YAKINÇAĞ AVRUPA TARİHİ - Ünite 5: I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşına Kadar Avrupa (1914-1939) Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 5: I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşına Kadar Avrupa (1914-1939)
Giriş
28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan veliahtı Arşidük Ferdinand ve karısının Saraybosna’da bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi sonrasında gelişen olaylar Dünya Savaşı’na yol açmıştır. Görünürdeki neden bu olmakla birlikte gerçek nedenler daha kapsamlıdır.
I. Dünya Savaşı Nedenleri ve Cepheleri
19.yüzyılın son çeyreğine girilirken önce Almanya ile Fransa arasındaki gerilim, ardından Almanya’nın birleşmesi ile ortaya çıkan yeni Avrupa dengesi büyük bir sarsıntıya uğramaya açık hale gelmiştir. Almanya’nın İngiltere’nin hakimiyetini sarsması, Almanya’yı İngiltere’nin en ciddi rakibi konumuna getirmiştir.
I. Dünya Savaşı’na yol açan temel nedenin Sömürgecilik arzusu olduğu söylenebilir. Sanayi Devrimi ile birlikte sömürgeleri anavatanın bir parçası olarak görme anlayışı yerleşmiştir. Avrupa’da artık Pazar elde etmektense toprak kazanmak düşüncesi ön plana çıkmıştır. Böyleye yeni bir anlayış içeren sömürgecilik (emperyalizm) doğmuştur. Bu yeni yaklaşımın doğal sonucu olarak Avrupalı devletler dünyaya yayılmaya ve paylaşmaya başlamışlardır.
1914’e gelindiğinde önceki yıllarda görülmedik bir zenginliğe kavuşan Avrupa devletleri, dünya topraklarının yarısı ve dünya halklarının üçte birini barındıran sömürge imparatorluklarına sahip olmuşlardır. Bu imparatorlukların en büyüğü İngiliz İmparatorluğudur. İtalya ve Almanya sömürgeciliğe diğer ülkelerden geç başlamalarına rağmen 1914 yılına kadar önemli topraklar edinmişlerdir.
Sömürgeciliğin yanı sıra I. Dünya Savaşı’na giden yolda en önemli etkenlerden biri de milliyetçiliktir. Napoleon’un işgalleri ile yayılan milliyetçilik özellikle AvusturyaMacaristan, Osmanlı gibi çok uluslu imparatorlukları temellerinden sarsmıştır. Almanya ve İtalya’nın siyasi birliklerini kurmasından sonra sömürge elde etme çabaları Avrupa’da mevcut siyasal dengeyi bozmaya başlamıştır. Sömürgecilik yarışı İttifak Devletleri ile İtilaf Devletleri arasındaki gerginliği daha da arttırmıştır. Böylece her iki blok da hızlı bir silahlanma yarışı içine girmişlerdir.
Avusturya-Macaristan veliahtının öldürülmesi üzerine Almanya’dan destek alan Avusturya 23 Temmuz 1914’te Sırbistan’a sert bir ültimatom vermiştir. Avusturya Sırbistan ile diplomatik ilişkilerini kesmiştir. 26 Temmuz 1914’te Sırbistan’ın seferberlik ilan ermesi üzerine 28 Temmuz’da Belgrad’ı bombalayarak savaşa başlamıştır. Ardından Rusya seferberlik ilan etmiş ve Almanya Rusya’ya savaş ilan etmiştir.
Fransa’nın seferberlik ilan etmesi üzerine Almanya Fransa’ya da savaş ilan etmiştir. Almanya’nın Fransa’ya karşı kısa sürede zafer kazanıp Rusya’ya dönmek istediği için Belçika’dan geçmesi gerekiyordu. Belçika’nın kabul etmemesi üzerine Almanya Belçika’ya da savaş açmıştır. Bunun üzerine İngiltere Almanya, Avusturya ve Rusya’ya savaş açmıştır.
Avrupa devletlerinin birbirine girmesi üzerine Japonya Almanya’ya bir nota vererek Çin denizindeki donanmasını geri çekmesini ve Kiaoachow’un kendisine teslimini istemiştir. Almanya’nın taleplere karşılık vermemesi üzerine Japonya Almanya’ya savaş ilan etmiştir.
I. Dünya Savaşı 1914-1918 yılları arasında dört yıldan fazla süren ve benzeri görülmemiş büyüklükte bir savaştır. Dünya tarihinde ilk kez bu savaş boyunca muazzam sayıda askeri kuvvet karşı karşıya gelmiştir.
