Siyaset Felsefesi 1 Final 9. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
I. John Stuart Mill
II. Karl Marx
III. Max Weber
IV. August Comte
V. F. A. von Hayek
Yukarıdakilerden hangileri Bireycilik düşüncesini taşıyan düşünürler arasında yer almaktadır?
Yalnızca I |
I ve II |
I, II, III |
I, III, V |
II, IV, V |
Bireycilik de, özgürlükçülükle benzer biçimde, bireyi tüm toplumsal yaşamın temeline koyan, dahası, bireyi “kendinde varlık”, “kendi başına amaç”, “en yüksek değer” gibi nitelemeler çerçevesinde tanımlayan ve yorumlayan bir öğretidir. Bireyciliğin en bilinen biçimlerinden birini, yani yöntembilgisel yahut açıklayıcı bireyciliği, Karl Popper, John Stuart Mill, Max Weber, F. A. von Hayek gibi düşünürlerde görebiliriz. Marx ve Comte ise bireyciliğe karcı bütüncülüğü savunan düşünürlerdir. Doğru cevap D’dir.
2.Soru
Tek elden yönetime bağlı olarak ortaya çıkan sorunların üstesinden gelebilmek için, iktidarın olabildiğince tüm toplum katmanlarına yaygınlaştırılmasını ve azınlık haklarının çoğunluğa karşı korunması gerektiğini savunan siyaset felsefesi görüşüne ne ad verilir?
Çoğulculuk (Pluralism) |
Liberalizm |
Sosyalizm |
Kapitalizm |
Fütürizm |
Çoğulculuk (Pluralism)
3.Soru
Temsili^ demokrasi içerisinde yönetimin, referandum vb. araçları kullanarak halkta, yönetimde doğrudan söz sahibi olma duygusunu uyandırması durumunda ortaya çıkan demokrasi modeli hangisidir?
Katılımcı demokrasi |
Liberal demokrasi |
Plebisiter demokrasi |
Sosyal demokrasi |
Sosyalist demokrasi |
Temsili^ demokrasi içerisinde, yönetimin, referandum vb. araçları kullanarak, halkta yönetimde doğrudan söz sahibi olma duygusunu uyandırması durumunda plebisiter demokrasi ortaya çıkar. Doğru cevap C'dir.
4.Soru
Liberal görüştekilerin demokratik süreci daha çok negatif özgürlüğe, cumhuriyetçi görüştekilerin ise daha çok pozitif özgürlüğe dayanarak anlama ve açıklama eğiliminde olduğunu belirten düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Isaiah Berlin |
John Stuart Mill |
John Locke |
Karl Popper |
Jürgen Habermas |
20. yüzyılın önemli düşünürlerinden Jürgen Habermas (1929-) liberal ve cumhuriyetçi görüşleri, negatif ve pozitif özgürlük bağlamında karşılaştırmış ve şimdi tartışacağımız yargılara varmıştır. Habermas’a göre, liberal görüş, demokratik sürecin görevini, devlet yönetiminin toplumun çıkarlarına uygun biçimde programlanmasıyla sınırlandırmıştır. Buna göre, yurttaşların ortaya koyduğu siyasal irade, öncelikle kişisel çıkarları bir araya getirir, sonra da bu çıkarları, kolektif amaçlara yönelik siyasal gücü toplumun yönetimi için kullanmada uzmanlaşmış siyasetçilerden oluşan bir yönetim aygıtına karşı savunur (Habermas 1999, s. 37). Oysa cumhuriyetçi görüşe göre, yurttaşların siyasal iradesi anlamında kullanılan siyaset, liberallerin ortaya koyduğu çıkar eksenli bir birey-devlet arabuluculuğundan çok daha fazlasıdır ve bir bütün olarak toplumdaki süreçlere esas oluşturur (a.y.). Habermas’ın bu değerlendirmesi, negatif özgürlüğün, aslında liberal görüşün yurttaşı demokratik toplum içerisinde nasıl konumlandırdığının bir ifadesi olduğunu görme olanağı tanır. Yani, demokrasilerde yurttaşın konumu, esas olarak, devlet ve öteki yurttaşlar karşısında sahip olduğu negatif haklarca belirlenmiş olur; yurttaş/birey, hukuki düzenlemelerce çizilmiş sınırların dışına çıkmadığı sürece, hükümetlerinki dahil, her tür müdahaleden korunur (a.y., s. 38). Diğer yandan, cumhuriyetçi görüş, siyasal hakları, en başta da yönetime katılma ve haberleşmeyi, daha çok pozitif özgürlükler niteliğine sahip haklar olarak yorumlar (a.y., s. 39).
