeçme olarak kabul edilmelidir. Defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydetmek suçunda, başka bir deftere yazdığı bir hesabı daha sonra silen veya üzerini karalayan kişi bu hesabı doğru deftere yazdıktan sonra inceleme sırasında tespit edilmiş olsa fiilinin gönüllü vazgeçeme olarak nitelendirilmesi gerekir. Defter, kayıt ve belgeleri tahrif etmek suçunda yevmiye defterine yazdığı satış miktarını değer olarak düşürmek isterken devlete bağlılık duygusunun yoğun gelmesi sonucu hareketinden vazgeçerek doğru olanı yazması gönüllü vazgeçmedir. Defter, kayıt ve belgeleri gizlemek, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek suçları teşebbüse elverişli olmadığı gibi gönüllü vazgeçmeye de elverişli değildir. Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeleri kullanmak suçunda on ton aldığı kömürü bir ton yazan mükellefin daha sonra içsel bir duygu ile yazmaktan vazgeçmiş olması halinde henüz fiil tamamlanmadığı için gönüllü vazgeçmeden yararlanması gerekir.Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok etmek suçunda, defteri yok etmek amacıyla geri dönüşüm kutusuna atan mükellefin bir müddet sonra gidip geri dönüşüm kutusundan alması gönüllü vazgeçme olarak kabul edilir. Defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koymak suçunda yevmiye defterinden bir yaprağı dikkatlice çıkaran kişinin yerine yeni yaprak yapıştırma aşamasında fiilinden içsel bir duygu ile vazgeçerek tekrar aynı yaprağı itina ile yerleştirmesi halinde kaçakçılık suçu fiilinden gönüllü vazgeçmiş olur. Belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlemek suçunda teşebbüs söz konusu olmadığı gibi gönüllü vazgeçmeye de elverişli değildir. Sahte belgeleri kullanmak suçunda, sahte olarak düzenlendiğini bildiği belgeyi deftere yazarken kişinin ismini yazdıktan sonra üzerini çizerek iptal etmiş olması gönüllü vazgeçme olarak kabul edilecektir. Vergi usul kanunu hükümlerine göre ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basmak suçunda, sözleşmesi olmayan bir matbaa belge basma konusunda bütün hazırlıklara başlamış ve baskıya başlayacağı sırada içsel bir duygu ile basmaktan vazgeçmesi kaçakçılık suçunda gönüllü vazgeçme olarak kabul edilmelidir. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunmayan kişilerin bastığı belgeleri bilerek kullanmak suçunda, Yetkisi olmayan matbaanın bastığı belgeyi bilerek deftere işlemeye başlayan kişinin içten gelen bir duygu ile yazmaktan vazgeçerek o kaydı iptal etmiş olması gönüllü vazgeçme olarak kabuk edilmelidir. Gönüllü vazgeçmenin ceza politikası açısından sonuçları, fiilin cezalandırılmamasıdır. Belki vergi gizliliğine uymama suçunda ifşa olayı mektupla yapılmış ise, mektup ilgiliye ulaşmadan önce yok edilebilmesi mümkün olursa, o zaman icra hareketlerine son verebilmek mümkün olabilir. Bu durumda neticenin de gerçekleşmesi önlenmiş olabilir. Bunun dışında suçların neticesi harekete bitişik olması nedeniyle fiilin gerçekleştirilmesi ile neticede gerçekleşmiş olacaktır.

Vergi Suçlarında Birleşme

Birleşme, failin tek amaca ulaşmaya yönelik iradesi altında birden fazla suç fiilinin işlenmesi ya da bir tek fiille birden fazla suçun meydana gelmesi şeklinde olabilir. Burada suçlar kaynaşmakta, bağımsızlığını yitirmektedir.

Türk Ceza Kanunu’nda Birleşme Çeşitleri

1.Bileşik Suç:Bileşik suç kanunda şöyle düzenlenmiştir. “(1) Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturmasıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz”.

Vergi usul Kanunu’nda bileşik suç olarak düzenlenmiş suç tipi bulunmamaktadır.

2.Zincirleme Suç:Bir suç işleme kararının icra edilmesi sonucu aynı kişiye suçun birden fazla işlenmesi halidir. Bir ceza verilir ancak ceza kanunda öngörülen oranda artırılır.

3.Görünürde Birleşme (Fikrî İçtima):Bir kimsenin işlediği fiil ile kanunun farklı hükümlerinin ihlâl edilmesidir. İki suçtan en ağır olanın cezası verilir.

Vergi Suçlarında Birleşme

Vergi suçları kapsamı içinde olan kaçakçılık, vergi gizliliğine uymama ve yükümlünün özel işlerini yapma suçları için TCK’nda yer alan birleşme hükümleri uygulanacaktır.

