YAŞAM BOYU BÜYÜME VE GELİŞİM - Ünite 7: Yetişkinlik Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Yetişkinlik

Yetişkinlik Dönemleri

Yetişkinlik ebeveynlik sorumluluğunun alındığı, bir erkeğin ve kadının bir diğerinin güçlü ve zayıf yönlerini kabul ettiği ve enerjilerini ortak amaçlar doğrultusunda birleştirdiği bir dönemdir.

Yetişkinlik dönemlerini kesin olarak birbirinden ayıracak sabit özellikler yoktur ve kişiden kişiye değişebilen uzunlukta olabilirler. Üç yetişkinlik dönemi vardır:

  • Genç yetişkinlik,
  • Orta yetişkinlik,
  • Geç yetişkinlik veya yaşlılık.

İnsan hayatında iş ve sevgi meşguliyetlerinin ön plana çıktığı genç yetişkinlik aşaması hem karmaşık hem de çok boyutlu bir gelişimsel dönemdir. Bu dönemdeki bireylerin kendilerine özgü özellikleri vardır. Bu özellikler;

  • Kimlik arama dönemidir.
  • Değişkenlik dönemidir.
  • Kişinin kendine en çok odaklandığı dönemdir.
  • Olanaklar dönemidir.
  • Ergenlik ve yetişkinlikte bir geçiş ve ara dönemdir.

Genç yetişkinlik döneminde insanlar sonraki gelişim aşamaları için bir temel kurarlar. Bu dönemin temel görevleri;

  • Eş seçimi,
  • Eşle birlikte yaşamayı öğrenme,
  • Bir aile kurma,
  • Çocuk yetiştirme,
  • Ev idare etme,
  • Bir uğraş başlatma,
  • Vatandaşlık sorumluluklarını yerine getirme,
  • Uygun bir toplumsal gruba katılmadır.

Orta yetişkinlik döneminde, kişi artık nelerden kaçtığını ve neden kaçtığını sorgulamaktadır. Geriye dönük olarak kişi, hayatı ile ilgili neleri istediğini ve hedeflediğini bu yaşta elde ettiklerine bakarak karşılattırmalar yapar. Orta yetişkinlik döneminde; kişi amaçlarını ve sonuçlarını dikkatli bir şekilde değerlendirir. Birey amaçları doğrultusunda doyuma ulaşıp ulaşmadığını değerlendirir ve bu değerlendirme yaşlılık uyumsuzluğu konusunda belirleyicidir.

Levinson’un Evre Kuramına göre; orta yaşam döneminde temel kavram yaşam yapısıdır. Yaşam yapısı erkek yetişkinin gelişim dönemlerine göre göz önüne alınmıştır. Bu kurama göre orta yetişkinlik dönemine geçiş yaklaşık 5 yıl sürer ve birey ergenlikten bu yana süren tüm çatışmaları aşmak zorundadır.

  • Genç olmaya karşı yaşlı olma,
  • Yapıcı olmaya karşı yıkıcı olma,
  • Erkeksi olmaya karşı kadınsı olma,
  • Başkalarına bağlı olma ya da ayrışma.

Bu dönemin genel gelişimsel özellikleri şunlardır:

  • Yetişkin vatandaşlık ve toplumsal sorumluluğa ulaşmak,
  • Ekonomik bir yaşam standardı vermek ve sürdürmek,
  • Çocukların sorumlu bir yetişkin olmalarına yardım etmek,
  • Yetişkinlere özgü boş zaman etkinlikleri geliştirmek,
  • Birey olarak eşiyle özdeşleşmek,
  • Orta yaşın fizyolojik değişikliklerini kabul etmek ve buna uyum sağlamak,
  • Yaşlı anne babaya uyum sağlamak.

Geç yetişkinlik ya da bir diğer adıyla yaşlılık döneminde, artık insan hayatının gelişimi ve ritmi yerini bir durgunluğa bırakır. Kişi, hayatın ileriye doğru aktığını ama hayatın anlaşılması için geriye dönük düşünmek gerektiğini anlamış olur.

