XVI-XIX. YÜZYILLAR TÜRK DİLİ - Ünite 4: Şekil Bilgisi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 4: Şekil Bilgisi

Kelime Yapımı

Türkçede yeni kavram ve nesne adları veya oluş ve kılışları gösteren fiilleri yapmanın morfolojik yolu, var olan tabanlardan yine var olan eklerle yeni kelimeler türetmektir. Bu eklere türetme ekleri deriz. Dilde var olmayan kök ve eklerden yeni kelime yapılamaz; ancak bazı kelimelerin zamanla işlekliğini kaybedip ölmesi gibi, bazı ekler de işlekliğini kaybedebilir; ancak bir kaç kelimede, işlevi unutulmuş bir halde kalıplaşmış olarak yaşayabilir veya tamamen kullanımdan düşer.

Türetme Ekleri: Bu dönem Türkçesi türetme ekleri bakımından esasen ETT döneminden büyük bir farklılık göstermez.

İsimden İsim Türeten Ekler:

+Aç topaç ve kulaç gibi kelimelerde geçmektedir.

+Ak topak, benek, solak gibi kelimelerde geçer (Uluocak, 40).

+CA Bu ek, daha çok zarf tümleci yapan bir hal eki işleyişinde olsa da nesne ve kavram adları yapımında da kullanılmıştır. Özellikle dil adları yapımında bu ek kullanılır. nice, niçe, akçe, alaca ‘kumaş’, ılıca, Türkçe, Fransızca, İtalyanca; pişi ve katmerce ve po- ğaça (SN, 3), kızılca ve Beğlerce buğdayı (SN, 2); Çamlıca, Düzce, Südlüce, nâhiye-i Yağlı- ca, Çöplüce mescidi (SN, 2).

+rAK Kalıcı olmayan, karşılaştırma ifade eden isimler türetir. Meninski şu örnekleri verir: güzelrek, yegrek, alçakrak, bolrak, kolayrak, ulurak, uvakrak, uzunrak, yakınrek, acırek, bellürek, büyükrek, ek- şirek, geçrek (Tulum 2011, 105-106).

+CI Bu ekin başlıca işlevi meslek ismi yapma, bir işi alışkanlık haline getiren veya sıkça yapanı ifade etme, eklendiği isimle ilgili alım satım veya üretim faaliyeti yapma gibi anlamları teşkil etmektir. kapucı, akıncı, savcı, ekinci, yardımcı, kapucıbaşı, ilçilik, gümrükçi, ostaryacı, teşrifatçı, başkarakullukçı, arabacı, menzilci, hintocı, kalyoncı, saatçi, komedyacı, humbaracı, lağımcı, bostancı, çarhacı, cebeci (Uluocak, 44-47).

+lIK Bu ek, Türkçenin bütün dönemlerinde en işlek, işlevi en geniş ve zengin eklerinden olmuştur. Başlıca işlevleri örnekleriyle birlikte şöylece sıralanabilir: Nesne adları yapar: parmaklık, iplik Görev ismi yapar: pâdişâhlık, sultânlık, ilçilik, ağalık, silahdârlık, beğlik, krallık, çâsârlık

Sıfatlardan türemiş soyut isimler yapar: küstâhlık, edebsizlik, reâyâperverlik, garîbnüvâzlık, âşinâlık, bîtaraflık, bî-vefâlık, suhânperdâzlık, şimşirbâzlık, âteşfeşânlık.

Yer isimleri yapar: yemeklik “…tâ yemekliğe gelüp…”, ocaklık “gemide taâm ocaklıkdan gayri yerde pişmez”, çiftlik

Eklendiği ismin sık olarak bulunduğu yerleri ifade eder: bataklık, sazlık, ormanlık, ağaçlık, kayalık, taşlık, mezârlık, çayırlık

Zaman isimlerinden türemiş isim ve sıfatlar yapar: günlük, haftalık, aylık, yıllık, senelik, sâatlik

Yönetim şeklini bildiren isimler: sultânlık, krallık, dükalık, ocaklık, beğlerbeğilik, imparatorluk, cumhûrluk, markizlik

Meslek ve zanaat isimleri yapar: hammâllık, ırgadlık, hırsızlık, âteşbâzlık, şeyhülislâmlık, kâdılık, hırsızlık

Bir din, mezhep veya fikrî akıma mensubiyeti bildirir: müslamânlık, haçperestlik, putperestlik

+lI, +lU Kelimede belirtilen anlamın var oluşunu, nitelenenin o niteliğe sahip oluşunu ifade eder. Bunun yanında nispet, aitlik, mensubiyet anlamı ifade eden sıfatlar da yapar.

