YENİLİK YÖNETİMİ - Ünite 7: Yeniliklerin Korunması ve Yasal Çerçeve Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Yeniliklerin Korunması ve Yasal Çerçeve

Giriş

Bilginin değerinin anlaşılmasıyla bilgi üretimi hızla artmış bununla birlikte bilgiye ulaşılması ve bilginin korunması kavramları da önemli hale gelmiştir. Bu bölümde fikri mülkiyet haklarının neler olduğu, niçin korundukları, nereye ve nasıl tescil edildikleri, ulusal ve uluslararası düzeyde nasıl korunduğu üzerinde durulacaktır.

Fikri Mülkiyet Hakları

Fikri mülkiyet hakları iki grupta ele alınabilir:

  • Fikir ve sanat eserleri (telif hakları)
  • Sınai mülkiyet hakları

Fikir ve sanat eserleri, bilgisayar programları ve veri tabanları dâhil olmak üzere, bilim, edebiyat, müzik, mimari dâhil güzel sanat veya sinema alanındaki eserlerdir. Sınai mülkiyet hakları ise, sanayi ve tarım alanındaki buluşları, yenilikleri, özgün tasarımları onların yaratıcılarının adına tescil edilmesini veya ticaret alanındaki mal ve hizmetlerin diğerlerinden ayrılmasını, işaretlerin sahipleri adına tescil edilmesini ve hak sahiplerine belirli bir süre ile mutlak ve münhasır kullanma yetkisi sağlayan haklardır.

Fikri mülkiyet haklarının özellikleri şunlardır:

  • Fikri mülkiyet hakları insan zihninin ürünüdür.
  • Gayrimaddi mallar üzerinde kurulabilirler.
  • Özel hukuka ilişkin haklardır.
  • Mutlak haklardır, herkese karşı ileri sürülebilir.
  • Hak sahibine maddi ve manevi menfaatler sağlar.

Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO)

Merkezi Cenevre’de bulunan örgüt 14 Haziran 1967’de kurulmuş, 1974’te Birleşmiş Milletlerin bir örgütü haline gelmiştir. Türkiye 1975’ten beri üyedir. Örgütün çalışma alanı, telif hakları ve sınai mülkiyet haklarıdır. Örgütün temel amaçları; üye devletlerin katkılarıyla fikri mülkiyetin tüm dünyada korunmasını ve geliştirilmesini sağlamak, fikri mülkiyet teşkilatları arasında işbirliği sağlayarak idari dayanışmayı güçlendirmektir.

Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Sözleşmesi (TRIPs)

TRIPs bütün fikri mülkiyet hukukunu kapsamaktadır. TRIPs’in özellikleri şöyle sıralanabilir: Sınai ve fikri mülkiyet ayrımını ortadan kaldırmış ve fikri mülkiyet kavramına geniş anlam ve kapsam vermiştir.

Mevcut uluslararası sözleşmelerin uygulama alanını genişletmiştir. İhlallere karşı uygulanabilecek, gümrüklerde el koyma, sahte malları imha etme gibi yeni yaptırımlar getirmiştir. Yükümlerini ihlal eden üyelerinden Dünya Ticaret Örgütü(DTÖ)’nün sağladığı hak ve imkanların çekilmesini öngörmüştür. İhtilafların çözümü mekanizmasına yer vermiştir. İlaç patentlerinin genel olarak kabulünü sağlamış ve bunun için süre  tanımıştır. Telif haklarında asgari koruma süresini 50 ve TV verici işletmelerin koruma sürelerini ise en az 20 yıl olarak belirlemiştir. Bilgisayar programları ile veri tabanlarının korunmasını fikir ve sanat eserlerine eşit duruma getirmiştir. Fikir ve sanat eserlerinde kiralama ve ödünç verme hakkını koruma altına almıştır.

Türk Patent Enstitüsü

Türkiye’de fikri mülkiyet haklarının tescili ve korunması Türk Patent Enstitüsü tarafından yapılmaktadır. Türk Patent Enstitüsü (TPE), 1995 yılında kurulmuştur. Kuruluş amacı, görevleri ve yapılanması 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun (TPEK)(RG 19.11.2003, S.25294) ile düzenlenmiştir.

