YAŞLILARDA DAVRANIŞ SORUNLARI VE UYUM - Ünite 3: Yaşlılıkta Bilişsel İşlevlerde Yavaşlama ve Bozulmanın Yol Açtığı Uyum Güçlükleri Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Yaşlılıkta Bilişsel İşlevlerde Yavaşlama ve Bozulmanın Yol Açtığı Uyum Güçlükleri
Giriş
İnsan gelişimi hem biyolojik hem sosyo-duygusal hem de bilişsel süreçleri temel alan son derece karmaşık bir süreçtir. İnsan gelişimi boyunca bu üç süreç birbirini destekler, takip eder ve diğerinde meydana gelecek gelişim için zemin hazırlar. Bu süreç içerisinde birey yaşamın belirli bir döneminde ilerleme ve yetkinleşme yönünde gelişim gösterirken belirli bir zamandan sonra da kazandığı becerilerin ve yetkinliklerin bazılarını hem gelişimsel olarak hem de bazı hastalıklar temelinde kaybetmeye başlar. İnsan gelişiminin incelenmesinde bu gelişim sürecini dönemlere ayırarak incelemek gelişimsel sürecin daha kolay kavranmasına olanak sağlaması ile genellikle tercih edilen bir yaklaşımdır. Gelişimin dönemlere ayrılarak incelenmesi birçok disiplin alanında yaygın kabul gören bir uygulama olduğunu da burada belirtmek yerinde olacaktır. İnsan gelişiminin; erken çocukluk, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık olarak sınıflandırıldığı görülmektedir. Bu ünitede insan gelişiminin bir evresi olan yaşlılıkta bilişsel işlevlerde meydana gelen değişimler ve bu değişimler temelinde ortaya çıkan uyum sorunları incelenmiştir. Bilişsel süreçler/işlevler, bireyin doğa, yaşam, diğer bireyler gibi yaşamının her alanını düzenlemesini sağlayan hemen hemen bütün beceri ve yetenekleri ile ilişkili olan düşünsel varlığını ifade eder. Bu nedenle bireyin yaşama, çevresine ya da onun için kritik öneme sahip olsun ya da olmasın etrafında bulunan bütün değişkenlere göstermiş olduğu tepkileri bilişsel süreçler/işlevler ile ilişkilidir. Bu nedenle bireyin çevresine ve yaşama uyum göstermede yaşadığı problemlerin çoğunun kökeninde bireyin bilişsel süreçleri/işlevleri yer alır.
Yaşlılarda Bilişsel Süreçler /İşlevler
Biliş insan organizmasının en önemli bileşenlerinden biridir. Biliş; dikkatini verme, hatırlama, akıl yürütme ve aynı zamanda kavramlar ile anılar gibi sürecin içeriğine dair bilme işlemidir. Bilişsel süreçler/işlevler ise; algı, bellek, dil problem çözme ve soyut düşünme gibi zihinsel süreçleri tanımlamak için kullanılmaktadır. Bilişin iki temel bileşeni vardır. İlki içerikler, ikincisi ise süreçler/işlevler olarak tanımlamak mümkündür. Bilişin gelişimsel süreci, gelişim dönemlerine göre farklılık göstermektedir. Yaşlanmanın insanın bilişi ve bilişsel süreçleri üzerinde de hem olumlu hem de olumsuz etkileri olduğunu söylemek mümkündür.
Bilişsel mekanikler beyin nöro-fizyolojik olarak gelişen yanını ifade eden bir kavramdır. Bilişsel mekanikler dünyayı tanımak ve yaşamı anlamak için gerekli olan temel donanım iken bilişsel pragmatikler deneyim, sosyalleşme ve kültürlenme ile ilişkili süreçleri ifade eder. Bilişsel mekaniklerin temel bileşenleri;
- Duyusal girdiler
- Görsel ve motor bellek
- Karşılaştırma
- Ayırt etme ve
- Sınıflandırmadır.