Batı Cephesi
Almanlar Belçika üzerinden Fransa’ya yürümüşlerdir. Ancak Belçika direnç göstererek Alman askerlerini 24 saat durdurmuşlardır. Almanlar 12 günlük gecikmeyle karşılaşırken İngiliz birlikleri Fransa’nın yardımına gelmiştir. Marne Nehri üzerinde Fransızlarla karşılaşan Almanlar güçlü direniş karşısında Paris yakınlarında durdurulmuştur. Alman kuvvetleri durdurulsa da Fransızlar, Almanları kuzey Fransa’dan çıkartamamışlardır ve Kuzey Fransa’nın sanayi ve maden bölgeleri Almanların eline geçmiştir.
Doğu Cephesi
Bu cephe Avusturya birliklerinin Sırbistan’a girmesiyle açılmıştır. Aralık 1914’te Belgrad düşmüş iki hafta sonra Sırp kuvvetleri Belgrad’ı geri almıştır. Bunun üzerine Almanya Doğu cephesine önemli kuvvetler kaydırmıştır. Rus ordusu Doğu Prusya’ya girerek batıya doğru ilerlemeye başlamıştır. Almanlar Rusları hezimete uğratmışlardır.
Denizlerde Savaş
Alman donanmasının bir kısmı İngiliz donanmasıyla girdiği mücadeleyi kazanmıştır. Falkland Muharebesi’ni ise İngilizler kazanmıştır.
Osmanlı Devleti, İspanya, Norveç, Danimarka, Hollanda, Bulgaristan, İsveç, İtalya, Romanya, Yunanistan, ABD, Güney Amerika devletleri savaşın başladığı ilk dönemde tarafsız kalan devletlerdi. Bu tarafsız devletlerden ilk olarak Osmanlı Devleti savaşa dahil olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin tarafsız kalmak için ileri sürdüğü kapitülasyonların kaldırılması, Ege Adaları’nın geri verilmesi vb. taleplerine karşı uzlaşmaz tutumlar Osmanlı Devleti’ni Almanya bloğuna yaklaştırmıştır. Osmanlı Padişahı’nın ilan edeceği Cihad sayesinde Fransız, Rus ve İngiliz yönetimindeki Müslümanların ayaklanacakları düşünülmekteydi. Bu nedenle Almanya Osmanlı Devleti’ni bir an önce savaşa sokmaya çalışmıştır. Goeben ve Breslau isimli iki Alman savaş gemisinin Çanakkale’ye sığınması üzerine Osmanlı Devleti bu gemileri satın aldığını açıklamıştır ve gemilere Yavuz ve Midilli isimleri verilerek Alman tayfalara fes giydirilmiştir. Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın emriyle Rus gemilerinin ateşe tutulması üzerine Osmanlı Devleti I. Dünya savaşına girmiş oldu. Bunun üzerine Rusya, İngiltere ve Fransa Osmanlı devletine savaş ilan etmiştir.
Kafkasya Cephesi
Güney Kafkasya ve Kuzey İran’a girip Rusları arkadan çevirmek için 150 bin kişilik Türk kuvveti SarıkamışUrmiye yönünde harekete geçmiştir. Zorlu coğrafi koşullar ve ağır kış şartları nedeniyle Türk ordusu büyük kayıplar vermiştir. Doğu Cephesinde Osmanlı-Alman planı başarısızlığa uğramıştır.
Kanal Cephesi
Çanakkale Muharebeleri nedeniyle bu cephedeki kuvvetlerin bir kısmı Çanakkale’ye kaydırılınca 1915 yılı itibariyle bu cephede önemli bir gelişme olmamıştır.
Irak Cephesi
İngilizler bu cepheyi Abadan Petrollerini korumak ve kuzeye çıkıp Ruslarla birleşerek Türk kuvvetlerinin Hindistan’ı tehdit etmesini önlemek amacıyla açmıştır. Yaptıkları taarruzda ağır kayıplar veren İngilizler geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Çanakkale Cephesi İngilizlere göre Boğazlara yapılacak bir taarruzda, Boğazları ve İstanbul’u ele geçirmek mümkündür. Çanakkale taarruzunun genel amaçları şöyle sıralanabilir:
- Boğazlar ve İstanbul, İtilaf Devletleri eline geçerse Osmanlı Devleti savaştan çekilmek zorunda kalacak ve savaştığı bütün cepheler kapanmış olacaktı,
- Boğazlar ele geçirilirse Ruslara silah ve malzeme yardımı yapılabileceği gibi Rus buğdayı da Avrupa’ya daha kolay taşınabilecekti,
- İtilaf Devletleri’nin Boğazları ele geçirmesi, henüz savaşa girmeyen diğer Balkan devletleri üzerinde ciddi etki yapacak ve İttifak Devletleri lehine savaşa girmelerini önleyecekti.
