ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ II Dersi ATATÜRKTEN SONRA TÜRKİYE soru detayı:
SORU:
1960 darbesi öncesi hükümet ve muhalefet cephelerinde neler yaşanmıştır?
CEVAP:
1959 yılı gerginliklerle doludur. Millet Partisi Başkanı Osman Bölükbaşı yaptığı bir konuşma dolayısıyla hapis cezasına çarptırılırken, hükûmet muhalefetin vatandaşları isyan ve ihtilale teşvik ettiğini iddia ediyordu. Buna mukabil muhalefet de hükûmeti dini siyasete alet etmekle suçluyordu. Hızla kötüye giden gelişmelerin sonunu ise İsmet İnönü’nün “şartlar tamam olduğu zaman ihtilaller milletler için bir haktır” sözü göstermiştir. İktidar ve muhalefet ve toplumun geneli için gidilen yol bir çıkmaz sokaktı. Halkın oyu ile seçilen bir partiye iktidarı devredebilme erdemini göstererek tarihe geçen siyaset ve devlet adamları darbeyi meşrulaştıran bir söyleme yönelmişlerdi. Bu durum Türkiye’deki iktidar kavgasının geldiği noktayı göstermektedir. Karşılıklı olarak zaman zaman diyalog arayışları olmuşsa da hükûmet, muhalefetin halkı ve askeri kışkırtma faaliyetlerini soruşturmak için bir “tahkikat komisyonu” kurarak muhalefet ile arasındaki diyalog kapısını kapatmıştır. Hükûmetin komisyonu eleştirenleri meclis çalışmalarından men etmesi hem anayasa hukukçuları hem muhalefet tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Üniversite öğrencilerinin protesto yürüyüşlerinin İstanbul ve Ankara’da yoğunlaşması sıkıyönetim ilanı ile karşılanmış ancak harp okulu öğrencilerinin de hükûmet aleyhindeki yürüyüşlere katılması işleri içinden çıkılmaz bir şekle sokmuştur.
Hükûmet gelen tepkiler ve ortamın iyice gerilmesi üzerine Tahkikat Komisyonu’nun çalışmalarını bitirdiğini, sıkıyönetimin normale döneceğini açıklayarak ortamı yumuşatmaya çalıştı. Türkiye Büyük Millet Meclisi ise seçim kanununda düzenlemelerin yapılmasını isteyen muhalefet önergesini gündemine aldıktan sonra tatile girmişti. Ancak bu noktada ordunun aktif mesaisinin başladığı görüldü. Kurmay Albay Alpaslan Türkeş’in 27 Mayıs sabahı radyodan okuduğu bildiri ile “Türk Silahlı Kuvvetleri memleketin idaresini ele almıştı”.
İktidar ve muhalefet partilerinin yönetici ve taraftarlarının demokrasinin temel evrensel değerlerini içselleştirememelerinden kaynaklanan siyasi ve sosyal çatışmalar Türk siyasi hayatında resmî veya gayriresmî belli aralıklarla tekrar edilecek bir müdahale alışkanlığını ortaya çıkardı. Siyasetçilerin kendi aralarında demokratikleşme sürecinin tıkanıklıklarını aşamadıkları noktada devreye asker girmektedir.