Yetişkinlik dönemlerinin kesin yaş aralıkları yoktur. Kişiden kişiye göre bu yaş aralığı değişime uğradığı gibi toplumsal ve küresel olarak değişen yaşam standartları da keskin yaş sınırlarının çizilmesini engellemektedir.

Genç Yetişkinlik

Genç yetişkinlik dönemi; fiziksel olarak performans ve becerilerin tavan yapması aynı zamanda da fiziksel performans ve gücün azalmaya başlamasını barındırmasından dolayı dikkat çeken bir dönemdir.

Genç yetişkinlik döneminde görülebilen bazı sağlık ve fiziksel performans sorunları şunlardır:

  • Obezite ve diyet,
  • Bağımlılık,
  • Cinsellik ve cinsellikle ilgili sorunlar,
  • Tecavüz ve taciz.

Genç yetişkinlik dönemindeki en önemli bilişsel gelişim, ergenlikteki iki kutuplu düşünme örüntülerinin yerini farklılıklara saygı ve çeşitliliğe bırakmasıdır. Her bir insanın farklı bir bakış açısına sahip olduğunun anlaşılması bu döneme denk gelir.

Schai yetişkinlikteki bilişsel dönemlerle ilgili bazı evreler ortaya koymuştur. Bunlar;

  • Başarma evresi,
  • Sorumluluk evresi,
  • Yönetim evresi ve
  • Yeniden bütünleştirme evresidir.

Başarma Evresi: Bu evre genel anlamda genç yetişkinlik dönemini kapsar. Bu evrenin genel özellikleri şöyle sıralanabilir:

  • Kişi mantığını ve zekâsını; kariyer planları gibi uzun dönem hedeflerini başarmak için kullanır ve eylemlerinin sonuçları ile baş edebilir.
  • Geleceğe dönük olarak kurduğu yaşam planlarının önündeki sorunları çözmek için çabalar.

Sorumluluk Evresi: Bu evre genç yetişkinlikte başlar ve orta yetişkinliğe kadar devam edebilir. Bilişsel becerileri gelişmiş olan bir genç yetişkin kendi davranışlarını da gözlemleme becerisine sahiptir ve bu şekilde bağımsızlık kazanarak sosyal sorumluluk alacağı bu evreye ulaşır.

  • Bu evrede artık kurulan bir aile vardır. Eş ve çocuklara yönelen ilgi ile sosyal sorumluluklar ön plana çıkmaya başlar.
  • Ayrıca iş yaşamında da daha fazla sorumluluk alınması gerekmektedir.

Yönetim Evresi: Bu evre orta yetişkinlik dönemine denk gelmektedir.

  • Kişisel bilişsel becerilerden çok sosyal sistemler ve kurumlar içindeki sorumluluk ön plana çıkmaktadır.
  • Kişi içinde yaşadığı sosyal sistemler ve toplumun karmaşık ilişkilerini anlamaya ve bu ilişkilerde kendi toplumsal etkileşimlerini değerlendirmeye başlar.

Yeniden Bütünlestirme Evresi: Bu evre insan yaşamında geç yetişkinlik dönemine denk gelir.

  • Artık bu evrede bilgi sahibi olmanın önemi azalmıştır.
  • Kişi bu evrede enerjisini ve kaynaklarını kendisi için anlamı olan aktivite ve görevlere yönlendirir.

Erikson’un psikososyal gelişim aşamalarından “yakınlığa karşı izolasyon” tam olarak genç yetişkinlikte yaşanan yaşam krizlerine denk gelmektedir. Yakınlık kurmak genç yetişkinliğin duyuşsal ve sosyal gelişimini şekillendirir.

Genç yetişkinlik dönemindeki duyuşsal gelişimin en önemli kilometre taşlarından biri de yeni bir aile kurmaktır. Bu dönemdeki duyuşsal gelişim ve yaşam olayları aile yaşam döngüsü teorisinin bazı aşamaları ile daha iyi anlaşılabilir. İlgili aile yaşam döngüsü kuramı aşağıdaki aşamalardan oluşur:

  • Evden ayrılma ve bağımsız bir yetişkin olma,
  • Evlilik ile ailelerin birleşmesi, yeni bir çiftin oluşması.