Enstitünün kuruluş amaçları 5000 sayılı TPEK’nun birinci maddesine göre şu şekilde sıralanabilir: 1.Türkiye’nin teknolojik ilerlemesine katkıda bulunmak, 2.Ülke içinde serbest rekabet ortamını oluşturmak, 3.Araştırma geliştirme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak, 4.Çeşitli kanunlarla düzenlenmiş olan patent ve markalar ile diğer kanunlarla düzenlenen sınai mülkiyet haklarını tesis etmek ve bu konudaki korumayı sağlamak, 5.Sınai mülkiyet haklarına ilişkin yurtiçi ve yurt dışında var olan bilgi ve dokümantasyonu kamunun istifadesine sunmak.

Fikri Mülkiyet Hakları Neden Korunur?

Fikri mülkiyet korumasının amaçları şöyle sıralanmaktadır:

  1. Zihni üretkenliğin toplum tarafından tanınması,
  2. Adil bir rekabet düzeni kurularak buluş ve yenilik faaliyetinin özendirilmesi,
  3. Teknolojik ve kültürel ilerlemenin desteklenerek fikir işçilerinin ödüllendirilmesi,
  4. Ekonomik büyümenin ve istihdamın desteklenmesi,
  5. Kamusal bilgi ve kültür hazinesinin zenginleştirilmesi,
  6. Ar-Ge sonuçlarının açıklanarak, teknik bilginin yaygınlaştırılması,
  7. Yabancı sermayenin çekilmesi,
  8. Uluslararası ilişkiler

Bu amaçlara ulaşmak için buluş ve yenilik sahiplerine yasalarda öngörülen sürelerde tekel hakkı tanınır. Öngörülen süre içinde söz konusu buluşu ya da yeniliği sadece hak sahibi veya onun izin verdiği kişiler ticari amaçla kullanabilir. Bu tekelci hak ise, mal ve hizmet piyasalarında rakip şirketlere karşı büyük avantajlar sağlar.

Fikir ve Sanat Eserleri Üzerindeki Haklar (Telif Hakları, Copyrıght)

Fikir ve sanat eserleri, sahibinin hususiyetini taşıyan, fikri ve zihni bir çaba sonucu meydana getirilen her nevi fikri ürünlerdir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) (RG.T.13 Aralık 1951, S.7931) ile düzenleme altına alınmıştır.

FSEK’daki düzenlemeye göre fikir ve sanat eserleri; ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar ve sinema eserleri olmak üzere dört gruba ayrılmıştır. FSEK’nun 1/B maddesinde eser şöyle tanımlanmıştır:

Eser, sahibinin hususiyetini taşıyan, ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat ürünüdür. Ayrıca işlenme ve derleme eserlerde beşinci eser grubunu oluşturur. Bunlar da işleyen veya derleyenin hususiyetini taşımak şartıyla eser olarak korunur.

Fikir ve Sanat Eseri Sahibinin Hakları

Bir eserin sahibi onu meydana getirendir. Bir işlenme ve derlemenin sahibi, asıl eser sahibinin hakları saklı kalmak şartıyla onu işleyendir. Birden çok kişinin meydana getirdiği eser, kısımlara ayrılabiliyorsa eser sahiplerinden her biri meydana getirdiği kısmın sahibidir. Birden çok kişinin meydana getirdiği eser, ayrılmaz bir bütün oluşturuyorsa, iştirak halinde eser sahipliğinden söz edilir. FSEK’de eser sahibine tanınan haklar, manevi ve mali haklar olarak ikiye ayrılmaktadır. Eser sahibi eserden doğan mali haklarını doğrudan kendisi kullanabileceği gibi üçüncü kişilere de devredebilir.

Manevi hakların aksine hacze ve cebri icraya, rehine ve hapis hakkına konu olabileceği gibi miras yoluyla üçüncü kişilere de geçebilir.

Eser sahibi, manevi ve mali haklarını ihlal eden kişilerin bu ihlali durdurmalarını, ihlalin etkilerini gidermelerini, ihlalden dolayı uğradığı maddi ve manevi zararın tazmin edilmesini talep edebilir.

Fikir ve Sanat Eserlerinin Korunmasına İlişkin Uluslar Arası Sözleşmeler

Bern Sözleşmesi olarak anılan 9 Eylül 1886 tarihli “Edebiyat ve Sanat Eserlerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme” fikir ve sanat eserleri alanındaki ilk uluslararası düzenlemedir. Türkiye 1995 yılında Bern Sözleşmesinin 1979 tarihli Paris Metnini 4117 sayılı kanunla kabul etmiştir.

