VERGİ TEORİSİ - Ünite 2: Vergilerin Sınıflandırılması ve Vergi Dışı Kamu Gelirleri Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 2: Vergilerin Sınıflandırılması ve Vergi Dışı Kamu Gelirleri
Vergilerin Sınıflandırılması
Verginin, ekonominin işleyişini nasıl etkilediğini vergi türü belirler. Kişilerin, hane halklarının ve şirketlerin ekonomik kararlarını vergi türü de etkilemektedir. Vergi sınıflandırması yapmanın diğer bir faydası vergi politikası yapıcılarının vergileri izlemesine olanak sağlamasıdır. Örneğin, gelir üzerinden alınan vergilerin toplam vergilere oranında bir azalma olup olmadığı izlenerek bir değerlendirme yapılabilir. Bu değerlendirmelerin sonucu olarak daha etkin vergi politikaları geliştirilebilir. Uluslararası vergi sistemi karşılaştırması yapmak ülkelerin ortak bir vergi sınıflandırması yöntemi kullanması sayesinde mümkün olmaktadır.
Dolaysız ve Dolaylı Vergi Sınıflandırması
Dolaysız ve dolaylı vergi ayrımı en çok kullanılan ve yaygın olan vergi sınıflandırmasıdır. Dolaysız ve dolaylı vergilerin temel ayrım şekli, verginin toplanması ve hesaplanmasına ilişkin idari düzenlemelere dayandırılmaktadır. Vergi yükünü taşıyan kişilerden toplanan gelir vergisi gibi vergiler dolaysız vergilerdir. Diğer yandan vergi yükünü taşımayan kişilerden toplanan katma değer vergisi gibi vergiler ise dolaylı vergidir.
Dolaysız vergiler kolayca yansıtılamayan, dolaylı vergiler çok daha kolay yansıtılan vergilerdir.
Dolaysız ve dolaylı vergilerin bir diğer ayrım şekli, bugün de geçerliliğini koruyan dolaysız vergilerin yükünün tamamen mükellef tarafından katlanıldığı, dolaylı vergilerin ise tamamen yansıtıldığı düşüncesine dayandırılmaktadır.
Dolaysız ve dolaylı vergilerin üçüncü ayrım şekli, vergi yansımasının dikkate alınmaması hâlinde ortaya çıkmaktadır. Dolaysız ve dolaylı vergilerin son bir ayrım şekli ise vergi yükünün kişiler arasındaki dağılımından hareketle yapılmaktadır.
Dolaysız Vergilerin Üstün Tarafları
Dolaysız vergilerin vergi idaresi ve mükellef açısından başlıca avantajları şunlardır:
Adalet: Dolaysız vergilerin dolaylı vergilerden daha adil olduğu kabul edilmektedir.
Kesinlik: Dolaysız vergilerin kesin olduğu kabul edilmektedir.
Uygunluk: Dolaysız vergilerde, vergi ödemesi gelirin elde edilmesi ile uyumlu olduğu için bu vergiler kazandıkça ödeme esasına uygun olarak kabul edilirler.
Yansıma: Dolaysız vergilerde verginin bir başkasına yansıtılması oldukça güçtür. Bu sayede mükelleflere eşit davranmak ve vergi yükünün kimin üzerine düştüğünü hesaplamak kolaylaşır.
Tahsis: Dolaysız vergiler gelir üzerinden alındıkları için geliri azaltmakla birlikte, vergi sonrası harcanabilir gelirin mükellefler arasında nasıl tahsis edileceği ile ilgilenmezler.
Esneklik: Dolaysız vergiler kamunun ekonomiyi genişletme ya da daraltmaya yönelik bir maliye politikası izlemesine bağlı olarak oranları ve indirimleri ayarlanmak suretiyle harcanabilir geliri artırabilir ya da azaltabilirler.
Dolaysız Vergilerin Olumsuz Tarafları
Dolaysız vergilerin bünyelerinde barındırdıkları başlıca dezavantajları ise şunlardır:
Karmaşıklık: Yatay ve dikey adaleti sağlamak için istisna ve muafiyetler arttıkça dolaysız vergiler karmaşıklaşmakta ve vergilemenin temel prensiplerinden olan basitlikten uzaklaşılmaktadır.
