YÖNETİM VE ORGANİZASYON - Ünite 3: Yönetim Çevresi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Yönetim Çevresi
Giriş
İşletmelerin çevrelerinde meydana gelen (fiyat artışı, tüketicinin bu artışa tutumu, ülkeler arası ticaret sınırının kalkması, insan ve sermaye tutumunun değişmesi gibi) değişiklikler işletmeleri doğrudan etkiler ve bu nedenle de işletmeler çevreleri ile bütünleşirler. İşletmeleri kuşatan ve işletmelerin başarısında önemli bir yere sahip olan bu çevre unsuru da iç ve dış çevre faktörleriyle birlikte ele alınma zorunluluğunu ortaya koyar.
Örgütsel Çevre Kavramı
İşletmesel anlamında çevre, işletmenin içindeki ve dışındaki tüm unsurları kapsar. Örgütsel çevre ise, işletmenin bir bölümünü veya tamamının etkileme potansiyeline sahip bütün faktörleri içerir.
Örgütsel çevre iç ve dış çevre olarak ele alınır. Bu bağlamda iç çevre işletme ve bunun faaliyetleri üzerinde doğrudan etkisi olan, bu etkinin de karşılıklı olduğu faktörlerden oluşur
Dış çevre ise işletme ve onun faaliyetlerini dolaylı olarak etkileyen faktörlerden oluşur. Ancak işletme yönetimi bu faktörleri kısıtlı bir şekilde etkileyebilir.
İç Çevre
İç çevre işletme faaliyetleri ve başarısı üzerinde doğrudan etkiye sahip faktörlerden oluşan ve işletme yönetiminin bu faktörlerini kontrol etme gücünün bulunduğu çevredir. İç çevrenin şu türde faktörleri bulunur:
Liderlik ve yönetim: İşletmenin faaliyetleri, piyasalar, çevre koşullarındaki belirsizlik, çalışanların ihtiyaçları gibi konularda işletmenin güçlü bir liderliğe ve etkili bir yönetime ihtiyacı vardır.
Örgüt kültürü: İşletmede çalışanların paylaştıkları değer, norm, inanç, varsayım, iş yapma biçimleri, tutum ve davranışları örgüt kültürü için etkili olup, bunları işletmenin amaçlarına ulaşmasında araç görevi görürler.
İnsan Kaynakları: İşletmeleri amaçlarına ulaştıracak nitelikte bilgi birikimine ve yeteneğe sahip insan kaynaklarının temini ve onların etkili bir şekilde çalıştırılması işletmeler açısından zorluk ihtiva eder.
Örgüt Yapısı: İşletmedeki yetki sorumluluk ve ast üst ilişkilerini gösteren yönetim basamaklarının dinamikliği işletmenin rekabetçi ortamda üstünlüğünü sağlar. Ancak yönetim basamaklarının fazlalığı bir yandan da karar alma mekanizmasını yavaşlatır. Bu nedenle son zamanlarda yalın organizasyon yapıları tercih edilmektedir.
İşletmenin Varlıkları: İşletmenin bina, demirbaş, araç, tesis, hammadde gibi varlıkları taleplerin hızla karşılanması, üretim kapasitesinin artırımı, yeni ürün ve hizmetlerin ortaya konulması, yatırımların zamanında yapılması gibi hususlarda önem arz eder.
Finansal Güç: Sağlam ve güçlü bir finansal yapısı olan işletme kriz zamanlarını iyi değerlendirir, yatırımcı ve kredi verenlerin işletmeye bakışını olumlu etkiler, borçlanmasın kolaylaşıp, maliyetlerin düşmesine neden olur, işletme daha fazla öz kaynak sağlayabilir.
Operasyonel ve Yönetsel Süreçler: İşletmelerdeki satım alma sürecindeki ürünlerin araştırılması, satıcılarla pazarlık, siparişlerin verilmesi, muhasebe işlemleri, personel alımı gibi süreçler işletme faaliyetlerinin sürdürülebilirliği ve yönetimi açısından önem arz eder.
Dış Çevre
İşletmenin dışında kalan, işletmenin amaçlarına ulaşmasını etkileten bütün faktörler dış çevreyi oluşturur. Küreselleşme, bilgi ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler, dış çevrede gelişen olaylar işletmeleri nitelik ve nicelik olarak etkiler. Bu nedenle yöneticilerin bu tür dış çevre faktörlerine önem vermesi gerekir.
Dış çevreyi oluşturan faktörler genel çevre ve iş çevresi olarak iki ana başlıkta ele alınır.
Genel Çevre
Politik-yasal, ekonomik, sosyokültürel, teknolojik ve uluslararası faktörlerden oluşur.