Patent

Patent, buluş sahibinin yaratıcı düşüncesinin belirli bir zaman dilimi süresince yasal hükümler çerçevesinde koruma altına alındığını gösteren belge olarak tanımlanabilir. Bir buluş için buluş sahibine devlet tarafından verilen bir patent, buluş sahibinin izni olmadan başkalarının buluşu üretmesini, kullanmasını veya satmasını belirli bir süre boyunca engelleme hakkı vermektedir. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO), patenti, resmi bir daire veya birçok ülke adına iş yapan bölgesel ofis tarafından talep üzerine verilen, bir buluşu tarif eden ve meydana getirdiği yasal bir durum içerisinde sadece patent sahibinin veya kanuni haleflerinin yetkisiyle işletilebilen, imal edilebilen, kullanılabilen, satılabilen ya da ithal edilebilen bir doküman olarak tanımlamıştır.

Türk hukukunda patente ilişkin temel düzenleme 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’dir.

Patent Verilebilme Koşulları

Patent verilebilmesi için yenilik taşıyan bir buluşun dünyanın herhangi bir yerinde duyulmamış, denenmemiş veya kullanılmamış olması gereklidir. Tekniğin bilinen durumunun aşılıp aşılmadığı uzman tarafından değerlendirecektir. Patent veya faydalı model belgesi verilebilmesi için aranan son koşul sanayiye uygulanabilirlik koşuludur. Bir buluşun patent alabilmesi için; yenilik kriteri, tekniğin bilinmiyor olması kriteri ve sanayiye uygulanabilirlik kriteri şeklinde üç kriterin de aynı anda var olması aranmaktadır.

Patent Başvurusu

Patent isteme hakkı buluşu yapana veya onun haleflerine aittir. Buluş birden çok kişi tarafından gerçekleştirilmişse, patent isteme hakkı, taraflar başka türlü kararlaştırmamışsa, bunlara müştereken ait olur. Patent almak için ilk başvuran kişi, aksi sabit oluncaya kadar, patent isteme hakkının sahibidir. Hizmet buluşlarında patent isteme hakkının sahibi işveren olacaktır.

Patentin Koruma Kapsamı

Patent başvurusu ve patent, sahibine hukuki koruma sağlar. Patent sahibi hak konusu buluşu serbestçe kullanabilir, kullandırabilir, devredebilir, hakkından feragat edebilir. Patent sahibi, buluşundan kendisinin izni olmaksızın başkalarının yararlanmalarına engel olmak yetkisini haizdir.

Patent Türleri

Patent Türleri şu şekilde sınıflandırılabilir:

  • Ürün ve Usul Patenti
  • İncelemeli ve İncelemesiz Patent
  • Ek Patent
  • Gizli patent

Patentle İlgili Uluslar Arası Sözleşmeler

Patentin uluslararası korunmasına yönelik önemli sözleşmeler; 1883 tarihli Paris Sözleşmesi, 1970 tarihli Patent İşbirliği Sözleşmesi (Patent Cooperation Treaty, PCT) ve Avrupa Patent Sözleşmesidir. Bu Sözleşmeler, buluşçuya kendi ülkesinde ve yurt dışında patent koruması elde etme olanağı ve kolaylığını sağlamaktadır. Böylece Avrupa kökenli buluşlara dünya ölçüsünde, Avrupa kökenli olmayanlara da Avrupa ölçüsünde korunma yolu açılmaktadır.

Paris Sözleşmesi

Anlaşmanın uygulaması Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) tarafından takip edilmektedir. “Sınai Mülkiyetin Anayasası” olarak nitelendirilen Sözleşme, markalar, buluşlar, endüstriyel tasarımlar, faydalı modeller, ticaret unvanları ve haksız rekabetle ilgili düzenlemeleri içerir.

Patent İşbirliği Sözleşmesi (Patent Cooperation Treaty, PCT)

Patent İşbirliği Sözleşmesi(PCT)’nin amacı, aynı buluşun korunması için dünya ölçüsünde yapılan patent başvurularının ve bu başvuruların incelenmesinin ortaya çıkarmış olduğu zorlukları gidermektir.