Çalışma Arzusu: Dolaysız vergiler geliri artırmak için girişilen çabalar neticesinde aynı zamanda vergi yükümlülüğünü de artırdıkları için çalışma ve teşebbüs gücü üzerinde caydırıcı etki yaratırlar.
Mükellef Direnci: Mükellefler dolaylı vergilere kıyasla dolaysız vergiler konusunda çok daha bilinçlidir. Dolaysız vergiler dolaylı vergiler gibi seçimlik olmadığı için bunları ödemenin sıkıntısı daha fazla olmaktadır. Dolaysız vergilere karşı gösterilen dirençler; kayıt dışı ekonominin büyüklüğü, çalışmak yerine boş zaman tercihi ya da seçimlerde dolaysız vergilere önem veren partilere oy vermemek gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir.
Dolaylı Vergilerin Üstün Tarafları
Dolaylı vergilerin idare ve mükellef açısından başlıca avantajları şunlardır:
Kaçakçılığı Azaltma: Dolaylı vergiler mal ve hizmetlerin fiyatına dahil oldukları için dolaylı vergiler yoluyla vergi kaçırmak için çok daha dar bir alan söz konusudur.
Psikolojik Etki: Dolaylı vergiler dolaysız vergilere göre daha az hissedilir. Dolaylı vergilerin alıcılar tarafından hissedilmesi zordur ve bu nedenle dolaylı vergilerin mali anesteziye daha uygun olduğu kabul edilir.
Seçimlik Yapı: Dolaylı vergiler bir dereceye kadar seçimlik vergilerdir. Teorik olarak bir kişi dolaylı vergi ödemek istemiyorsa vergilendirilen mal ve hizmeti almaktan vazgeçebilir. Pratikte ise tüketim seviyesini değiştirmek suretiyle vergi yükümlülüğünü bir derece değiştirmek ya da azaltmak mümkündür.
Esneklik: Maliye politikasını daraltmak ya da genişletmek için dolaylı vergilerin artırılması veya azaltılması bir araç olarak kullanılabilir. Dolaylı vergilerin artırılması tüketimi cezalandırıp tasarrufu teşvik ederken dolaylı vergilerin azaltılması ise harcamaları teşvik ederken, tasarrufu azaltıcı bir etkiye sahiptir.
Basitlik: Mal ve hizmetlerden alınan dolaylı vergilerin hesaplama yöntemleri gelir üzerinden ödenen dolaysız vergilere göre çok daha kolaydır.
Uyum Maliyeti: Dolaylı vergiler çoğu kez satış noktasında tahsil edilir. Bu nedenle dolaylı vergilerin yönetimi oldukça kolaydır.
Çalışma Arzusu: Dolaylı vergiler kazancın seviyesi ile ilgili olmadıkları için çalışmayı engellemez, tam tersine teşvik ederler.
Politik Kabul: Mükelleflerin dolaylı vergilere direnç göstermesi, dolaysız vergilere kıyasla daha azdır. Bu nedenle hükûmetler dolaylı vergileri dolaysız vergilere göre daha fazla tercih edebilmektedir.
Konjonktürel Duyarlılık: Dolaylı vergiler konjonktürel fiyat hareketlerini izleme konusunda daha duyarlıdır. Konjonktürün yükselme devrelerinde hasılatı en hızlı artan vergiler dolaylı vergilerdir.
Dolaylı Vergilerin Olumsuz Tarafları
Dolaylı vergilerin dezavantajları şunlardır:
Tersine artan oranlı vergi yükü: Dolaylı vergiler tersine artan oranlı vergi yükü yaratmaktadır. Tersine artan oranlı vergi yükü ise vergi eşitsizliğine yol açmaktadır.
Tüketimi Çarpıtma: Dolaylı vergiler, vergi konusuna ve oranına bağlı olarak tüketicilerin tüketim ve tasarruf tercihlerini çarpıtabilirler.
Üretimi Çarpıtma: Tüketici talebinin çarpıtılması ayrıca üretim kalıplarını da etkileyecektir. Bir devlet dolaylı vergiler yoluyla yurt içerisinde üretilen ürünlerin veya ithal edilen ürünlerin talebini etkileyebilir.