Politik ve Yasal Faktörler: İşletmeler politik çevrenin desteklediği yasalar, yönetmelikler, kurallar ve prosedürlerin çerçevesinde yönetimin istikrarı, güç odakları, devletleştirme-özelleştirme vb. faktörlerden olumlu veya olumsuz etkilenirler. Bu nedenle yöneticilerin politik faktörleri mutlak olarak göz önünde bulundurmaları gerekir.
Ekonomik Faktörler: İşletmeler içinde faaliyet gösterdiği ekonomik yapıya bakarak kısa veya uzun dönemli planlar yapıp, büyüme veya küçülme, yatırımlara girişme gibi kararları alırlar. İşletmelerin dikkate alacağı faktörler faiz oranları, enflasyon oranı, para arzı, işsizlik oranları, dış ticaret, ödemeler, bütçe açık-fazlalıkları, gayrisafi milli hasıla, enerji kaynakları-maliyetleri, ücretler, net gelirler, ülkenin altyapı yatırım ve hizmetleridir.
Sosyokültürel Faktörler: İşletmeler faaliyette bulunduğu toplumda zamanla değişen ve ürün ve hizmetlere olan talebi de etkileyen, yerleşik inançlar, değerler, düşünce sistemleri, yaşam tarzları ve yaş dağılımındaki değişimler vb. sosyokültürel faktörleri dikkate alıp anlamalıdırlar.
Teknolojik Faktörler: İşletmelerin ürünleri, stratejileri, rekabet özellikleri üzerinde teknolojik faktörlerin önemli bir etkisi bulunur. Bu nedenle işletmeler teknolojik gelişmeleri takip edip, bunları kendi işletmelerine dahil etmelidirler.
Demografik Faktörler: İşletmeler demografik faktörleri içinde yer alan nüfusu etkileyen; yaş, cinsiyet, evlilik durumu, gelir, medeni durum, meslek, din, doğum ve ölüm oranı, ailedeki birey sayısı gibi değişkenleri dikkate almalıdırlar. Çünkü bu değişkenler ürün ve hizmetleri önemli ölçüde etkiler.
Uluslararası Faktörler: İşletmelerin dış çevre faktörlerini küreselleşme yönüyle ele alıp, işletmeleri etkileyecek uluslararası düzeydeki piyasa gelişmeleri, önemli siyasal, kültürel, ekonomik olaylar, dış ticarette oluşan gelişmeler ve bütün bunların yarattığı fırsat ve tehdit olasılıkları belirlemeleri gerekir.
Ekolojik Faktörler: Çevre kirliliği, biyolojik dengenin bozulması, küresel ısınma, hava-su ve topraktaki kirlenmeler ekolojik faktörler olarak işletmeleri etkiler. Bu nedenle işletmelerin faaliyetlerini yerine getirmede ekolojik faktörleri korumaya özen göstermeleri gerekir.
İş Çevresi (Görev Çevresi/Sektörel Çevre)
İş çevresi; tüketici, müşteri, tedarikçi, rakip, ikame veya tamamlayıcı ürün üreten işletmelerden oluşur. Bir işletme, içinde bulunduğu sektörle yani iş çevresiyle o işletme ile aynı veya benzer ürün üreten/tedarik eden/ dağıtan işletmelerle işbirliği ve rekabet ilişkisi içindedir.
Müşteriler : İşletmeler ürettikleri ürün ve hizmetleri satın alan müşterilerin istek ve ihtiyaçlarına göre ve onların yaş, gelir, sosyal statü vb. özelliklerini dikkate alarak ürün ve hizmetleri belirlerler.
Tedarikçiler: İşletmeye ham madde, yarı mamul, enerji gibi her türlü girdiyi temin eden tedarikçilerle kurulan ilişkileri bir işletmenin yönetimi için oldukça önemlidir.
Rakipler: Aynı sektör içinde, aynı müşteri grubu için mal ve hizmet üreten diğer işletme, kişi ve kuruluşlar olarak ifade edilen rakipler izledikleri stratejilerle işletmeler arası rekabetin yoğun olmasını sağlarlar
İkame Ürün ve Tamamlayıcı Ürün Üreticileri: İşletmelerin ürünlerinin yerini alan ve onların yerine kullanılabilen, benzer olmayan mal ve hizmetler olarak ifade edilen ikame ürünlerin etkisi ve yarattığı tehditler işletmelerin dikkate alması gereken unsurlardandır.
Birinin kullanımı diğerinin kullanımını da gerektiren veya birlikte kullanımından daha fazla fayda sağlayan tamamlayıcı ürünlerin işletmenin üretimi üzerindeki kontrolünü sınırlı bırakacak olup, işletmenin satış, dağıtım, fiyatlama kararlarını etkileyecektir.
