Yeni bir teknoloji olarak sayısal fotoğraf teknolojisinin gerçekte ne anlama geldiğinin kavranmasıyla ilgili temel sorun, bu teknolojinin hızla ve kontrolsüz yaygınlaşmasına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Bu etken, yanılgıların nedenlerinden birisidir. Sayısal fotoğrafçılıkla birlikte fotoğraf teknolojisinde her şeyin değiştiği yanılgısı oluşmuştur. Bir diğer yanılgı da fotoğrafçılığın artık çok kolay olduğunun sanılmasıdır. Yeni teknolojiler uygulama ve kullanım kolaylığını arttırmıştır ancak fotoğrafçıya karar sürecinde zaman kazandırmakla birlikte, nasıl bir fotoğraf çekmesi gerektiğini ya da neden böyle bir fotoğraf çekmesi gerektiğini bu teknolojiler söylemez.

Bir algılayıcının 5x5 piksellik kesitinde yer alan ögeler; mikro mercekler, sıcak ayna, bayer filtresi ve fotodiyotlardır. Doğru cevap A seçeneğinde verilmektedir.

Sayısal fotoğrafın geleneksel fotoğraftan farklılaştığı ilk noktada algılayıcılar karşımıza çıkmaktadır.

Sayısal görüntünün en küçük elemanına piksel (İngilizce: pixel) denir.

Sayısal teknolojinin fotoğrafçılık uygulamalarına yaptığı en belirgin katkının hız olduğu söylenebilir.

Sayısal arkalıklar film kullanan orta ve büyük boy fotoğraf makinelerde filmi taşıyan magazinin yerini almak üzere tasarlanmış sayısal algılayıcılardır. Film kullanan fotoğraf makineleri ile sayısal fotoğraf çekilebilmesine olanak verirler. Profesyonel fotoğrafçılar için geliştirilmiş olan bu araçlar özel bir bilgi birikimi gerektirir. Çözünürlükleri 22 ile 60 milyon piksel arasında değişen sayısal arkalıklar, sundukları üstün görüntü kalitesi ile pahalı olmalarına rağmen profesyonel fotoğrafçılar için vazgeçilmez bir donanım olmuştur. Özel adaptörler yardımıyla bütün orta ve büyük boy makinelerle kullanılabilirler. Ağır, pahalı ve yavaş olmaları nedeniyle kalitenin önemli olduğu durumlarda ve genellikle stüdyo ortamında kullanılırlar.

Sıcak ayna, kızıl ötesi ışığı filtreleyrek fotoğraf üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırır. Foton, ışığın ve diğer elektromanyetik radyasyonların yayılımını sağlayan dalga paketi, ışık parçacığıdır. Dinamik aralık, Bir algılayıcının tanımlayabileceği beyaz olmayan en parlak değer ile siyah olmayan en koyu değerin birbirine oranıdır. Fotoğraf makinesinin üretebileceği maksimum miktarda veriyi içeren RAW formatındaki dosyalar, sayısal fotoğrafçılıkta sayısal negatif olarak adlandırılır.

RGB renk modelinde kırmızı, mavi ve yeşil ışıklarının birleşiminden beyaz ışığın ortaya çıktığı görülür. Bu üç rengin farklı oranlarda birleşmesi ile istediğimiz her rengi elde edebiliriz.

RGB, Kırmızı, mavi ve yeşil renklerin birbirine eklenerek diğer renkleri oluşturduğu toplamsal bir renk modelidir. DPI (dots per inch), inç başına düşen nokta sayısını tanımlar. JPG (JPEG) görüntü sıkıştırma algoritmasıdır. RAW, algılayıcı üzerine düştükten sonra sayısal hale getirilen verilerin işlenmeden kaydedildiği bir dosya formatıdır.

Esasen bir dosya formatı değil, bir sıkıştırma algoritması olan dosya "JPEG"dir. Doğru cevap C seçeneğinde verilmektedir.

Bir gazetede yer alan haber fotoğrafının belge olma yükümlülüğü olduğu için, aktardığı gerçekliği fotoğrafik olanaklar mümkün olduğunca zorlanarak içtenlikle üretilmiş olması başta etik ve gerektiği durumlarda da hukuksal bir zorunluluktur. Sayısal teknolojilerin olanakları kötüye kullanılmak istendiğinde ürkütücü boyutlara ulaşabileceği düşünülebilir. Görüntü işleme programları ile saniyeler içinde belgede tahrifat yapmak mümkündür. Bilinçli şekilde gerçekliği çarpıtacak değişiklikler yapılabilir ve bu değişikliklerin anlaşılmasının çok güç olması da etik açıdan büyük problemler yaratabilir.

Efektif Çözünürlük konusunda görüntüdeki piksel sayısının yazılım aracılığı ile yapay olarak artırılmasına İnterpolasyon adı verilir.

Bir algılayıcı üzerinde sadece görüntü oluşturmak için kullanılan hücre sayısına Efektif Çözünürlük adı verilir. f/değeri ile ifade edilen diyafram açıklığı objektifin odak uzaklığının diyafram çapına oranını göstermektedir. Paralaks, bir konuya iki farklı noktadan bakıldığında ortaya çıkan iki farklı görüntüyü ifade eder. Beyaz dengesi ise, fotoğraf makinesi üzerinde farklı ışık koşullarına göre ayarlanabilen özelliktir.

CMOs’ların en önemli özelliği Işığın oluşturduğu elektrik akımlarının hücre içerisinde sayısal verilere dönüştürmesidir. Analog/sayısal dönüşüm tüm hücrelerde aynı anda gerçekleştiğinden hızlı ve az enerji tüketme özelliği taşırlar. Bu nedenle hızlı çekimlerde tercih edilir.

Günümüzün fotoğraf makineleri uydu bağlantısıyla GPS (Küresel Konumlama Sistemi) verisi kaydedebilmektedir. Yani dünyan›n her yerinde fotoğrafın dünyanın neresinde çekildiği bilgisini fotoğrafın üstveri(metadata, veri hakkında veri)’sine kaydedebilmektedir.