Ek, sıfat ve zarf işlevinde kelimeler yapar: ...beş oturaklı çete kayığıyla...; iki tabakalı cebehaneleri olup; iki tarafda sîm gaddareli çukadarlar...;

İkilemeler kurar: içli dışlı iki kal’esi, dürlü dürlü fesâdâta, yerlü yerinde karar idüp, giceli gündüzlü

Çeşitli isimler yapar: atlu ‘süvari’, tatlu ‘yiyecek’, üç tuğlu ‘rütbe’, gö?üllü ‘açık gönüllü’

Unvanlara getirilen kalıplaşmış sıfatlar yapar: devletlü, saâdetlü, izzetlü, mürüvvetlü

Bir halka, hanedana veya mezhebe mensubiyet bildiren kelimeler yapar: Osmânlu, Nemçelü, Prusyalu, Moskovlu, İpşirli, Melek Ahmed Paşalı, Kadızâdeli

Bir yerle ilgili mensubiyeti bildiren kelimeler yapar: Amasiyyeli, Bağdadlı, Mısırlı, Kerküklü +sIz

Eklendiği ismin ifade ettiği anlamın bulunmayışını, yokluğunu ifade eden, +lI ekinin olumsuzu anlamında sıfatlar yapar.

Kalıcı isimler de yapmıştır: dilsiz “konuşma kabiliyeti olmayan kimse”, hırsız, hamîrsiz yiyecek

+sIz eki alan unsurlar cümle içinde zarf tümleci görevinde kullanılabilir: ...bir kimse akçesiz kalmayup...

+CIK, +cAK ve +cAGIz ~ +cIGAz Bu eklerin esas işlevi küçültme ve sevgi bildirmedir. Bunlardan +cIK nesne ve kavram isimleri de yapmıştır: kitapçık, köpecik (< köpekcik), çatalcık, teknecik, ağaççık, demetçik, kal’ecik, kasabecik, alçacık, ırmacık (< ufak+cık) vb. Bu ekle yapılmış kalıcı isimler de vardır: sığırcuk ~ sığırcık ‘kuş’, yılancık

+DAş Beraberlik ve ortaklık bildiren kelimeler yapan bir ektir: karındaş ~ kardaş, yoldaş ayakdaş, hocadaş, sınurdaş ‘sınırdaş’, yaşdaş, yoldaş, dîndeş ~ dîndaş, emekteş, köydaş +dI Yansıma kelimelerden isimler yapan bir ektir: hırıldı, gürüldü

İsimden Fiil Türeten Ekler:

+lA Türkçenin tarihî dönemler boyunca en işlek isimden fiil yapma eki olup, bu dönemde de verimli bir türetkenlik göstermiş, yüzlerce kelimenin yapımına iştirak etmiştir. kutlula- “…bayramlaşup bayram kutluladılar.” Ekin diğer çatı ekleriyle türemiş +lAn-, +lAş-, +lAt- şekilleri de yaygındır: konuklan-, şübhelen-, zenginlen-, atlan-, ihtiyarlan-, bayramlaş

+Ar Sıfatların ifade ettiği anlamlardan, o duruma dönüşmek, o şekli almak anlamlarında fiiller yapan bu ek, Eski Türkçe döneminden beri işlek olup, bu dönemde de canlı olduğu kabul edilebilir: ağarmak, bozarmak, gövermek, kararmak

+dA Yansıma kelimelerden fiiller yapan +dA-, canlı ve yeni kelimeler türetme yeteneği olan bir ek olmuştur: horulda- “...öbürleri gibi horuldamağa başladım”

+Abe?ze-, boşa- “Bak a Sultân Efendim, ben seni boşamak ihtimâlim yokdur; meğer mâbeynimiz ölüm ayıra!”, dile-, kapa-, oyna-, uğra-

+Alazal-, boşal- çoğal-, düzel- +(I)kbirik-, gözük-, acık-, gözük

Fiilden İsim Türeten Ekler: Aşağıdaki fiilden isim türetme ekleri, bu dönemin canlı, işlevsel ve yeni kelimeler yapma yeteneği olan ekleridir.