İş Gücü Piyasası: İş gücü arz-talebinin karşılaştığı, ücretin belirlendiği iş gücü piyasasında önemli bir faktör olan insan veya iş gücü unsuru işletmelerin rekabetinde fark yaratacak unsurlardandır.
Örgüt Kültürü
Örgüt kültürü bir işletmenin müşteriye yansıması olup, işletmenin diğer işletmelerden ayrılmasını ve onu farklı bir konuma gelmesini sağlayan bir unsurdur.
Örgüt Kültürünün Önemi
İşletmelerin başarısı, çalışanların performansı, işletmelerin karlılığı ve verimliliği, müşteri memnuniyeti örgüt kültürü kavramı ile doğrudan ilgilidir.
Örgüt Kültürü Kavramı ve Kapsamı
Örgüt kültürü örgüt üyelerinin paylaştığı sosyal değerler, normlar, inançlar kadar üyelerin sorunlarla başa çıkma esnasında bulduğu, keşfettiği veya geliştirdiği temel varsayımlardır.
Örgüt kültürünün temel özellikleri; üyelerce paylaşılır olması, öğrenilir olması, çeşitli ihtiyaçları giderici nitelikte olması, değişebilir olması, soyut bir kavram olması şeklindedir.
Örgüt kültürünün ögeleri ise; örgüt tarihi, değerler sistemi, davranış tarzları ve örgütsel kurallar, kahramanlar, hikayeler ve efsaneler, törenler, semboller, mimari özellikler, kullanılan dil, sosyal ve fiziki çevre, görev cümlesi ve işletmesi logosu gibi maddi nesneler, örgütte uygulanan temel varsayımlardır.
Örgüt Kültürünün Ortaya Çıkışı ve Devamlılığı
Bir örgüt kültürünün ortaya çıkmasında en önemli faktörler; kurucuların kişiliği, geçmişi, değerleri, vizyonu ile sektördeki işletmelerin sahip olduğu farklı kültür anlayışlarıdır.
Örgüt kültürünün devamlılığında ise şu faktörler etkili olmaktadır:
Çekme-Seçme-Ayrılma süreci: Bireylerin kendine uygun olan işletmelerin çekim alanına girmesi, ancak her isteyenin değil de işletmeye uyum sağlayacak bireylerin işletme tarafından seçilmesi, seçimden sonra işletme kültürüne uygun olmayan bireylerin çıkarılması.
İşe yeni giren çalışanların sosyalleştirilmesi: Bu süreçte işe yeni giren bireyler işletme için gerekli tutumları, bilgiyi, beceriyi ve davranışları öğrenirler.
Liderlik: Örgüt kültürünün oluşumunda ve devamlılığında önemli bir unsurdur.
Ödül sistemi: Örgüt kültürünün şekillendirilmesinde ödüllendirilecek veya cezalandırılacak davranışların ortaya konulması etkili olmaktadır.
Örgüt Kültürleri Sınıflandırılması
Günümüz işletmelerinde en sık rastlanılan örgüt kültürü tipleri şunlardır:
Yenilikçi Kültürler: Unvan ve statü gibi unsurlara yer vermeyen, yatay bir hiyerarşi ile tanınan, yeni fikirlere açık, esnek ve farklı koşullara uyumlu işletmelerdir.
Agresif Kültürler: Rekabete önem veren, sosyal sorumluluk anlayışı çok iyi olmayan işletmelerdir
Çıktı Odaklı Kültürler: Başarıdan doğrudan yönetici ve çalışanların sorumlu tutulduğu, bireysel ve grup çıktılarını ödüllendiren işletmelerde görülür.
İstikrarlı Kültürler: Çalışanların faaliyetlerini en yüksek verimliliğe ulaşmak için koordine eden, kural odaklı ve bürokratik özellikler sahip, çevre koşullarına uyum sağlaması pek mümkün olamayan örgüt kültürleridir.
İnsan Odaklı Kültürler: Çalışanlarına destek olmayı amaçlayan, bireysel haklara saygılı örgüt kültürleridir.
Takım Odaklı Kültürler: Ortak çalışmayı esas aldıkları için çalışanlar arası işbirliğinin önemli olduğu kültürlerdir.
İşletmelerde Sosyal Sorumluluk ve Yönetsel Etik
İşletmelerin sosyal sorumluluk ve etik davranışlar sergilemeleri başarılı bir rekabet ortamı ve üstün performanslarının devamı için zorunludur.