Bilişsel mekanikler akıcı mekanikler olarak adlandırıldığı gibi bilişsel pragmatikler ise; kristalize pragmatikler olarak isimlendirilmektedir. Akıcı zeka orta yaşla birlikte azalırken, kristalize zeka orta yaşla birlikte artmaya devam eder. İşlem hızı, bireyin bilgiyi işleme süresi ile ilgili bir kavramdır ve işlem hızı bilişsel mekaniklerin önemli bir bileşenidir. İşlem hızının erken çocukluk ve çocukluk döneminde yaşamın diğer dönemlerinden olduğundan daha hızlı olduğunu söylemek mümkündür. İleriki yetişkinlik döneminde bireyin ortalama tepki süresinin uzaması temel alınarak bilgi işleme hızında bir azalmanın olduğunu da söyleyebiliriz. İşlem hızında meydana gelen yavaşlama üzerinde sağlığın ve sporun spor etkinliklerinin olumlu etkisi olduğu bilinmektedir ve bu nedenle yaşlıların spor etkinliklerine yönlendirilmesi yaşlıların bakımına yardımcı olacaktır. Dikkat yaşlanmanın en önemli bilişsel belirtilerinden biri olarak değerlendirilmektedir. İleri yaşlardaki yetişkinlerde dikkat üç temel boyutta incelenmektedir: Seçici dikkat, bölünmüş dikkat ve sürekli dikkat. Seçici dikkat; birden fazla uyaranın bulunduğu ortamlarda kişinin dikkatini sadece önemli gördüğü uyarıcılar üzerinde toplama ve diğer uyarıcıları yok sayma yetisi olarak tanımlanır. Genel olarak yaşlı bireylerin genç yetişkinlere göre seçici dikkat konusunda daha başarısız olduğu görülmektedir. Bölünmüş dikkat, “aynı zamanda birden fazla etkinliğe konsantre olabilmek” şeklinde tanımlanır. İleri yaştaki yetişkinler kolay olan iki etkinliğe bölünmüş dikkat göstermede zorlanmaz iken zor olan iki etkinliğe bölünmüş dikkat göstermede genç yetişkinlere göre daha başarısız oldukları gözlemlenmiştir. Sürekli dikkat; bir nesne, görev ya da çevrenin diğer bir yönünde odaklanma ve bunu uzun süre devam ettirme olarak tanımlanabilir. Yaşlı yetişkinlerin karmaşık ve zor problemlerde ya da görevlerde sürekli dikkat göstermede daha az başarılı oldukları gözlemlenmiştir. Bu nedenle yaşlı yetişkinler ile gerçekleştirilecek etkinlikler onların sürekli dikkatlerini dağıtmayacak kadar kolay ama onların kendilerini yetersiz hissetmeyecekleri kadar zor olmalıdır.
Bellek; bizim, insanın, geçmiş, gelecek ve şimdi kurgusunun ana harcıdır ve insanın yaşam örtüsünün temelini oluşturur. Belleğin her biri farklı işleve sahip episodik bellek, anlamsal bellek, çalışma belleği ve algısal hız, açık ve örtülü bellek, kaynak bellek, ileriye dönük bellek gibi boyutları söz konusudur. Episodik bellek, yaşam olaylarının nerede ve ne zaman olduğuyla ilgili bilginin korunması olarak tanımlanmaktadır. Anlamsal bellek, bireyin dünya hakkındaki bilgilerini içermektedir. Çalışma belleği; bilişin bilgi işlerken etkin bir şekilde kullanıldığı bellektir. Algısal hız basit algısal-motor görevleri yerine getirebilme becerisi olarak tanımlanabilir. Çalışma belleği ve algısal hızda ileri yaşla birlikte ortaya çıkan düşme yaşlı yetişkinliklerin yaşamlarında bazı risklerin ortaya çıkmasına neden olur. Bu riskleri azaltmak için alınan önlemler yaşlı yetişkinlerin sosyal çevreden ve günlük yaşamdan kopmasına neden olmalıdır. Bireylerin bilinçli olarak bildikleri ve ifade ettikleri olay ve deneyimleri içeren açık bellek ile otomatik olarak gerçekleştirilen becerileri ve rutinleri içeren örtük bellek de yaşlanmadan etkilenmektedir. İleri yaştaki yetişkinlerin bilgiyi nereden öğrendiklerini hatırlamalarına yarayan kaynak bellek yaşlanma ile oldukça zayıflamaktadır. Bu durum bilgi edindikleri kaynağa aynı bilgi yerine bir bilgiymiş gibi vermelerine neden olur. İleriye dönük bellek ise yaşlı yetişkinlerin sorun yaşadıkları diğer bir bellek bileşeni olarak tanımlanmaktadır. Belleğin işlevlerini etkileyen diğer faktörler ve yaşlanma; Bellekle ilişkili olan diğer değişkenlerden ilki inançlar ve beklentilerdir. Bellekle ilgili olan diğer önemli değişkenler sosyoekonomik statü başlığı altında toplanabilir. Karar verme bilişsel süreçlerin en yaşamsal olan bileşenlerinden biridir.