Evden Ayrılma ve Bağımsız Bir Yetişkin Olma: Becvar ve Becvar’a göre bu aşamada yaşanan duygu sorunları ebeveyn-çocuk ayrılığını kabul etmedir. Bu dönemin temel görevi;

  • Aileden farklılaşma,
  • Arkadaş ilişkileri kurma ve
  • İşe başlamadır.

Evlilik ile Ailelerin Birleşmesi, Yeni Bir Çiftin Oluşması: Bu aşama; iki farklı aileden gelen bağımsız bireylerin evlilik yolu ile yeni bir aile oluşturmasıdır.

Becvar ve Becvar’a göre bu dönemin yaşanan duygu sorunu; evlilik sistemine bağlanma olup dönemin temel görevler ise şunlardır:

  • Evlilik sistemini oluşturma,
  • Ebeveyn rollerini oluşturma,
  • Eşin ziyarete gelen ailesi ve arkadaşlar için sosyal ortamı hazırlamadır.

Tinsellik veya spritüalizm; kişinin kendi varlığı için bir anlam arama çabasıdır. Dinî inançlar da tinsellik kapsamındadır. Genç yetişkinlik bir geçiş dönemidir ve tinsel gelişim bu dönemde kişiye göre oldukça farklı yapılanmalar göstermektedir. Genç yetişkinler ya daha tutucu ve geleneksel bir din anlayışına, ya da daha liberal görüşlere yönelmektedir. Bir genç yetişkinin tinsel gelişimi, bilişsel olarak in, ahlak ve inanç kavramları hakkında edindiği düşüncelere bağlıdır.

Orta Yetişkinlik

Orta yetişkinlik dönemi 35-45 yaş aralığından başlayan ve 60’lı yaşlara kadar uzanan gelişimsel dönemi kapsamaktadır.

Orta yetişkinlik döneminde yaşanan fiziksel değişimler ile bozulmaya başlayan sağlık bireyler üzerinde farklı etkiler bırakabilir. Bazı kişiler bu değişimlerden çok fazla etkilenmezken bazı kişiler bu değişimler karışında üzüntü, depresyon ve endişe duyabilirler. Bu nedenle bu değişimlere verilen tepkilerin iyi değerlendirilmesi gerekir.

Orta yetişkinlik döneminde kadınlar menopozu yaşarlar. Menopoz, kadınların doğurganlıklarını sağlayan adet döngülerinin sona ermesi anlamına gelir. Kadın hayatının ortalama olarak üçte biri menopoz döneminde geçer.

Kadınların menopoza verdikleri duygusal tepkiler farklılık gösterir. Bazı kadınlar doğurganlıklarını kaybetmelerinden dolayı kendilerini daha az kadın hissedebilirler. Bazı kadınlar ise menopoza olumsuz duygusal tepkiler vermezler.

Cinsellik söz konusu olduğunda ise orta yetişkinlikte herhangi bir fiziksel/biyolojik gerileme görülmez fakat cinsel ilişki kurmanın sayısının azaldığı görülmektedir.

Orta yetişkinlik döneminde bilişsel olarak yaşanan değişimler genel olarak kişinin bilişsel eylemleri için kullandığı kaynakların azalmaya başlaması ile ilgilidir. Bilişsel kaynaklardaki azalma hafıza konusunda da kendini gösterebilir.

Erikson’un psikososyal gelişim aşamalarından “üretkenliğe karşı durgunluk”, orta yetişkinlik döneminde duyuşsal ve sosyal gelişimi açıklar. Bu aşamada kişi kendi geleceğinden öte başka kişilerin geleceklerini önemsemeye başlar. Erikson’un üretkenlik anlayışı kişinin geride bırakacağı insanların hayatlarının sağlıklı olması konusunda yapılacaklardır.

Bu aşamada aile olmuş çift, yeni bir canlıya bakım veren kişiler hâline gelir. Ebeveyn rolleri ve sorumlulukları kazanılmaya başlanır.