Sosyal Sorumluluk Kavramı ve Tarihsel Gelişimi
İşletmelerin etkinlik ve uygulamalarla, eylemlerinden etkilenecek hedef kitlesine yönelik çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan yaratılan olumsuz etkileri azaltacak, toplumun gelişimini de sağlayacak işlemlerin planlaması, yürütümü ve sonuçlarının paylaşılmasına sosyal sorumluluk denir.
Sanayi Devrimi öncesinde adetler, gelenekler, dinler ve kültürler ile şekillenen sosyal sorumluluk kavramı, sanayi devriminde karlılık ve üretim artışı konularına odaklı sorumluluk anlayışını benimsemişlerdir. 20. Yılın ilk yarısında işletmeler işçilerin önemini kavramış ve onlara karşı olan sorumlulukları çerçevesinde hareket etmişlerdir. II. Dünya savasını takip eden yıllarda ise sosyal sorumluluk üzerine yasal düzenlemeler ortaya konulmuştur. 1980’li yıllarda ise sosyal sorumluluk uygulamalarında işe alımlarda adalet, karı paylaşma, reklamların ahlakiliği, geri dönüşüm, yoksullara yardım, toplum sağlığını ön planda tutma, iyi çalışma koşulları ön planda tutulmaya başlanmıştır.
İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları
İşletmeler yöneticilerin hayata bakışı, kişilik özellikleri, işletmenin büyüklüğü, ülkenin sosyokültürel özellikleri, sektörün yapısı, müşterilerin özellikleri, kamuoyu baskısı gibi faktörler sonucu farklı sosyal sorumluluk anlayışı benimserler. Bu sosyal sorumluluk anlayışları genel itibariyle şu şekildedir:
Reaktif stratejiler: Sosyal sorumluluk duyarlılığı olmayan ve bu yöndeki faaliyetlerden kaçınan ve kamusal tepkiye karşı kendini savunmaya yönelik faaliyetlerde bulunan bir stratejidir.
Savunma stratejileri: Sosyal sorumluluklardan kaçmayan, hatalarını kısmen veya tamamen kabul eden stratejilerdir.
Uyum stratejileri: Kamuoyu baskısı sonucu ürün ve faaliyetleri ile ilgili sorumlulukları kabul eden stratejilerdir.
Proaktif stratejiler: Kamuoyundan baskı ve beklenti olmadan, gönüllü olarak adım atan, sosyal sorumluluk konularına duyarlı ve bu konuda öncü stratejilerdir.
Sosyal Sorumluluk Boyutları: Carroll sosyal sorumluluk kavramının ekonomik refah sağlama ve tüketim ihtiyaçlarını sağlama amaçlı işletmelerin yükümlülüklerini vurgulayan ekonomik boyutundan; işletmelerin yasal gereklilikler çerçevesinde faaliyetlerini yerine getirmek zorunda olduğu yasal boyutunda; işletmelerin topluma uygun davranışları tanımlayan ahlak kuralarına uyması zorunluluğuna vurgu yapan etik boyutundan ve isteğe bağlı olarak gerçekleşen gönüllü sosyal sorumluluk boyutundan varlığını kabul eder.
Yönetsel Etik Kavramı
Yöneticilerin piyasanın serbest rekabet ortamında, düzgün bir şekilde çalışması için yasalara ek olarak, toplumun değer yargılarına uyumlu kurallar dizisi olarak tanımlanan etik davranışlar sergilemesi işletmelerin yönetimi açısından önem arz eder. Yönetsel etikte ise yönetim faaliyetlerinde uyulması gereken doğru ve yanlışı ayırt etme, karar süreçlerinde doğru olanı tercih etme gibi etik ile ve davranışlar esas alınmaktadır.
Yönetimde Etik Davranış ve Etik Davranışların Geliştirilmesi
Etik ilkelere uymak başarılı bir liderlik ve etkili bir işletme yönetimi için zorunludur. Bu noktada uyulması gereken etik ilkeler ise; adalet, eşitlik, doğruluk ve dürüstlük, tarafsızlık, sorumluluk, insan hakları, olumlu insan ilişkileridir. Başarılı bir yönetim ve liderlik için ayrıca ayrımcılık, kayırma, rüşvet alma ve verme, psikolojik yıldırma, ihmal, yolsuzluk gibi etik dışı unsurlardan da kaçınmak gereklidir.
İşletmelerin üst yönetimden başlayarak etik davranışları benimsemesi ve bunu tüm işletmeye yaygınlaştırmaları da gerekir. İşletmeler, personel seçimi, etik kodların ve karar almaya ilişkin kuralların oluşturulması, üst yönetimin liderliği, hedef ve performansların değerlendirilmesi ve etik eğitimi gibi yol ve yöntemlere başvurarak etik kuralların işletmelerinde yerleştirilmesini sağlayabilirler.