Avrupa Patent Sözleşmesi

1973 yılında imzalanıp 1977 yılında yürürlüğe giren Avrupa Patent Sözleşmesi’ne Türkiye 1 Kasım 2000 tarihinde taraf olmuştur. Sözleşmenin amaçları, buluşların korunması konusunda Avrupa devletleri arasındaki işbirliğini güçlendirmek, üye ülkelerde patentlerin tescilinin tek bir prosedürle sağlanması, üye ülkelerde verilen patentler için standart kuralların oluşturulmasıdır.

Faydalı Model

Küçük buluş ve küçük patent diye anılan faydalı model, basit formüllere ve ilkelere dayanan, bazı gereksinimlere cevap veren, teknik çözümler olarak tanımlanmaktadır.

Hakkın Korunması

Faydalı modelin tescili için TPE’ye başvurulur. Faydalı model belgesi başvurusu yapılabilmesi için gerekli olan belgeler, başvuru dilekçesi dışında patent başvurusunda gerekli olan belgelerle (tarifname, istem/istemler, özet, resimler, başvuru ücretinin ödendiğini gösterir belge) aynıdır.

Endrüstriyel Tasarım

Tasarım görünümdür. Bu, bir ürünün veya ürün parçasının; ürün üzerindeki süslemenin çizgilerinin, renklerinin, dokunun, malzemenin, esnekliğin ve bunun gibi insan duygularıyla algılanabilen unsur ve özelliklerin; bunların tamamının veya bir kısmının bileşiminin ya da takımının görünümüdür. Türkiye’de tasarımlar 554 sayılı Endüstriyel Tasarımlar Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (EndTasKHK) (RG. 27.6.1995, S.22326) ile ilk defa koruma kapsamına alınmışlardır.

Tasarımların Korunma Amacı

EndTasKHK’nın amacı, tasarımların korunmasını, rekabet ortamının oluşturulmasını ve sanayinin gelişmesini sağlamaktır (EndTasKHK m.1). Bu hükme dayanarak, tasarım korumasıyla, bir yandan tasarımcının teşviki ve ödüllendirilmesi sağlanırken, diğer yandan rekabetin düzgün işlemesi ve Türk sanayinin gelişmesinin amaçlandığı söylenebilir.

Tasarımların Koruma Süresi ve Tasarım Sahibinin Hakları

Türkiye’de tasarımların tescili için yetkili merci Türk Patent Enstitüsü’dür. EnsTasKHK m.26’da belirtilen unsurlarla başvuruda bulunulur ve başvuru tarihi kesinlik kazanan tasarım başvurusu tasarım siciline kayıt edilir. Tescilli tasarımlar EndTasKHK’ya, tescilsiz tasarımlar genel hükümlere (5846 FSEK, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu) tabidir.

Tescilli tasarımların koruma süresi başvuru tarihinden itibaren 5 yıldır. Ancak bu süre beşer yıllık dönemler halinde yenilenmek suretiyle 25 yıla kadar uzatılabilir

Tasarımların Uluslar Arası Tescil

Tasarımların uluslararası tescili ve korunmasına yönelik hükümler içeren uluslararası sözleşmeler daha önceki konularda bahsedilen Paris Sözleşmesi, Bern Sözleşmesi ve TRIPs’dir. Bu sözleşmeler ile fikri mülkiyet hakları uluslararası boyut kazanmıştır.

Marka

Türk hukukunda markalara ilişkin temel düzenleme 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamedir. (MarKHK) 556 Sayılı MarKHK m.5/I’e göre marka, bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla,kişi adları dahil özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.

Marka olarak kullanılacak işaretin iki unsuru bulunmalıdır. Birincisi, bir işletmenin mal ya da hizmetlerini diğerlerinkinden ayırt etme gücünün bulunması gerekir. Bu niteliğe sahip olmayan işaretler örneğin kolonya şişesi üzerinde yer alan “kolonya” sözcüğü, marka olamaz. İkincisi, marka çizimle görüntülenebilmeli veya benzer şekilde ifade edilebilmelidir.