Becvar ve Becvar’a göre bu dönemin duygusal sorunu; yeni üyeleri ve yeni kişiliği evlilik sistemine kabul etme ile çocuğun aile dışında ilişkiler kurmasına izin verme olup; özellikleri ise;

  • Evliliğe uyum sağlama,
  • Ebeveyn rollerini üstlenme,
  • Büyük ebeveynlere oda hazırlama,
  • Çocuğun ihtiyaçlarını aile sistemine uydurma,
  • Ebeveynlerin enerjilerinin çocuğa doğru harekete geçirmesi, çocuğa yönelik harcamaları ve çocuk olduğu için eve ziyaretlerin artmasından dolayı evin gizliliğinin giderek yok olması,
  • Çocuğun toplumla etkileşime girmek suretiyle aile sistemini geliştirmesi ve
  • Çocuğun eğitimsel başarısının desteklenmesidir.

Ergenlik çağına gelmiş olan bir veya birden çok üyesi bulunan ailede bazı değişimler olur. Uyumlu çocuklar, artık birer uyumsuz ergene dönüşmüştür.

Bu dönemin duygusal sorununu ve özelliklerini Becvar ve Becvar şöyle belirtmektedir. Duygusal sorun; çocuğun bağımsızlığına izin vermek için aile sınırlarında esnekliği arttırmadır. Dönemin görev ve özellikleri ise;

  • Özgürlük/sınırlar arasında denge kurmak için ebeveyn-çocuk ilişkilerinde değişiklikler olması,
  • İş, yaşam ve evlilik sorunları üzerinde yeniden odaklanma ve
  • Yaşlı nesil ile ilgilenmeye başlanmasıdır.

Orta yetişkinlik döneminde kişi artık bir aileye sahiptir ve kendi neslinin devamı olan çocukları yetiştirme görevini tamamlamış kabul edilir. Çocukların yuvadan ayrılması ile bazı sorunlar ortaya çıkabilir.

Becvar ve Becvar’a göre dönemin duygusal sorunu; aile sistemine giriş ve çıkışları kabul etme ile çocukların evden gitmesine izin verme ve diğer kaygılar duymaya başlamadır. Dönemin görev ve özellikleri ise;

  • Gençlerin çalışma, okul ya da evlilik yaşamına katılmalarını fark etme,
  • Destekleyici bir ev ortamını sürdürme,
  • Evliliği yeniden oluşturma,
  • Çocukların eşleri ve onların büyük çocukları dahil aileyi yeniden düzenleme ve
  • Ebeveynlerin yaşlanması ile ilgilenmedir.

Erikson’un psikososyal gelişim kuramı insan gelişimini anlamak için faydalı bir çerçeve sunsa da yetişkinlik dönemini açıklamak bağlamında eksik kaldığı düşünülmektedir. Robert Peck, yetişkinlik döneminde kişinin, Erikson’un belirlediği yaşam krizlerinden daha fazlasını yaşadığını düşünmektedir. Orta yetişkinlik ve geç yetişkinlik hayatına özgü zorluk ve sıkıntılar için Peck 7 aşamalı bir yetişkin gelişimi teorisi oluşturmuştur.

Teorinin konumuz kapsamında olan orta yetişkinlik dönemine ait aşamaları kısaca şöyle açıklanabilir:

  1. Bilgeliğe Değer Vermeye Karşı Fiziksel Güçlere Değer Verme: Orta yetişkinlik döneminde kişinin artık fiziksel güçleri ve performansı gerilemeye başladığı için kişinin, fiziksel yapabilirlikten ziyade mantıksal ve akılsal yapabilirliklere daha fazla enerji aktarımı yapması gerekir.
  2. İnsan İlişkilerinde Cinselleştirmeye Karşı Sosyalleşme: Sosyal ve fiziksel açıdan kişinin orta yaş döneminde uyum sağlayabilmesi için yapması gereken değişimlerden biri de insan ilişkilerinde cinsellikten ziyade sosyalliğin ön plana alınmasıdır. Kişi artık stresle başa çıkmada kendine destek olacak arkadaş ve partnerleri, cinsel olarak yakınlık ve rekabet göstermesi gerekenlerden daha çok önemsemeye başlar.
  3. Duygusal Esnekliğe Karşı Duygusal Fakirleşme: Orta yaş döneminde kişinin ailesinden çocukların ayrılması, arkadaşlarının uzaklaşması veya taşınması ve eski ilgi alanlarının sona ermesi ile birlikte duygusal esneklik kazanılması önemli bir hâle gelir. Aksi takdirde tüm bu yaşam olayları kişiyi olumsuz etkileyebilir.
  4. Zekâ Esnekliğine Karşı Zekâ Katılığı: Bireyler, eylemleri yapma yöntemlerine çok bağlı ve yeni fikirlere karşı çok katı olmamak için çabalamalıdır. Zekâsal anlamda çok katı bir düşünüş şekline sahip olmak kişinin geçmişte yaşamasına ve eskiden verdiği yargılara aşırı bağlanmasına neden olur. Bu durumda orta yaşın getirdiği yeni zorluklar ve durumlara uyum güçleşir.

Orta yaş krizi; güçlü bir değişim isteği ile güdülenen orta yaş (40-60 yaş) döneminde ortaya çıkan duygusal bir karmaşa dönemidir. Kavramın orijinali aslında erkeklerin yaşadığı bir kriz olarak kabul görmüştür. Fakat yıllar içinde yaşlanmanın etkileri ile başa çıkmada hem kadınların hem de erkeklerin yaşadığı bir kriz olduğu görülmüştür.

Orta yaşam döngüsü aşaması kavramı; eskiden depresif kadın, mesafeli, “işkolik” erkek, evlilik mutluluğunun en alt noktada olduğu dönem olarak adlandırılırdı ve buna en büyük neden olarak da “boş yuva” gösterilirdi. Ancak şu an boş yuva sendromu, geçerliliğini yitirmeye başlamıştır.

Evlilik yaşamında bu döngü, evlilik doyumunun en düşük olduğu aşama olarak da belirtilmektedir. Çocukların evden uzaklaşma çabası ve hareketliliği içinde olması ve eşlerin çocuk bakımıyla ilgili görevlerinin tamamlanması artık kendi yaşamlarını, yaşamın anlamını düşünmelerine neden olur. Bu dönemde eşler kendi iç dünyalarına dönmekte ve tüm yaşamlarını gözden geçirmektedir.

Orta yaş krizinin nedeni olarak araştırmacılar ölüm korkusunu ve yaşlanmayı baskın görmektedirler. Fakat yapılan araştırmalarda katılımcıların ölüm korkusu ve yaşlanmadan ziyade tehdit ve zorluk oluşturan yaşam olaylarını daha fazla ifade ettikleri görülmektedir.

Orta yaşla ilgili olarak birbiri ile çelişen iki değişik araştırma sonucu vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:

  1. Orta yaşam evlilikte mutluluğun en yüksek olduğu dönemdir.
  2. Orta yaşam dönemi tüm yaşam döngüsündeki boşanmaların 2/3’ünün gerçekleştiği bir dönemdir.

Orta yaş ailenin yaşam döngüsünde en uzun aşamadır. Çocukların evden ayrılmaya başlaması ve ebeveynlerin ölümü nedeniyle aile küçülür. Buna ek olarak birçok aile boşanma ve eşlerden birinin ölümü nedeniyle kayıplar yaşar. Kadınlar iş yaşamına girmek suretiyle evden gönüllü olarak ayrılır.

Orta yaş döneminde yaşanan yaşam krizleri ile mücadele için bazı bireyler inanç sistemlerine ve topluluklarına yönelebilir. Orta yetişkinlikte artık belirli bir inanç örüntüsü kişide mevcuttur. Deneysellik aşaması bitmiştir. İnanmayı seçtiği veya kendisine uyumlu gördüğü herhangi bir ruhsal veya dinî inanışı benimsemiş olan yetişkin, artık bu inanç sistemi ve toplumu içinde daha aktif rol oynamaya başlar. Bu durum aslında Erikson’un üretkenlik tanımı ile de uyumludur.