5.Soru
- Ekonomik eşitlik olmadan siyasi eşitliğin olamayacağı düşüncesinden hareket ederler.
- Günümüzdeki kapitalist düzene göre şekillenmiş bir toplumda bireyin gerçek anlamda özgür olamayacağını öne sürer.
- Bu düşünceye göre, bir toplumda bireyler arasında bir yandan eğitimde, sağlıkta vb. alanlarda olanak ve fırsat bakımından eşitsizlikler ve diğer yandan işbirliği yerine katı bir rekabet varsa o toplumda gerçek bir demokrasinin varlığından söz edilemez.
Yukarıda özellikleri sıralanan demokrasi anlayışı hangi seçenekte verilmiştir?
Liberal demokrasi |
Sosyal demokrasi |
Sosyalist demokrasi |
Katılımcı demokrasi |
Temsili demokrasi |
Sosyalist demokrasiyi savunanlar demokrasinin halk yönetimi olması konusunda diğerleriyle uzlaşırken özel mülkiyete karşı çıkmaları bakımından, liberal demokratlarla taban tabana karşıt bir konumda yer alırlar. Sosyalist demokratlar, ekonomik eşitlik olmadan siyasi eşitliğin olamayacağı düşüncesinden hareket ederler ve günümüzdeki kapitalist düzene göre şekillenmiş bir toplumda bireyin gerçek anlamda özgür olamayacağını öne sürerler. Buna bağlı olarak, yine sosyalist demokratlara göre, bir toplumda bireyler arasında bir yandan eğitimde, sağlıkta vb. alanlarda olanak ve fırsat bakımından eşitsizlikler ve diğer yandan işbirliği yerine katı bir rekabet varsa o toplumda gerçek bir demokrasinin varlığından söz edilemez. Doğru cevap C'dir.
6.Soru
Yasama-yürütme ve yargı erkleri arasında olması öngörülen güçler ayrılığı ilkesi neye göre ülkeler arası değişiklik gösterir?
Siyasal ve kültürel gelişmişlik |
Siyaset ve gelir düzeyi |
Ekonomi ve kültür düzeyi |
İnsanlara tanınan haklar ve özgürlükler |
Yaşam koşulları ve eğitim |
Yasama organlarının bütçeleri yürütme tarafından belirlenmekte, personel alımında ve atama-terfilerinde bağımsız beklenen ama pratikte pek olamayan- yargı üst kuruluşları kadar yürütme de etkili olmaktadır. Bu nedenle, yasama-yürütme ve yargı erkleri arasında da olması öngörülen güçler ayrılığı ilkesi -ülkelerin siyasal ve kültürel gelişmişlik düzeylerine göre ülkeler arasında kimi önemli farklılıklar görülse de çoğu kez teoride kalmaktadır.
7.Soru
Demokratik yönetimlerin demokrasiyi koruma adına özgürlükleri sınırlayıcı önlemleri yasalaştırdıklarında, demokrasinin vaat ettiği geniş hak ve özgürlükleri çiğnedikleri ve demokrasinin özüyle çelişkili bir tutumun ortaya çıktığı savının savunulmasına ne ad verilir?
Çoğulculuk |
Genel istenç |
Demokrasi paradoksu |
Negatif özgürlük |
Pozitif özgürlük |
Demokrasi paradoksu
8.Soru
I. Hoşgörü
II. Din ve vicdan özgürlüğü
III. Özel alana saygı
IV. Yansızlık
V. Devletin sınırlılığı
Yukarıdakilerden hangileri liberalizmin öne çıkardığı değerlerdendir?
I ve II |
II ve IV |
I, II ve IV |
I, III, IV ve V |
I, II, III, IV ve V |
Liberalizmin öne çıkardığı başlıca değerler, hoşgörü, din ve vicdan özgürlüğü, yansızlık, özel alana saygı ve devletin sınırlılığıdır. I, II, III, IV ve V. maddelerin hepsi de liberalizmin öne çıkardığı değerlerdendir.
