1962 tarihli Malraux yasası çok önemli bir uygulamadır. Bu düzenleme geniş kapsamlı kentsel koruma konusundaki ilk çaba olarak kabul edilmektedir.

Türkiye 1983 yılında Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşmeyi, Avrupa Mimari Mirasının Korunması Sözleşmesini 1989 yılında imzalamıştır.

Rölöve, bir taşınmazın planlar, kesitler, görünüşler aracılığı ile mevcut niceliksel özelliklerinin yeniden çizilmesidir.

Bütünsel koruma önemli bir kavram olup kentsel dokunun varlığını koruması bağlamında verimlidir. Bu nedenle tek yapının korunması yeterli değildir.

1987 yılında ICOMOS-Brezilya tarafından İtiapasava’da düzenlenen seminerde alınan kararlar belirleyici olmuştur.

Avrupa Konseyi tarafından Avrupa Mimari Miras Yılı nedeniyle 1975 yılında düzenlenen kongre sonunda yayınlanan Amsterdam Deklerasyonu ile bütünsel/bütünleşik koruma kavramı üzerinde durulmuştur.

Anıtlarda bozulmaya sebep olan nem ve ısı değişiklikleri çoğu kez dış etkenler­le bağlantılıdır. Bir diğer bozulma nedeni ise suyun duvarlarda kapiler hareketidir. Kapiler yolla duvarlarda yükselen su ile birlikte çözülebilir tuzlar yüzeye taşınır ve suyun buharlaşması sonucunda ise tuzlar malzeme yüzeyinde kalarak bozulmaya sebep olur. Kapilirite iklimsel nedenlerle (nem etkisi) ile bozulmaya neden olan bir etkendir.

 Anıtların büyük bir kısmı günümüze değişik kullanıcıların müdahalelerinin izlerini taşıyarak gelmişlerdir. Bu müdahaleler koruyucu amaçlı olabileceği gibi kötü kullanımdan kaynaklanan ve mevcut taşıyıcı sisteme zarar vererek bozulmayı hızlandıracak nitelikte de olabilir Anıtlarda taşıyıcı sistemin gerektirdiği önceki müdahalelerde kullanılan malzeme türlerinin, işçilik ve yapım tekniği yöntemlerinin uygun olmamasından kaynaklanan bozulmalar da söz konusu olabilir. Miras yolu ile bölünen mülkiyet du­rumu da yapının iki ya da daha fazla aile tarafından kullanılabilmesi için eklenen bölme duvarları, girişler ve merdivenler nedeniyle özgün plan ve cephe düzenini bozmaktadır. Gü­nümüzde işlevini yitirmiş yapılardan medrese, hamam, kervansaray gibi yapıların da yeni kullanımlar için betonarme ya da çelik sistem ilaveleri ile kısmen değiş­tirilmesi, onarımlarda yanlış malzeme kullanılması ayrıca ısıtma, aydınlatma, havalandırma, yangın uyarı ve önleme sistemleri için yapılan tesisat müdahaleleri de özgün yığma kargir yapım sisteminin bütünlüğünü bozmakta ve çoğu kez taşıyıcı sistemi olumsuz etkilemektedir.

Belirtilen etkenler insan kaynaklı bozulmalar olduğu için Doğru cevap C’dir.

Taşınmaz eserin arazisi kamu yararı için önemli bir proje veya baraj alanı içinde kalabilir. Bu durumda taşınmaz başka bir yere taşınabilir veya taşımak mümkün olmuyorsa baraj sularından korumak amacıyla ikinci koruma duvarı tarihi alan çevresine inşaa edilerek ziyaret veya bilimsel çalışmaların devam edebilmesi için  ulaşım sağlanayacak bağlantı yolu yapılarak taşınmadan da orjinal yerinde koruma olanağı bulunmaktadır.

Günümüzde Türkiye nüfusunun % 65’i kentlerde yaşamaktadır.

Tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaşama konu olmuş bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan yer üstünde, yer altında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklar somut kültürel miras kavramı içinde ele alınabilir. Bu bağlamda yapı grupları bu gruba dahildir. Diğer seçenekler somut olmayan kültürel mirastır.

Doğal afetler yapının bozulmasına neden olan dış etkenlerdendir.

Kentlerin merkezinde yer alan tarihi çevreler ve anıtlar çeşitli bayındırlık hareketlerinin baskısı altında kalabilmektedir. Yol açma ya da genişletme, yeni meydan ve kıyı düzenlemeleri gibi imar uygulamaları aynı zamanda kültür varlıkları için kısmen ya da tamamen yok olma riski oluşturabilmektedir. otoyol ya da kent içinde yükseltilen yol kotları, anıtların girişlerini ya da pencere parapetlerini kapatarak özgün cephe oranlarını bozmakta ve ayrıca, daha önemli bir etken olarak yapı içinde nem oluşmasına sebep olmaktadır. Tüm seçenekler bayındırlık etkilerinden olduğu için Doğru cevap B’dir.

Bir bölgenin çeşitli nedenlerle terk edilmesi anıtlar üzrerinde bozunmaya sebep olan insanların neden olduğu hasarlardandır.

Tarihi anıt ve alanların çevrelerini değiştiren, onların karakterlerini ve özgünlüklerini tehdit eden çağdaş kentleşme uygulamaları ve bayındırlık projeleri kapsamında barajlar, hidroelektrik santralleri, açılan geniş otoyollar sayılabilir. Doğru cevap E'dir.

1962 tarihli Malraux Yasası Alan Odaklı Koruma politikası kapsamında çıkarılan en önemli uygulamadır.

Fiziksel, sosyal ve ekonomik gerçekleri görmek, algılamak, saptamak, tanımlamak, belirlemek daha da geliştirmek ve tarihsel gelişme sürecinde kazanılmış olan kimliğin kurumsal geliştirilebilmesine yardımcı olmak tanımı planlamaya aittir.

Washington Tüzüğü tarihi kentlerin ve kentsel alanların korunması ile ilgili olarak hazırlanmıştır.

Anıtların bozulmasında karmaşık ilişkili iç etkenler söz konusudur. Yapının yeri ve konumu, zemin özellikleri, zaman içinde değişen çevresel koşullarda ilk ta­sarımın olumsuz etkileneceği durumlar, sonraki müdahalelerin ve değişen çevre koşullarının bina bünyesinde oluşturduğu hassasiyet ve yıpranma yapının bozul­masına sebep olan iç etkenler olarak belirlenmektedir.

Canlı organizma, kötüye kullanım, sıcak hava dış etkenlerdendir. Doğru cevap A’dır.

Yoğun trafik dış etkenler arasındadır. Yapının zemin özellikleri, yeri, konumu, ilk tasarımda varolmayan çevresel koşullar ve malzeme niteliğine bağlı etkenler iç etkenler arasında yer alır.