Yaşlılarda Bilişsel Gelişim Temelli Sorunlar ve Hastalıklar
Yaşlanma ile ortaya çıkan sorunların bir kısmı yaşlı bireylerdeki bilişsel gelişi ile ilişkilidir. Yaşlı yetişkinlerde meydana gelen bazı sorunların bilişsel gelişim ile ilişkili olduğu gerçektir ancak bu durumun tek nedeni bilişsel sorunlar değildir. Araştırmalar yaşlanma ile insanların duygusal girdi, dikkat, görsel ve motor bellek gibi alanları kapsayan bilişsel mekaniklerin hem hız hem de doğruluk açısından bir azalmanın olduğunu göstermektedir. Yaşlı yetişkinlerde işlem hızında bir azalmanın olduğu ve bu durumun merkezi sinir sistemindeki işlevselliğin azalması ile ilişkili olduğu söylenebilir. Benzer şekilde yaşlı yetişkinlerin seçici dikkat, bölünmüş dikkat ve sürekli dikkate verilen görevlerin karmaşıklığı arttıkça daha az başarılı olduğu görülmüştür.
Geçmişte yaşlı hastalığı olarak görülen birçok hastalığın genç nüfus içinde de giderek yayıldığını, yaşlı bireylerde bilişsel işlevler/süreçlerle ilgili bazı hastalıkların olduğu ve bu hastalıkların yaşlı nüfus içinde daha yaygın olduğunu söylemek mümkündür.
Depresyon; bazı bireylerin yaşamları boyunca birden fazla deneyimlediği duygu durumudur. Depresyon içerisinde yaşlı yetişkinlerin yaşamını en fazla ve en yoğun şekilde etkileyeni ise majör depresyondur. Majör depresyon bireyin yoğun olarak mutsuz, moralsiz, kendini suçlayıcı ve aşağılayıcı ve beklentilerinin çok azaldığı bir duygu durum olarak tanımlanabilir. İleri yaşlarda depresif belirtiler daha fazla artmaktadır. Yaşın ilerlemesi ile kişinin fiziksel, sosyal ve bilişsel kaynaklarının kaybediyor olması bireyin psikolojik iyi olma halini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Sosyal etkinlikler, ilaç tedavisi, psikoterapi, spor gibi faaliyetler depresyonu hem engelleyici hem de destekleyici olarak kullanılmaktadır.
Demans (Bunama); kronik ve genellikle ilerleyici olarak bellek ve zihinsel kapasitenin azalması ile bilişsel işlevlerden en az ikisinde bozukluğun olması durumudur. Bu durumdaki yaşlı yetişkinler özellikle yakın çevresindeki insanları tanıma ve kendilerine bakma becerilerini kısa sürede kaybederler. Demans bilişsel, davranışsal, işlevsel, uyku, motor ve otonom alanlar olmak üzere altı alanda ortaya çıkan belirtilere sahiptir. Demans çoklu damar yetmezliği, alzheimer hastalığı, parkinson hastalığı gibi sebepleri vardır. Çoklu damar yetmezliğine bağlı demans (halka arasında inme), beyinde yer alan atardamarlarda tekrarlanan ve genellikle geçici olarak kan akışının engellenmesi temelinde ortaya çıkan bilişsel işlevlerde/süreçlerde meydana gelen kayıp durumudur.
Alzheimer hastalığı; bellekte, muhakeme yeteneğinde, dilde ve fiziksel işlevlerde giderek artan bir şekilde kendini gösteren, geri dönüşü olmayan bir beyin rahatsızlığıdır. Hastalığın nedenleri tam olarak bilinmese de yaş, genetik yatkınlık, yaşam biçimi ve çevresel bazı etkilerin önemli değişkenler olduğu düşünülmektedir. Bu hastalık için yapılacak en etkili tedavi yöntemi koruyucu hekimlik ile mümkündür. Ayrıca spor, diyet, kilo kontrolü, sosyal ve zihinsel etkinlikler ile geçirilen yoğun bir yaşamın Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azalttığı bilinmektedir. Bellekte meydana gelen hafif bozulmalar Alzheimer hastalığının erken teşhisi ve tedavisi için önemli bir ipucudur.
Demansın diğer bir türü olan Parkinson hastalığı; kaslarda istemsiz titreme, hareketlerin yavaşlaması kısmi yüz felçleri ile kendini gösteren nöropiskolojik bir bozukluktur. İlerlemiş Parkinson hastalarında kullanılan tedavi yöntemi derin beyin uyarımıdır.