Kaçakçılık Suçunda Birleşme: Kaçakçılık suçu, bileşik suç için elverişli değildir. Zaten bileşik suçta da birleşme hükümleri uygulanmayacaktır.Zincirleme suç için, kaçakçılık fiilleri elverişlidir. Kaçakçılık suçu işlemek isteyen yükümlü, bu amaca hizmet etmek üzere, değişik zamanlarda değişik kaçakçılık fiilleri işleyebilir. Örneğin, sahte belge basma fiili gibi. Matbaacının yetkisi olmamasına rağmen farklı zamanlarda, farklı kişilere sahte belge basması gibi. Vergi yükümlüsü açısından zaman zaman sahte belge düzenlemek gibi. Defter ve belgeleri tahrif de aynı şekildedir. Farklı zamanlarda, tabii ki bu zaman suçun devamını sağlayacak kadar bir yakınlıkta, önce defterlerde, sonra da belgede tahrifat suçu gibi. Eğer araya girecek zaman yeni bir suç imajı verecek kadar farklı ise, veya birinci suç cezalandırılmış ise, zincirleme ceza uygulaması yapılamayacaktır. Suç işleme iradeleri arasındaki ilişki kesen veya bozan unsurlar zincirleme kaçakçılık suçunun oluşumuna engel olur. Suçlardan bir kısmı hakkında kesin karar verilmiş olması, suç fiillerinin farklı hesap dönemleri içerisinde işlenmesi halinde birbirine yakın farklı zaman kavramı gerçekleşmemiş olacaktır. Kaçakçılık suçlarına fikri içtima açısından bakıldığında, uygulanabilir olduğu görülmektedir. Vergi kaçakçılığında görünürde birleşmenin söz konusu olabilmesi için 359’uncu maddesindeki fiillerin diğer kanunlar açısından da aynı sonucu doğurması gerekir. Bu açıdan bakıldığı zaman görünürde birleşmenin çok kolay olacağını söylemek zordur.

Vergi Gizliliğine Uymama Suçunda Birleşme:Fikri içtima açısından bakıldığında, yükümlüye ceza kesileceğini görevi gereği öğrenen denetim elemanının bu şirkete ait elinde bulundurduğu hisse senetlerini satan kişi, öğrendiği sırrı kendi lehine kullandığı ve Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında bilgi suiistimaline neden olması durumunda görünürde birleşme gerçekleşmiş olur. Cezası Sermaye Piyasası Kanunu’nda iki yıldan beş yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır (Sermaye Piyasası Kanunu md.106). Vergi Usul Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’ndaki düzenlemeye bakıldığında bileşik suç ihtimali görülmemektedir. Ancak, zincirleme suç söz konusu olabilir. Aynı suçu bir vergi inceleme elemanının iki yükümlüye ait sırrı, kısa zaman dilimleri aralığında ifşa etmesi suçunda olduğu gibi. Veya aynı yükümlünün sırrını, bir suç işleme cümlesinden alarak parça parça ifşa etmesinde olduğu gibi. Burada, bir suç işleme kararı ile değişik zamanlarda işlenmesi gerekir. Eğer suç kastı farklılaşmış ise, ya da birinci suç fiili cezalandırıldıktan sonra ikinci bir suç işlemesi söz konusu ise, durum tekerrür hükümleri açısından değerlendirilmesi gerekir.

Yükümlünün Özel İşlerini Yapma Suçunda Birleşme: Yükümlünün özel işlerini yapma suçu TCK açısından bakıldığında “görevi kötüye kullanma” olarak nitelendirilebilir. Buna göre “(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamununzararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” (Türk Ceza Kanunu md.257/I). VUK, cezanın tayini açısından Türk Ceza Kanunu’nun 257’nci maddesine atıf yapmıştır (Vergi Usul Kanunu md.363). Zincirleme suç açısından incelendiğinde yasaklı memurun, yükümlünün işlerini bir suç işleme fikrînden hareketle farklı zamanlarda farklı farklı ihlâli muhtemel görülmektedir. Örneğin, yükümlünün önce hata düzeltme dilekçesini yazan kişinin, sonra uzlaşmaya müracaat yazısını yazması gibi. Bu iki hareket, ayrı ayrı, yükümlünün özel işlerini yapma gibi görülse de bir suç işleme kararı ve birden fazla kanun hükmünü ihlâl, zincirleme suç olarak karşımıza çıkacaktır. Fikri içtima açısından incelendiğinde vergi dairesi memurunun arkadaşı mali müşavir yanında çalışırken arkadaşı için içeriği itibariyle sahte belge düzenlerse, hem mükellefin özel işini yapmış olur hem de kaçakçılık suçu cezası işlemiş olacağı için en ağır ceza ile cezalandırılması gerekir.

Vergi Suçlarında İştirak

İştirak birden fazla suç failinin, suça iştirak iradesi ile suçun oluşumunda bir değer ifade etmesi şartıyla birlikte suç işlemeleri halidir.