9.Soru
“...İnsan toplumuna bize verili bir veya birkaç karakterle, yani bize verilen rollerle katılırız...Birinin oğlu veya kızıyım, bir başkasının yeğeni veya amcası; bu veya şu kentin yurttaşıyım,.... Buna göre benim için iyi olan, bu rolleri taşıyan için de iyi olmak zorundadır. Böyle biri olarak, ailemin, kentimin, kabilemin veya ulusumun geçmişinden çeşitli borçluluklar, meşru beklentiler ve yükümlülükler devralırım” (Mac Intyre 1984, s. 216 vd.’dan çevirerek aktaran: Yazıcı 2008, s. 176).
Yukarıda belirtilen paragraf aşağıdaki öğretilerden hangisine örnek olabilir?
Bireycilik |
Özgürlükçülük |
Liberalizm |
Toplulukçuluk |
Çoğulculuk |
Toplulukçuluk, bireysel özgürlükler uğruna, toplumsal bütünlüğün, toplumu toplum yapan değer dizilerinin yok sayılamayacağını, hatta aksine toplumsal özelliklerimizin bireysel tercihlerimizi belirlediğini, kısacası bireyin toplumsal bakımdan bir belirlenimciliğe bağlı olduğunu savunan bir öğretidir. Bu öğretiye göre, söz gelimi, evrensel ilkeler olarak görülen özgürlük ve eşitliğe bile, toplumsal özelliklerimizden, eğilimlerimizden, kısacası kim olduğumuzdan bağımsız olarak açıklama getiremeyiz. Yukarıdaki paragrafta da bunlara değinilmiştir.
10.Soru
Liberalizm düşüncesi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Liberalizm bireycilik düşüncesi ile uzlaşır. |
Liberalizm, bireye tanınan özgürlük alanının genişletilmesi düşüncesini ön plana çıkarır. |
Ekonomik liberalizm, devletin ekonomiye müdahalesinin en alt sınıra çekilmesini savunur ve devletin |
Liberalizm, toplumsal ve siyasal hakların eşit dağılımını gözetmekle ilgilenir. |
Siyasal liberalizme göre devlet toplumsal ve kültürel yaşamı düzenlemede hiçbir belirleyici rol üstlenmemelidir. |
Liberalizmi, özgürlüğü ve yasalar önünde eşitliği bir arada, siyasal bir toplumun olmazsa olmazı olarak savunan, temelde ekonomik ve siyasi bir öğreti olarak betimleyebiliriz. Liberalizmin öne çıkardığı başlıca değerler, hoşgörü, din ve vicdan özgürlüğü, yansızlık, özel alana saygı ve devletin sınırlılığıdır. Bu öğreti, bireyi tüm toplumsal yaşamın ve siyasi çözümlemenin nihai amacı olarak görmesi bakımından bireycilikle uzlaşsa da toplumun bütününe yaygın bir özgürlük anlayışını savunan liberaller de vardır. Liberalizme göre, devlet birey için vardır ve zaten insan tarafından kurulmuş bir varlıktır (Yazıcı 2008, s. 174-175). Aydınlanma ve Endüstri devriminden bu yana savunulan ekonomik liberalizm, devletin ekonomiye müdahalesinin en alt sınıra çekilmesini savunur ve devletin hiç müdahalesinin olmamasını ideal bir durum olarak görür (Güçlü vd. 2008, s. 891). Siyasal liberalizme göreyse devlet toplumsal ve kültürel yaşamı düzenlemede hiçbir belirleyici rol üstlenmemelidir, hatta siyasal kuruluşların meşruluğu, siyasal ve toplumsal çıkarlardan bağımsız olarak kişisel çıkarların sağlanmasına ve korunmasına katkı ölçütü üzerinden değerlendirilir (a.y.). Ne var ki liberalizme bazı eleştiriler de yöneltilmiştir. Bu eleştirileri şöyle sıralayabiliriz: 1. Liberalizm, bireyciliği ön plana çıkarırken toplumsal etkeni arka plana iterek sanki toplumdan ayrı birey ya da toplum değerlerinden ayrı soyut kurallar varmış gibi bir tutum takınmıştır. Bu tutum da gerçekle bağdaşmaz (a.y., s. 892). Bu eleştiriler, felsefece eleştirilerdir. 