Enflasyonist Etki: Dolaylı vergiler fiyatları artırmak suretiyle ilave enflasyonist baskı yaratabilir.
Konularına Göre Vergi Sınıflandırması
Üzerinden alındığı vergi konularına göre vergileri gelir, servet ve harcama vergileri olmak üzere üç gruba ayırmak mümkündür. Bu anlamda gelir üzerinden alınan vergiler gelir akışı üzerinden, harcamalar üzerinden alınan vergiler harcama akışı üzerinden alınan dönemsel vergilerdir. Buna karşılık servet vergileri ise servetin elde tutulması (stok) üzerinden alınan ve dönemsel olmayan vergilerdir.
Oran Yapısına Göre Vergi Sınıflandırması
Vergileri gelire göre değişen oran yapılarına göre artan oranlı vergiler, düz oranlı vergiler ve azalan oranlı vergiler olmak üzere üç gruba ayırmak mümkündür.
Spesifik ve Ad Valorem Vergi Sınıflandırması
Vergi konusunun büyüklük ya da ağırlık miktarına dayandığı vergilere spesifik vergiler denir. Vergi konusunun büyüklük yada ağırlık miktarına dayandığı vergilere spesifik, vergi konusunun değeri üzerinden alındığı vergilere ise ad valorem vergi denir.
Objektif ve Subjektif Vergi Sınıflandırması
Vergiler objektif ve subjektif vergiler şeklinde sınıflandırılabilir. Subjektif vergiler mükellefin kişisel ödeme gücüne göre ayarlanan vergilerdir. Objektif vergiler ise kişisel özelliklerden bağımsız olup, faaliyetler ya da işlemler (alım, satım ya da elde tutma gibi) üzerinden alınan vergilerdir.
Genel ve Özel Vergi Sınıflandırması
Vergiler genel vergiler ve özel vergiler şeklinde de sınıflandırılabilir. Genel vergi, bütün vergi matrahını kapsayan ve hiçbir istisna, muafiyet ve indirime yer vermeyen vergidir. Özel vergi ise vergi matrahının sadece belli bir kısmını vergiye tabi tutan ya da genel vergi matrahından birtakım istisna ve indirimlerin yapılmasına izin veren vergidir.
Geçici ve Sürekli Vergi Sınıflandırması
İlke olarak sürekli vergiler sürekli uygulanacak şekilde uygulamaya konurlar. Günün koşullarına uydurmak için zaman zaman değişikliğe uğrasalar bile bu sürekliliklerini bozmaz. Buna karşılık uygulamaya konulması sırasında belirli bir süre ile sınırlandırılan vergiler ise geçici vergilerdir.
Ayni ve Nakdi Vergi Sınıflandırması
Vergiler, vergi ödemede kullanılan araçlara göre ayni ve nakdi vergiler olarak sınıflandırılabilirler. Tarihte geniş uygulama alanı bulmuş olan ayni vergiler, mal yada hizmet şeklinde ödenen vergilerdir.
Düzenleyici ve Tamamlayıcı Vergi Sınıflandırması
Düzenleyici vergiler; kullanımı topluma, büyük maliyetler yükleyen malların tüketimini kısmak ve/veya vergiye rağmen kullanmaya devam edenleri cezalandırmak için uygulanan vergilerdir.
Tamamlayıcı vergiler ise vergilemeye ilişkin amaçların gerçekleştirilmesi bakımından birbirleri ile uyumlaştırılan vergilerdir. Bu anlamda kişisel bir harcama vergisi, gelir vergisini tamamlayıcı bir vergi olarak kullanılabilir.