-AcAK Esasen sıfat-fiil olan bu ek, nesne ve kavram isimleri de yapmıştır: yiyecek “Yiyecek yok; havf u haşyet ve renc [ü] anâ çok.”, yakacak, bakacak

-AK Fiillerden yer ve âlet isimleri yapar: konak, batak, binek “binek taşı”; oturak “beş oturaklı çete kayığıyla”; “oturak it-”; çevrek ‘girdap’

-GIn Daha çok soyut isimler ve sıfatlar yapar: baskın, çapkın, dargınlık, kaçkın, yorgunluk, düzgün, sürgün “sürgün avı itdiler.”, şaşkın, eşkin, geçkin, keskin, salgın vb. -I

Kavram ve nesne isimleri yapar: koku, yazı, korku, öli, aşurı, satu “satu bâzâr içün gelüriken”, tolu

-(y)IcI Fail isimleri veya fiilin belirttiği hareketi meslek olarak/sürekli yapanı ifade eden kelimeler yapar: arayıcı, dilen(i)ci, övici, umıcı, çağırıcı “çağıran, melek”, esirgeyicidür “esirgeyicidir, koruyandır”, gidici, gösterici “gösteren”, isteyici, yırtıcı “yırtıcı cânavarlar”

-(y)Iş Fiilin yapılış tarzını vurgulayan isimlerini yapar: alış viriş, bakış, arayış, okuyış, gösteriş, güliş, nazlanış, döküliş, döniş, başlayış, oynayış, söyleyiş, yürüyiş -ndI akındı, dökündi “denizdeki kayalık kümesi”, sızındı, budandı, kırkıntı, salıntı vb.

-GI Daha çok, fiilde belirtilen hareketi yapmaya yarayan âlet isimleri yapar: içki, burgu, virgü, çalgı, sargı, silgi, burgı, sürgi

-(I)K, -K Fiilden edilgen anlamlı sıfatlar, bununda dışında isimler yapan bir ektir: artuk ‘fazla’, ayruk ‘başka’, konuk, dilek, ayrık, bulanık, çatık, satılık, sınık, kesik, buruşık; bölük, yitük ‘yitik, kayıp’, çürük, karışık, açık, döşek.

-(I)m Fiilden kaynaklı bir durum veya hareket tarzının adını yapan ek, bu dönemde sık kullanılmaz: alım “alış, ahz”, geyim, ölüm,

-mA Hem fiilin mastar şeklini, hem de fiilden doğma bir hareket veya nesne/kavram adını yapan

–mA eki, kullanım sıklığı yüksek bir ektir. Bu ekle yapılan kelimeler sıfat olarak da kullanılabilmektedir.

-mAK Daha çok fiilden isim yapma işleviyle kullanılır: gülmek, sevmek, almak, bakmak, avlamak, bağlamak, oğurlamak, paslanmak, dökmek, elemek, küsmek -

mAKlIK Fiilin somut ismini teşkil eder: açılmaklık, ağlamaklık, bilmeklik, a?lamaklık, ayrılmaklık, sevmeklik

-mAz açmaz “açmaz koyup çekildiler”, yaramaz ‘kötü’ “yaramaz itdü?”

-mAcA urmaca “urmaca top oynar.” (SN, 3). Bilhassa yer ve hayvan isimleri: Çekmece, Atmaca

Fiilden Fiil Türeten Ekler:

Çatı Ekleri: Fiilin anlamını değiştirmeyen, ancak fiili yapanı (özneyi) veya fiilden etkileneni (nesneyi) değiştiren eklere çatı ekleri diyoruz (Korkmaz, 478). Çatı kategorisi ekleri fiilin anlamını değiştirmeden dilbilgisel görev yükü taşıyan eklerdir.

Ettirgenlik Ekleri: Kılış bildiren geçişli fiillere geldiğinde fiildeki anlama ‘yaptırma’ işlevi katan, fiildeki hareketin ikinci bir özneye yaptırıldığını ifade eden ettirgenlik ekleri, geçişsiz fiillere geldi- ğinde bunları geçişli ve kılış bildiren fiillere çevirir.

Meçhul/Edilgenlik Ekleri: Geçişli fiillere getirilerek fiili yapanı bilinmez hâle getirilen, yani fiili pasif/edilgen hâle sokan eklerdir. Bu gibi fiillerde fiilin nesnesi dilbilgisel olarak ‘özne’ durumuna geçmiş olur.

İşteşlik Eki -(I)ş- : Fiilde belirtilen hareketin birden fazla yapan tarafından, aynı anda, karşılıklı, emek birliğiyle yapıldığını ifade eder.