Türk Ceza Kanunu’nda iştirak çeşitleri için faillik, azmettirme ve yardım başlıklarını kullanmıştır.

Vergi suçlarından olan “vergi gizliliğine uymama” ve “yükümlünün özel işlerini yapma suçları” için Vergi Usul Kanunu’nda suça iştirake ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, Türk Ceza Kanunu’nun 5’inci maddesi gereği bu suçlar için Türk Ceza Kanunu’ndaki suça iştirake ilişkin hükümler uygulanması gerekir. Ancak kaçakçılık suçuna iştirak konusunda Vergi Usul Kanunu’nda özel bir düzenleme bulunmaktadır. Bu hükme göre, “359’uncu maddede yazılı suçların işlenişine iştirak eden suç ortaklarının bu suçların işlenmesinde menfaatinin bulunmaması halinde, Türk Ceza Kanunu’nun suça iştirak hükümlerine göre hakkında verilecek cezanın yarısı indirilir” (Vergi Usul Kanunu md. 360). Bu madde gereği kaçakçılık suçuna iştirak durumunda Türk Ceza Kanunu’nun suça iştirake ilişkin maddesi uygulanacaktır. Ancak, kaçakçılığa iştirak edenlerin suçun işlenmesinde menfaatinin bulunmaması durumunda Türk Ceza Kanunu’na göre verilecek ceza yarı oranında indirilecektir.

Vergi Suçlarında Tekerrür

Tekerrür, işlediği bir suç nedeniyle cezası kesilen ve kesinleşen kişinin, tekerrür süresi içerisinde tekerrüre esas olan bir suçu tekrar işlemesi durumunda, bu kişiye uygulanacak tedbirlerdir.

Tekerrür süresi, önceki suçun cezası beş yıldan fazla süreli mahkûmiyet kararı ise, birinci suçun cezasının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıldır. Ceza infaz edilmiş ise, infazın sona erdiği tarihten itibaren 5 yıldır. Önceki suçun cezası beş yıl ve daha az süreli hapis cezası ise, ya da adlî para cezasına mahkûmiyet ise, bu süre 3 yıldır. Sürenin başlangıcı, önceki cezanın infazına göre değişecektir. Ceza infaz edilmemiş ise, önceki cezanın kesinleştiği tarihten başlayacaktır. Önceki ceza infaz edilmiş ise, infaz sona erdikten sonra süre başlayacaktır. Zira Türk Ceza Kanunu’nun yaklaşımında mefruz tekerrür uygulanacaktır. Kanuna göre, tekerrür için cezanın infaz edilmiş olmasının zorunluluğu yoktur (Türk Ceza Kanunu md. 58/1).

Tekerrür halinde ikinci suça uygulanacak yöntemler şunlardır. i. İkinci suçun cezası, seçimlik olarak hapis veya adlî para cezası şeklinde ise, hapis cezasına hükmedilir. ii. Tekerrür halinde koşullu salıverme süresi uzamaktadır. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümlerine göre suçu tekrarlayan kişinin koşullu salıverme imkânları ağırlaştırılmaktadır. Tekerrür durumuna düşen kişinin koşullu salıvermeden yararlanabilmesi için, infaz kurumunda ceza süresinin aşağıda belirtilen sürelerini iyi halli olarak geçirmesi gerekmektedir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında 39 yıl, Müebbet hapis cezasında 33 yıl, Süreli hapis cezalarında ise, cezasının ¾’üdür. Tekerrür nedeniyle eklenecek süre, esas cezanın en ağırından fazla olamaz. İkinci defa tekerrür durumuna düşen kişi koşullu salıvermeden yararlanamaz. Tekerrürün bir diğer sonucu ise, denetimli serbestlik sisteminin uygulanmasıdır. Denetimli serbestlik mahkeme veya hâkim kararında belirtilir. Bu süre cezanın infazından sonra başlamak üzere, bir yıldan az olamaz. Denetimli serbestlik, mahkeme veya hâkim tarafından belirlenen koşullara göre ve kararlaştırılan süre içerisinde denetim ve denetleme plânı doğrultusunda şüpheli, sanık ve hükümlünün toplumla bütünleşmesini sağlamak amacıyla ihtiyaç duyduğu, her türlü hizmet, program ve kaynakların sağlandığı toplum temelli bir uygulamadır. Tekerrür, kasıtlı suçlarla taksirli suçlar arasında sırf askeri suçlarla diğer suçlar; kasten adam öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu madde imal ve ticareti ile parada ve kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere yabancı ülke mahkemeleri tarafından verilen hükümler tekerrüre esas olmaz (Türk Ceza Kanunu md. 58/2). Fiili işlediği sırada 18 yaşınıdoldurmamış olan kişilerin işlediği suçlarda da tekerrür hükümleri uygulanmaz.