Bu amaçlarla İngiliz-Fransız donanması Çanakkale’deki Türk tabyalarını bombalamaya başlamıştır. Çanakkale Boğazında ve Gelibolu sahillerinde Türk kuvvetleri sert bir direniş göstermiştir ve İtilaf Devletleri bu cepheden çekilmiştir.
1915 yılında İtalya İtilaf bloğunun yanında, Bulgaristan ise İttifak bloğunun yanında toprak kazanma ihtirasıyla savaşa girmiştir. 1916 yılında Romanya İtilaf Devleri yanında savaşa katılmıştır.
1917 yılında denge bozulmaya başlamış ve savaşın İtilaf Devletleri lehine dönmeye başladığı görülmüştür. Alman donanmasının bütün ticaret gemilerini batırılması kararı Amerika tarafından büyük tepkiye yol açmıştır. Amerikan kamuoyu Almanya’yı giderek düşman olarak görmeye başlamıştır. Nitekim 1917 yılında ABD Almanya’ya savaş ilan etmiştir. Amerika’nın savaşa girmesi savaşı İtilaf Devletleri’nin kazanması için bir dönüm noktasıdır. Bununla birlikte Almanya’ya karşı Rusya’nın aldığı yenilgiler Rus halkında hoşnutsuzluk yaratmış ve rejim karşıtı gösteriler başlamıştır. 25 Ekim 1917’de Rusya’da Bolşevikler iktidara gelerek barış girişiminde bulunmuşlardır.
İtilaf Devletleri Yunanistan’a savaşa girmesi halinde toprak vaadinde bulunmuşlardır. Yunanistan’ın 1917 yılında İtilaf Devletleri safında savaşa girmesiyle Balkanlardaki son devlet savaşa katılmış oldu.
Rusya’da Bolşevikler bütün cephelerde ateşkes yapılmasını istemişlerdir. 1917’de Brest-Litovsk’da başlayan barış görüşmelerine, Avusturya-Macaristan, Osmanlı Devleti, Bulgaristan ve Almanya ile barış imzalanmıştır. Buna göre Sovyetler Birliği; Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya’dan çekilmiş; Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı Devleti’ne bırakmış ve Ukrayna’nın bağımsızlığını tanımıştır. Rusya’ya güvenerek savaşa giren Romanya neredeyse tüm cephelerde yenilgiye uğramıştır.
1918’de Bükreş’te barış antlaşması imzalayarak Dobruca’yı terk etmiş ve Almanya ve Avusturya’nın ekonomik nüfuzu altına girmeyi kabul etmiştir. Ekonomisi önemli ölçüde sarsılan Bulgaristan 1918’de ateşkes imzalayarak savaştan çekilmiştir.
30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla Osmanlı Devleti de savaştan çekilmiştir.
Ardından Avusturya-Macaristan savaştan çekilmiş ve Avusturya ve Macaristan ayrı devletler olarak kurulmuştur. Bu imparatorluğun yıkılması, yüzlerce yıldır bu toprakları yöneten Habsburg Hanedanı’nın çökmesi anlamına gelmektedir.
Eylül 1918’de Almanya İtilaf Devletleri’nin ağır taarruzuyla karşılaşmıştır. 11 Kasım 1918’de Almanya’nın Rethondes Mütarekesi’ni imzalaması, dört yıldan uzun bir süredir devam eden I. Dünya Savaşı’nın sona erdiğini göstermektedir.
Savaşın Sona Ermesi ve Paris Konferansı
Savaş sonunda galip devletler arasında küçümsenmeyecek anlaşmazlıklar ortaya çıkmıştır. Bu nedenle önce kendi aralarında barış şartlarını saptadıktan sonra Almanlarla görüşmeye karar vermişlerdir. Mağlup devletlerle imzalanacak barış anlaşmaları Paris Konferansı’nda hazırlanmıştır. Yalnızca Osmanlı Devleti ile imzalanacak olan Sevr anlaşması San Remo’da hazırlanmıştır.
Versay Antlaşması
Versay Antlaşması ilk hazırlanan barış antlaşmasıdır. Almanya’ya yapılan teklif “savaşın suçlusu olduğunu kabul etmesi”ni içermektedir. Birçok maddesine itiraz etmekle birlikte Almanlar 1919 yılında anlaşmayı imzalamışlardır.
Savaşın Sonuçları
Ekonomik Sonuçlar
Savaşta milyonlarca insan yaşamını kaybetmiştir. Tarafların yaptıkları savaş harcamaları 82 milyar dolar civarındadır. Savaş sonrasında Avrupa’da yaygın bir işsizlikle karşılaşılmıştır. Savaş giderleri dolayısıyla Amerika’dan alınan yüksek miktarlı borçlar ve para değerinin düşmesi, Avrupa ekonomisini büyük bir çöküşe iterken geniş kesimlerin refah seviyesini de düşürmüştür.