Marka Türleri

Tescil edilebilecek marka türleri şunlardır:

  • Ticaret markası,
  • Hizmet markası,
  • Garanti markası,
  • Ortak markadır

Bu marka türlerinin yanı sıra bir de tanınmış marka vardır, fakat tanınmış marka tanımına yasal düzenlemelerde yer verilmemiştir

Markanın Tescili

Markanın, 556 sayılı MarKHK’nın sağladığı korumadan yararlanabilmesi için TPE’ye tescil ettirilmiş olması gerekmektedir. Marka korumasından yararlanacak kişiler TC sınırları içerisinde ikametgâhı olan veya sınai veya ticari faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler veya Paris Sözleşmesi yahut Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dâhilinde başvuru hakkına sahip kişilerdir. Ayrıca MarKHK kapsamına girmemekle birlikte, kendi ülkesinde Türk vatandaşlarına koruma sağlayan yabancı ülkelerin vatandaşları da, karşılıklılık ilkesi çerçevesinde Türkiye’de marka korumasından yararlanabilir.

Marka Sahibinin Hakları

Marka sahibinin marka üzerindeki hakkı mutlak nitelikte bir haktır. Dolayısıyla, marka sahibi hakkını, marka hakkını ihlal eden herkese karşı kullanabilir.

Markaların Uluslar Arası Tescili

Markaların uluslararası tescili, 1891 tarihli Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Anlaşması ve 1989’da kabul edilip, 1 Aralık 1995’te yürürlüğe giren Madrid Anlaşmasına İlişkin Protokol tarafından düzenlenmiştir. Türkiye, Markaların uluslararası tesciline olanak sağlayan Madrid Anlaşması ile İlgili protokole 01.01.1999 tarihinden itibaren katılmıştır. Madrid Sisteminin amaçları; markaların tek bir başvuru yapılarak ve tek bir dil kullanılarak birden fazla ülkede(Protokol’e taraf ülkelerde) uluslararası tescilini sağlamak ve marka tescil edildikten sonra yapılacak olan değişikliklerin tek ve basit bir işlem aracılığıyla uluslararası sicile kaydedilmesini sağlamaktır.

Entegre Devre Topoğrafyaları

Devre, bir komutun elektronik olarak algılanmasına olanak tanıyan düzenektir. Entegre devre ise, devre öğelerinin ve bunlar arasındaki bağlantıların taban görevi yapan bir katman üzerinde ve tek bir birim halinde oluşturulmasıyla elde edilen ve çok sayıda komutu yerine getirebilen devreler bütünüdür.

Know How ve Ticari Sır

Know-how kavramı, tamamen uygulama tarafından geliştirilmiş ve ilk defa ABD’de ortaya çıkmıştır. Knowhow kavramı için farklı tanımlar bulunmaktadır. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü’ne (WIPO) göre know-how, sınai mülkiyet ile ilgili tekniğin kullanılmasına yarayan bilgi ya da üretim yöntemleridir. Türk Rekabet Kurumunun 2002/2 nolu Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliğine göre know-how; sağlayıcının tecrübe, denemeleri sonucu elde ettiği ve patentli olmayan, uygulamaya yönelik, gizli, esaslı ve belirlenmiş bilgi paketi anlamına gelir.

Ticari Sır

Bağımsız ekonomik bir değeri olan ve iktisadi faaliyetler sahibi lehine bir rekabet avantajı sağlayan, aleni olmayan ve sahibinin gizli kalmasını istediği her türlü bilgi ticari sır olarak tanımlanmaktadır.

Know-How ve Ticari Sırrı Koruma Yöntemi

Know-how ve ticari sır bilgilerinin türüne ya da bunlara yasal koruma hakkı tanınmasına kısıtlama getirilemez. Bu tür açıklanmamış bilgiler, verilmiş bir patent hakkı gibi, kişinin elinde yasal gerçekliği olan bir tekel hakkı gibi korunabilir.

Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Antlaşması’nda (TRIPS) fikri mülkiyet haklarının kapsamı içerisinde, sınai alanda özellikle ticari ve ekonomik faaliyetlerde kullanılan, gizli nitelik taşıyan teknik veya işletme ile ilgili bilgi ve tecrübelerin (know how) korunması ve haksız rekabete karşı koruma da sayılmıştır.

Türkiye’de Durum

Türkiye’de ticari sırlar ve know-how koruması Türk Ticaret Kanununun (TTK) haksız rekabete ilişkin hükümleri çerçevesinde veya koşullarının gerçekleşmesi halinde Borçlar Kanunundaki haksız fiillere ilişkin hükümlerle yapılmaktadır. Haksız rekabete ilişkin koruma sözleşme ilişkisi olmadan ticari sırların elde edilmesi ve kullanılması hallerinde, yani üçüncü kişilere karşı uygulanabilecek koruma yöntemidir.