2. Liberalizm, refahın ve iktidarın yalnızca birkaç kişinin elinde toplanması eleştirisine karşı savunusu olmayan, insanın siyasal ve toplumsal doğasına ilişkin çözümlemelere yer vermeyen bir tür “özgür pazar ideolojisi”nden başka bir şey değildir (a.y., s. 891-892). Bu eleştiriler, sol ideolojik tabandan gelmiştir. 3. Liberalizm, yerleşik kurum ve geleneklere karşı duyarsız kalmış ve bireysel özgürlüğün arttırılması için toplumsal yapıya ve sınırlandırmalara duyulan gereksinimi göz ardı etmiştir (a.y., s. 892). Bu eleştiriler de sağ ideolojik tabandan gelmiştir. Görüldüğü gibi, liberalizm, bireye tanınan özgürlük alanının genişletilmesi düşüncesini ön plana çıkarırken toplumsal gerçekliği ve özgürlükteki sınırlılıkları göz ardı etmiş, refahın ve toplumsal, siyasal hakların eşit dağılımını gözetmekle ilgilenmemiştir. Oysa eşitlik de demokratik bir toplum düzeninin sürdürülebilirliği için özgürlük kadar gözetilmesi gereken bir ilkedir. Doğru cevap D'dir.
11.Soru
Habermas'a göre cumhuriyetçi görüş aşağıdakilerin hangisi üzerine temellenmez?
Yurttaşın konumunun, esas olarak, devlet ve öteki yurttaşlar karşısında |
Siyasal hakların, daha çok pozitif özgürlükler niteliğine sahip haklar olarak yorumlaması |
Bireylerin öncelikle olarak istedikleri konuma gelebilmeleri |
Bireylerin demokratik bir toplumun eşit ve özgür bireyleri olarak siyasal özerkliğe sahip olmaları |
Bireylerin, toplumlarının geleceği adına söz söyleyerek ve eylemde bulunarak yönetime katılabilmeleri |
Negatif özgürlüğün, aslında liberal görüşün yurttaşı demokratik toplum içerisinde nasıl konumlandırdığının bir ifadesi olduğunu görme olanağı tanır.
12.Soru
Din ve ahlak geleneklerinde karşımıza çıkan bu eşitlik düşüncesi, , Marxist insan felsefesinde, insanların doğa karşısındaki egemenliğini giderek arttıran, daha genel bir etkileşime, özerkliğe, bilince ulaşmaya yönelen ve bu doğrultuda kendi yapıp etmeleriyle kendini biçimlendiren evrensel ölçekte özgür varlıklar olmak bakımından eşit oldukları düşüncesine dayanarak temellendirilmeye çalışılmıştır.
Yukarıdaki açıklanan eşitlik düşüncesi hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?
Varlıksal/özsel eşitlik |
Fırsatlarda eşitlik |
Şartlarda eşitlik |
Sonuçlarda eşitlik |
Doğal eşitsizlik |
Eşitlikle ilgili başlıca düşünceleri, eşitlik tiplerini ortaya koyan düşünceler ile eşitliğe karşı, yani eşitliğin günümüz siyasal ve toplumsal koşullarında gerçekleştirilebilir bir ideal olmadığını savunan düşünceler olmak üzere ikiye ayırmak olanaklıdır. Eşitliğin, varlıksal/özsel eşitlik, fırsatta eşitlik, şartlarda eşitlik ve sonuçlarda eşitlik olmak üzere dört temel tipte görüldüğünü savunan Bryan Turner’a (1945-) göre, varlıksal/özsel eşitlik, en çok dinlerde ve ahlak geleneklerinde rastlanan bir eşitlik tipidir (Turner 2007, s. 36). Her ne kadar modern dünyada sekülerleşme (laikleşme) ve doğal hukukun insan doğasıyla ilgili tartışmanın ahlâkî çerçevesini çizme özelliğini yitirmesinin sonucu olarak önemini yitirmiş görünse de, Marxist felsefî antropolojide de bu kabul temellendirilmeye çalışılmıştır. Bu temellendirmeye göre, insan özü gereği, doğa karşısındaki egemenliğini giderek arttıran, daha genel bir etkileşime, özerkliğe, bilince ulaşmaya yönelen ve bu doğrultuda kendi yapıp etmeleriyle kendini biçimlendiren evrensel ölçekte özgür bir varlıktır (a.y.). Doğru cevap A'dır.