Toplumsal Sonuçlar
Savaş milliyetçilik duygusunu güçlendirmiştir. Rusya’da ortaya çıkan ihtilal yanlıları ile Avrupalı sosyalistler arasında büyük farklar oluşmuştur. Mevcut kayıpların en yıkıcı etkisi nüfus dengelerini altüst etmesidir. Milyonlarca genç ölürken doğum oranları düşmüştür. Üretici güçlerin savaş meydanlarında ölmeleri kadınların iş yaşamına daha fazla katılmalarıyla sonuçlanmıştır. Toplumsal alanda kadın-erkek eşitliğinin gelişmesi açısından önemli bir süreçtir.
Siyasi Sonuçlar
I. Dünya Savaşı Avrupa haritasını değiştirmiştir. Osmanlı Devleti, Rus Çarlığı ve Avusturya-Macaristan tarih sahnesinden çekilirken Polonya, Çekoslovakya, Avusturya, Macaristan, Yugoslavya, Finlandiya, Litvanya, Ukrayna, Estonya gibi yeni devletler ortaya çıkmıştır. Bazı ülkelerde ise rejimler değişmiş, Rusya’da komünist Sovyetler Birliği kurulmuş, Türkiye’de Cumhuriyet ilan edilmiştir. Almanya’da Nazizim, İtalya’da Faşizm hareketleri doğmuştur.
1919’dan Sonra Avrupa’da Barışı Kurma ve Sürdürme Gayretleri
Fransa Almanya’dan aldığı ağır intikamın hesabının sorulacağını düşünmüştür. Bu nedenle Almanya’ya karşı bir güvenlik çemberi oluşturmaya çalışmıştır. İngiltere ise Manş denizinin arkasında güvende olduğunu düşünmüştür. Savaşın sonuna doğru Almanya iç karışıklıklar yaşamış ve Cumhuriyet ilan edilmiştir. Demokratik bir anayasa ilan edilmiştir. Savaş borcunu ödemek ise ülkeyi krize sokmuştur.
Rusya’da savaş sonunda bütün muhalefet ve isyanlar bastırılmıştır. Sovyetler Birliği ile Batılı devletler arasındaki ilişkiler karşılıklı güvensizliğe dayalıdır ancak Almanya ve Sovyetler Birliği yakınlaşmıştır.
1929 Dünya Ekonomik Krizi ve Savaşa Doğru
1929 Krizi Ekim ayında New York Borsası’nda başlamıştır. Bir süre sonra kriz Avrupa’ya sıçramıştır. Önce Orta Avrupa, oradan Almanya ve diğer Avrupa devletlerine yayılmıştır. 1933’ten sonra çeşitli ülkeler çözüm noktasında siyasi kararlar almaya başlamıştır. Alınan önlemlerin etkisiyle 1933’ten sonra önemli rejim değişiklikleri başlayacak ve krizden çıkmak için kullanılan yöntemler II. Dünya Savaşı’nı başlatan en önemli nedenler arasında yer alacaktır.
Bu süreçte büyük bir işsizlik sorunu doğmuştur. Krizden etkilenen ülkelerde kendine yetme (Otarşi) egemen olmuştur. Sömürge sahibi ülkeler ekonomik krizle daha kolay başa çıkabilmiştir. Böylece sömürge sahibi olma talepleri canlanmıştır.
İtalya, savaşta kazanan devletler arasında olmasına rağmen bütçenin ve dış ticaret dengesinin sürekli açık vermesi sonucu emperyalist sömürgecilik siyasetine yönelmiştir. İtalya’da güçlenen faşistler önce Yunanistan’ı hedef almış ardından Adriyatik’e yönelmiştir. Ardından Arnavutluk Faşist İtalya himayesine girmiştir. Habeşistan’ın işgali Nazi Almanya’sı ile Faşist İtalya’yı yakınlaştırarak II. Dünya Savaşı’na kadar sürecek sıkı bir işbirliği doğurmuştur.
Savaş sonunda İtalya’da Faşizm iktidara geldiği gibi Almanya’da Naziler iktidara yürümüştür. 1929 Ekonomik Buhran’a kadar etkili olamayan Nazileri krizin etkisiyle yükselmeye başlamışlardır. Naziler toplanma, düşünce ve basın özgürlüğü ile konut ve haberleşme dokunulmazlığını kaldırmışlardır. Önce komünistler ardından Yahudilere yönelik tutuklamalara başlamışlardır.
Sovyet Rusya 1924 yılına kadar Lenin, arsından Stalin, Grigori Zinoviev ve Lev Kamenev’den oluşan üçlü otorite tarafından yönetilmiştir. 1930’lu yıllarda Rusya barışçı bir politika izlerken Kızıl Ordu’nun silahlanması ihmal edilmemiştir.