Bilişsel Becerilerin Desteklenmesi
İleri yaştaki yetişkinlerin bilişsel süreçleri/işlevleri onların günlük yaşama uyumu ile doğru orantılıdır. Bilişsel işlevlerde/süreçlerde yaşla meydana gelen olumsuz değişmelerin büyük çoğunluğu bu bilişsel süreçlerin kullanılmamasından ve bunun sonucunda atrofi oluşması ile ilişkilidir. Atrofi, insan ya da hayvan organlarında kullanmama sonucunda meydana gelen küçülme durumudur. Yaşla meydana gelen bilişsel gelişimin olumsuz etkisi ile başa çıkmada önemli bir kavram olan kullan ya da kaybet kavramı bilişsel optimizasyonun yükümlülük modelinin önemli bir bileşenidir. Araştırmalar yaşlı bireylerin orta yaştan itibaren zihinsel içerikli etkinliklerle uğraşanların bilişsel becerilerinin diğerlerine göre daha iyi olduğunu göstermektedir. Bilişsel ve sosyal aktivitelere katılmak, özellikle kitap okumak bellek kaybını önemli derecede geciktirdiğini görülmektedir. Bilişsel işlevlerin/süreçlerin desteklenmesinde bölünmüş dikkat gerektiren bilgisayar oyunları gibi bilişsel etkinliklerin bilişsel işlevleri geliştirdikleri görülmektedir. Zihinsel içerikli etkinlikler, eğitim ve sosyal ortamda gerçekleştirilen etkinliklerin yaşlanma temelli ortaya çıkan bilişsel süreç/işlev sorunlarında tampon görevi gördüğü ve bilişsel işlevleri/süreçleri desteklediği söylenebilir. Aynı zamanda yaşlanmanın beyin üzerinde yarattığı olumsuz etkinin bilişsel işlevleri/süreçlerle ilişkisi olduğu kati bir gerçektir. Sağlığın diğer bütün alanlarında olduğu gibi beyin sağlığını koruyucu ve destekleyici bütün uygulamalar yaşlı yetişkinlerde bilişsel işlevler/süreçleri en azından bu temelde olumsuz etkilenmeyi engellediği için bilişsel işlevleri destekleyecektir.
Sonuç
Bilişsel gelişim süreci olumlu ya da olumsuz olarak bireyin yaşamı boyunca devam etmektedir. Bu nedenle ister gençlerde ister yaşlı yetişkinlerde meydana gelen bilişsel gelişimin bu alanda çalışanlar için bilinmesi son derece önemlidir. Yaşlı yetişkinlerde meydana gelen bilişsel gelişimin hem olumlu hem de olumsuz yönlerinden yukarıda bahsedilmiştir. Ancak yaşlı yetişkinlerin yaşamında yer alan bireylerin bu değişimlere nasıl uyum gösterecekleri önemli bir sorudur. Bellek ile yapılan çalışmalar belleğin bireyin beklentileri ile doğrudan ilişkili olduğunu göstermektedir. Yaşlı yetişkine bakım veren kişinin, yaşlı yetişkinin belleğinde meydana gelen bozulmaları abartması ve olumsuz reaksiyon vermesi yaşlı yetişkinin belleğinden beklentisini olumsuz etkilemekte ve bu durumda bellekteki bozulmayı günlük yaşam içerisinde desteklemektedir. Bilişsel mekaniklerde meydana gelen yavaşlama ve doğruluk konusunda eksiklikler de yaşlı yetişkine bakım veren kişi tarafından normal karşılanmalıdır. Bu konuda yaşlı yetişkine yapılan abartılı ve olumsuz geri dönüşler yaşlı yetişkinin daha fazla kaygılanmasına, kendini suçlu, değersiz ve çaresiz hissetmesine neden olabilmektedir. Bu durum yaşlı yetişkinin depresyon benzeri ruhsal problemlere yatkınlığını arttırabilmektedir. Yaşlı yetişkinlere bakım veren bireylerin bilişsel işlevlerini/süreçlerini desteklemek amacıyla yaşlı yetişkinleri bilişsel ve sosyal etkinliklere yönlendirmeleri, sosyal etkileşim içeren etkinliklere katılmalarını teşvik etmeleri ve bu yönde onlara yardımcı olmaları son derece önemlidir. Bu durum yaşlı yetişkinlerin bilişsel işlevlerini/süreçlerini olumlu yönde etkileyebileceği gibi depresyon gibi olumsuz psikolojik durumlara yatkınlıklarını ortadan kaldırılmasına yardımcı olacaktır.