Dönüşlülük Eki -(I)n- : Dönüşlü fiil, öznenin yaptığı eylemden bizzat kendisinin ‘doğrudan’ veya ‘dolaylı’ olarak etkilendiğini bildirir.

Olumsuzluk Eki -mA- :alınmadı, bulamadılar,

Olumsuz Yeterlik Eki -AmA-, -ImA- :Bu, -A bil- yeterlik tarzının olumsuzunu teşkil eder: yüzebilmek X yüzememek.

İsim Çekleri

Çokluk: +lAr Türkçede çokluk kategorisini morfolojik yolla teşkil etmekte kullanılan +lAr morfemi eklendiği kelimenin sayıca birden fazla olduğunu anlatır. Sayıca çokluk ifade eder: gemiler, memleketler, miller, vilâyetler,

Türkçede Arapça ve Farsça çokluk yapıları da yaygın olarak kullanılmıştır. Arapça çokluk yapıları kurallı ve kuralsız olarak iki gruba ayrılır. Kurallı çokluk yapısının teşkili Türkçedeki yapıya benzer; kelime tabanına +în, +ûn (eril) ve +ât (dişil) çokluk ekleri getirilir. me’mûrîn ‘memurlar’, gâfilûn ‘gafiller’ vb. +în ve +ûn ekleri, Arapça ism-i fail ve ism-i mef ’ul yapısındaki kelimelere getirilir; +ât eki ise dişil çokluklar yapar ve teklik hâlde dişil olan kelimelerle bilhassa masdar hâlindeki kelimelerle kullanılır: adet > âdât, muallime > muallimât, ihrâc > ihrâcât, ta’lîm > ta’limât vb.

İ yelik Kategorisi: yelik kategorisi, kelimenin aidiyetini belirleyen bir kategori olup, teklik ve çokluk olmak üzere altı ayrı ekle teşkil olunur. Bu ekler, isimdeki kavramın sahip durumunda olan bir özneye aidiyetini bildirirler. Bu özne daima ben, sen, o, biz, siz, onlar zamirlerinden biridir. İyelik eki almış bir kelime, söz diziminde, ilgi hâli eki almış bir zamirle birlikte, ‘iyelik grubu’ dediğimiz tamlamayı teşkil eder.

Hal Kategorisi (İsim Çekimi): Zeynep Korkmaz, hâl kategorisini ‘isimlerin birbirleri veya fiiller ile olan ilişkilerini belirleyen durum gösterme kavramını karşılamak üzere belirli eklerle birleşerek aldığı şekiller’ olarak tanımlamış (Korkmaz, 323) ve “yalın, ilgi, yükleme, yönelme, bulunma, çıkma, vasıta, eşitlik” hâllerini göstermiştir (Korkmaz, 18).

Fiil Çekimi

Şahıs Ekleri: Aynı zamanda fiilde sayı kategorisini de içerir. Böylece bir eke bakarak, öznenin teklik veya çokluk olduğu konusunda bilgi sahibi oluruz. Arapçada bitimli fiil yapısı bize sayı konusunda teklik, ikilik ve çokluk kavramlarını verirken, İngilizcenin fiil sistemi çoğu zaman sayı konusunda hiçbir bilgi vermez.

  1. Tipteki Şahıs Ekleri: Birinci şahıs teklik: + +m; çokluk: +k. İkinci şahıs teklik: +?; çokluk: +?Iz. Üçüncü şahıs teklik: +Ø; çokluk: +lAr
  2. İkinci Tipteki Şahıs Ekleri: Birinci şahıs teklik: +Am +In, +Im; çokluk: +vUz, +Iz. İkinci şahıs teklik: +sIn, +sI?; çokluk: +sIz, +sI?Iz. Üçüncü şahıs teklik: +Ø; çokluk: +lAr

Zaman Ekleri: Cümlenin yüklem unsurunun bildirme, haber verme işlevini yüklendiği cümlelerde yüklemi oluşturan fiil veya yüklemleştirici unsur (ek fiil), oluş veya kılışın gerçekleştiği zamanı da ifade eder.

Görülen Geçmiş Zaman: -dI ekiyle teşkil edilir ve 2. tipteki şahıs ekleriyle çekimlenir. Başlıca işlevleri şunlardır: Şimdiden önceki bir zamanda gerçekleşip konuşucunun tanıklık ettiği geçmişi anlatır: “...diyü cevâb virdim.”, “iltifât itmedim”, “seyr eyledik”, “ben ise teeddüp idüp oturmadım”, “da’vet itdiler, i’tizâr idüp gitmedim” (Uluocak, 325).