Tek Vergi Yaklaşımı
Tarihsel süreç içinde yalnızca tek konudan vergi almasını savunanlar olmuştur. Tek vergi yaklaşımının kökeni D. Ricardo’ya dayanmaktadır. Arzı esnek olmayan arazi üzerinden tek bir vergi alınması fikri 1920’li yıllarda F. Ramsey’e ilham kaynağı olmuştur. Ramsey arz ya da talebi esnek olmayan bir ürün üzerinden vergi alınmasının üretim ve tüketim üzerinde oldukça düşük bir etki yaratacağını ileri sürmüştür. H. George’nin önerdiği tek vergili sistemde, çalışma ve teşebbüs faaliyetleri vergi dışında tutulmakta, verginin arzı esnek olmayan arazi üzerinden alınması savunulmaktadır. Böyle bir durumda vergiden kaçınılması imkânsız olmaktadır. Ancak, tek vergi kaynağının devletin gelir ihtiyacını karşılaması imkânsızdır. Maliye Bakanlığı yaptığı dönemde bile ülkesinde tek vergiyi uygulamaya cesaret edemeyişi, bu teorinin uygulamasının çok güç olduğuna bir delildir. Bu sebeple bütün ülkelerde birden fazla konudan verginin alındığı ‘çok vergili sistem’ tercih edilmektedir.
Vergi Dışı Kamu Gelirleri
Harçlar
Bazı kamu kuruluşlarının sundukları ticari ve sınai mahiyette olmayan hizmetlerden yararlananların yararlanma karşılığı ödedikleri bedele harç denir. Tapu, yargı, noter, pasaport ve konsolosluk, trafik harçları en önemli harç türleridir. Harcı ödeyen karşılığında özel bir fayda elde eder. Devletin sunmuş olduğu yarı kamusal mallar kısmen harçlarla finanse edilmektedir.
Harçlarla bazı kamu hizmetlerin sunumunda kısmi fiyat tayınlaması gerçekleştirilmektedir. Tam fiyat tayınlaması olabilmesi için sunulan bu hizmetlerin tamamen harçlarla finanse edilmesi gerekir. Harcın miktarının belirlenmesinde harç ile hizmetin maliyeti arasında genellikle bir ilişki kurulmaz. Harçların kamu finansmanında kullanılmasının bazı dezavantajları bulunmaktadır. Düşük gelirliler harçlar yüzünden kamu hizmetlerinin faydalarından dışlanabilir. Harcın tutarı hizmetin maliyetinin üzerinde ise maliyetin üzerindeki kısmın özel bir karşılığı olmadığı gerekçesiyle bu kısım vergiye dönüşür.
Parafiskal Gelirler
Sosyo-ekonomik alanda devlet müdahaleciliğinin artması nedeniyle artan kamu harcamalarını gerçekleştirmek üzere kurulan yarı kamu niteliğine haiz sosyal ve mesleki kuruluşlarca toplanan kamu gelirlerine parafiskal gelirler denir. Parafiskal gelirler zorunludur, parafiskal ödeme yapanlar karşılığında özel bir fayda elde eder. Parafiskal gelirler sosyal ve mesleki amaçlarla toplanır.
Devletin Mülk ve Kamu Teşebbüsleri (Patrimuan) Gelirleri
Devlet sahip olduğu gayrimenkullerden, çeşitli kuruluşlardan (kamu teşebbüsleri) gelir elde etmektedir. Devletin mülk ve teflebbüs gelirlerine patrimuan gelirleri denir. Patrimuan kelime olarak miras, kalıt, mülk, gelir anlamlarına gelmektedir.
Para Basmak (Senyoraj)
Devletin para basmadaki tekel gücünü kullanarak elde ettiği reel gelire senyoraj denir. Senyoraj ‘hükümranlık hakkı’ anlamına gelmektedir. Senyoraj teorik bir gelirdir ve bu yüzden hesaplanması zordur.
Borçlanma
Devletin geliri artırmasının bir diğer yolu, geçici bir kaynak olarak, kendi vatandaşlarından ya da yabancı ülkelerden borç para alınmasıdır. Devlet de kişiler ve firmalarda olduğu gibi borç alabilir. Devlete borç verme konusunda kişiler genellikle özgür iradeye sahiptirler. Devlete ödünç olarak verdikleri fonların karşılığında gelecekte belirli bir tarihte faizi ile birlikte ödeneceğini gösteren bir belge (bono, tahvil gibi) alırlar.
Bağış ve Yardımlar
Bağış ve yardımlar, kişi ve kuruluşlar tarafından kamuya yapılan gönüllü katkılardır. Bunlar genellikle özel programların finansmanı için kullanılır.