13.Soru
Rousseau’ya göre aşağıdakilerden hangisi toplum sözleşmesinden sonra ortaya çıkan yapının temel özelliklerinden birisi değildir?
Herkes bireysel özgürlüğünü ve haklarının tümünü bir topluluğa devretmiştir. |
Haklar herkes için eşittir ve bireyin istencine göre belirlenmez. |
Herkes özgürlük ve haklar açısından kaybettiğini telafi eder yani feda ettiğinden fazlasını elde etmiş olur. |
Topluluğun tüm üyeleri, bütünün ayrılmaz bir parçası olarak aynı/eşit davranışa tabidir. |
Kişinin kendi istenci, toplumun genel istencinden önce gelmektedir. |
Rousseau’ya göre, toplum sözleşmesinden sonra ortaya çıkan yapının temel özellikleri şunlardır: 1. Herkes bireysel özgürlüğünün ve haklarının tümünü- koşulların herkes için eşit olduğu ve kimsenin bu koşulları başkaları adına değiştiremeyeceği- bir topluluğa devretmiştir (Rousseau 1968, s. 60); 2. Haklar herkes için eşittir ve asla bireyin istencine göre belirlenmez; çünkü böyle bir durum, toplumsal sözleşme ile ortaya çıkan birliği/bütünlüğü anlamsız kılar (a.y., s. 60-61); 3. Herkes-özgürlük ve haklar açısından-görünürde kaybettiğini telâfî eder, yani feda ettiğinden fazlasını elde etmiş olur (a.y., s. 61).; 4. Böylece, her birey, şahsını ve güçlerinin tümünü ‘genel istenç’in öngördüğü doğrultuda, topluluğa verir; topluluğun oluşturduğu bu yeni bütünde de topluluğun tüm üyeleri, bütünün ayrılmaz birer parçası olarak aynı/eşit davranışa tâbîdir (a.y.).
14.Soru
İnsanların ekonomik ve ırksal açıdan eşit olamayacakları, bunun da temelinde doğal seçilim/ayıklama sürecinin bulunduğunu savunan bir görüştür. Bu görüş aşağıdakilerden hangisidir?
Doğal eşitsizlik |
Eşitsizlik |
Ekonomik eşitsizlik |
Sosyal eşitsizlik |
Sınıfsal eşitsizlik |
Doğal eşitsizlik, insanların ekonomik ve ırksal açıdan eşit olamayacaklarını, bunun da temelinde doğal seçilim/ayıklama sürecinin bulunduğunu savunan bir görüştür. Darwin’in geliştirdiği evrim kuramını temel aldığından, toplumsal alanda bu görüşleri savunanlara Sosyal Darwinciler de denir. Doğru cevap A'dır.
15.Soru
Negatif özgürlük kavramını aşağıdaki düşünürlerden hangisi olumsuz özgürlük anlamında kullanmaktadır?
John Locke |
Karl Popper |
John Stuart Mill |
Platon |
Isaiah Berlin |
Isaiah Berlin
16.Soru
Aristoteles’e göre bir kişinin yurttaş olabilmesi için aşağıdakilerden hangilerini yerine getirmesi gerekir?
- Yargıya katılması
- Yönetime katılması
- Siyasal görevlerde yer alması
- Yasal ve yönetimle ilgili görevler alması
I-II |
II-III |
III-I |
II-III-IV |
I-II-III-IV |
Aristoteles’e göre belli bir ülkede yaşamak bir insanı yurttaş yapmaz. Dava açma ve dava edilebilme hakkı da bir insanı yurttaş yapmaz. Yurttaşlardan oluşan birkaç kuşaktan gelmek de bir insanı yurttaş yapmaz. Yurttaş devlet yönetimine, yargıya katılarak siyasal, yasal ve yönetimle ilgili görevler alan kişidir.