Öğrenilen Geçmiş Zaman: -mIş ekiyle teşkil edilir ve 1. tipteki şahıs ekleriyle çekimlenir. Başlıca işlevleri şunlardır: Konuşanın tanık olmadığı, başkasından öğrendiği bir durumu ifade eder: “Dülger kalfası Sakar-nâm kâfir deryâya düş di diyü merkuma haber virmişler”, “karındaşını... istikbâle göndermiş” (Uluocak, 312).

Geniş Zaman: Tek heceli fiil tabanlarından sonra genellikle +Ar eki kullanılır: gider, ider, geçer, yazar, çıkar, akar, kırar, konar, dürer, dutar, umar vb. Bunun yanında yine tek heceli fiillere –Ir eki de getirilebilir: bilür, durur, olur, turur, bulur vb.

Başlıca işlevleri şunlardır: Süreklilik gösteren, alışkanlık veya âdet hâline gelmiş eylemleri ifade eder: “Kaçan sefer olmaduğı zamân yamaklardan bir nesne almazlar, benevbet sefer eşer, eşkinciler sefer eşdikleri sene âdet-ı ağnâm vermezler.” (SN, 1).

Şimdiki Zaman: İçinde bulunulan zamanın geniş zaman ekleriyle ifadesi Eski Türkiye Türkçesinde yaygın olup, bu bir anda ortadan kalkmamış, XVIII. yüzyıl sonlarına kadar işlevini korumuştur. Ekler: -Ar, -(I)r, -yor, -mAdA, - mAKdA.

Gelecek Zaman: Eski Türkiye Türkçesinde -IsAr ekiyle teşkil olunan gelecek zaman, bu ekin işlevini kaybetmesiyle -AcAK sıfat-fiil ekiyle teşkil olunmaya başlamıştır. Bunun yanında –sA gerek yapısı ve -Ar, -(I)r geniş zaman eki de gelecek zaman ifadesinde kullanılır. Dönemin sonlarına doğru bu zamanın temel eki -AcAK olmuştur. Ekler: –IsAr, AcAk, -sA gerek.

Kip Ekleri: Şart eki -sA ekiyle teşkil olunan ve esasen 2. tipteki şahıs ekleriyle çekimlenen bu yapı aslında bitimli fiillere değil de cümlenin zarf tümlecini teşkil eden fiil gruplarına gelmektedir. -A Daha çok geniş zaman ve istek teşkilinde kullanılan bu ek, şart ifadesi için de kullanılmıştır: “...mi‘mâra gadr edeydin şu topuz ile seni hurd ederdim.” Gereklilik, fiilin taşıdığı anlamın gerçekleşmesinin kuvvetle istenmesi, zorunlu olması gibi temel anlamları ifade eden gereklilik kipi Eski Türkiye Türkçesinde esasen -sA gerek yapısıyla teşkil olunurdu. İstek ve emir kipleri her dilde birbirine yakın, kimi zaman aynı morfemlerle kurulan, kimi zaman kimi zarf veya kuvvetlendirme morfemleriyle istek veya emir durumlarından birine yaklaştırılan bir kiptir. İstek ve emir kipleri: -A+m, -AyIm, -A+sIn, -A+sIz, -A+sI?Iz, -A, - AlAr, -A+vUz, -GIl, -(I)?, -(I)?Iz, -sIn/-sInlar

Fiilimsiler

İsim-Fiil Ekleri: -mAK, -mA, (y)Iş

Sıfat-Fiil Ekleri: -(y)An, -Ar, -(I)r, -mAz, -dIK, -mIş, - AcAK, - AsI Zarf-Fiil Ekleri:

Zarf-fiil ekleri , getirildikleri fiilleri, anlamlarını değiştirmeden, oluş ve kılışın tarzını veya zamanını niteleyen zarflara dönüştüren eklerdir. Bunlar, eski kalıplaşmalar dışında, isimleşmez ve isim çekim ekleri almazlar (Korkmaz, 736).

Gerçek Zarf-Fiil Ekleri: - A, -U, -(y)IcAK , (y)IncA, - (y)AlI, -mAdIn / -mAdAn, -(y)ArAK, -(y)Up, -UbAn, - iken/-ken

Sıfat-Fiillerden Türemiş Zarf-Fiil Ekleri: -dIkdA, -dIkdAn, -dIKCA, -mAGIn/-mAKlA, -mAKsIzIn, -dUKleyin, - dUKlerinleyin.