17.Soru
Bryan Turner’a (1945-) göre, varlıksal/özsel eşitlik en çok hangi alanlarda karşımıza çıkmaktadır?
Siyasal alan |
Din ve ahlak alanı |
Toplumsal alan |
Bireysel alan |
Hukuksal alan |
Eşitliğin varlıksal/özsel eşitlik, fırsatta eşitlik, şartlarda eşitlik ve sonuçlarda eşitlik olmak üzere dört temel tipte görüldüğünü savunan Bryan Turner’a (1945-) göre, varlıksal/özsel eşitlik, en çok dinlerde ve ahlak geleneklerinde rastlanan bir eşitlik tipidir. Doğru cevap B'dir.
18.Soru
- Katılımcı demokrasi
- Sosyalist demokrasi
- Plebisiter demokrasi
- Doğrudan demokrasi
- Liberal demokrasi
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri temsilî demokrasi çatısı altında ele alınabilecek bir demokrasi biçimidir?
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri temsilî demokrasi çatısı altında ele alınabilecek bir demokrasi biçimidir?
Yalnız I |
Yalnız III |
I ve IV |
I ve III |
II, III ve V |
Yurttaşların seçimler dışında siyaset alanına meşru taleplerini taşıyabildikleri, halka yönetime katılmak için seçim dışında alternatif kanalların açıldığı ve demokrasinin adına ve özüne yakışır bir biçimde bu kanalların kurumsal hâle getirildiği temsilî demokrasi biçimine katılımcı demokrasi adi verilir. Halkın kendi geleceği ve kaderi hakkındaki kararlara katılma mekanizmalarından biri de yine temsili demokrasi çatısı altında kendisini gösterir: plebisiter demokrasi adi da verilen bu katılım mekanizmasının, daha çok referandum vb. araçları içerdiği ve halkta yönetim üzerinde daha fazla söz sahibi olduğu duygusunu uyandırdığı söylenebilir.
19.Soru
İnsan hakları taşıyıcısı olmak için dil, ırk, din, cinsiyet, millet gibi sosyal, kültürel ve ırksal-fiziksel özelliklerin hiçbir rolü olmaması, insan haklarının aşağıdaki hangi özelliği kazanmasına yol açmıştır?
Eşitlikçi olması |
Evrensel olması |
Adil olması |
Özgürlükçü olması |
Hakkaniyetçi olması |
İnsan hakları genellikle insanın insan olarak -yalnızca insan türünün bir üyesi olması nedeniyle- sahip olduğu haklar olarak tanımlanır. Bununla, bu hakların taşıyıcısının dil, ırk, din, cinsiyet, millet gibi sosyal, kültürel ve ırksal-fiziksel özelliklerinin bu haklara sahip olmasında hiçbir rolünün olmadığı, bu niteliklerden tümüyle bağımsız olarak kişilerin bu haklara sahip olduğu vurgulanmaya çalışılır. Bu nedenle insan haklarının “evrensel” olduğu söylenir. “Evrensellik”le kast edilen, insan haklarının her kültürde veya toplumda geçerli olması, insan haklarına sahip olmada tarihsel, toplumsal veya kültürel koşulların hiçbir önem taşımamasıdır. ‹nsan haklarının insan olan herkesin hakları olduğu, bu haklara sahip olmada yurttaşlık, din, dil, ırk, cinsiyet gibi hiçbir faktörün önemli olmadığı, sadece insan olmanın bu haklara sahip olmada yeterli olduğu, iyi bilinen ve sıkça da tekrarlanan bir saptamadır.
20.Soru
I. Özgürlükçülük II. Bireycilik III. Bütüncülük IV. Toplulukçuluk - Yukarıdaki görüşlerden hangisi bireyi temel ve tek gerçek varlık olarak görmenin hatalı olacağını savunmuştur?
I |
I ve II |
I, II ve III |
II, III |
III ve IV |
Özgürlükçülük ve bireycilik, bireyin esas olduğunu ileri sürerken, bütüncülük ve toplulukçuluk, bireyin ancak kendisini oluşturan toplum bütünü içinde anlam kazanacağını, dolaysıyla da bireyi temel ve tek gerçek varlık olarak görmenin hatalı olacağını savunmuşlardır. Doğru cevap E'dir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