ANAYASA HUKUKU Dersi Türkiye’de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

1961 Anayasasında vesayetçi izler nelerdir?


CEVAP:
  1. Cumhuriyet Senatosu, tümüyle seçilmiş üyelerden oluşmamıştır. Askeri müdahaleyi gerçekleştiren MBK’nin 13 Aralık 1960 tarihindeki başkan ve üyeleri (23 kişi) “yaş kaydı gözetilmeksizin” (yani ömür boyu) Cumhuriyet Senatosu’nun tabii üyesidir. Ayrıca, Cumhurbaşkanı’na on beş üye seçme hakkı tanınmıştır (m.70). Anayasanın Cumhurbaşkanlığı’nı da esas itibarıyla bir vesayet makamı olarak tasarladığı düşünülürse, Senato’nun bu karma yapısı, anayasanın vesayetçi karakterini güçlendirmektedir. Gerçekten, 38 seçimsiz üye, 150 seçimli üye karşısında ciddi bir karşı ağırlık oluşturmaktadır.
  2. 1961 Anayasası’nın Cumhurbaşkanlığı’na ilişkin hükümlerinde doğrudan doğruya vesayetçi anlayışı çağrıştıran bir nitelik olmamakla beraber, anayasanın Cumhurbaşkanlığı’nı mümkün olduğunca siyaset üstü, tarafsız bir denge makamı olarak düşündüğü, çeşitli hükümlerinden anlaşılmaktadır. 1961 Anayasası dönemindeki üç cumhurbaşkanının (Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk) siyaset dışı ve asker kökenli oluşu, tamamen bir tesadüf eseri sayılamaz.
  3. Gene muhtemelen anayasanın bir askeri müdahale ürünü oluşu nedeniyle 1961 Anayasası, askeri otoritenin sivil otorite karşısındaki konumunu güçlendirecek hükümler kabul etmiştir. Bunların en önemlisi, 1924 Anayasası döneminde olmayan Millî Güvenlik Kurulu’nun (MGK) bir anayasal organ olarak kurulmasıdır. “Kanunun gösterdiği Bakanlar ile Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet temsilcilerinden” kurulan bu Kurul, “millî güvenlik ile ilgili kararların alınmasında ve koordinasyonun sağlanmasında yardımcılık etmek üzere, gerekli temel görüşleri Bakanlar Kurulu’na bildirmekle” görevlidir (m. 111). Kurul, görünüşte istişari nitelik taşımakla birlikte, gerek dönemin siyasi konjonktürü, gerek uygulamada millî güvenlik kavramının çok geniş yorumlanması, gerçekte Kurul’a anayasa metninin çağrıştırdığından çok daha büyük güç kazandırmıştır. 1961 Anayasası’nın askeri otoritelerin sivil otoriteler karşısındaki konumunu güçlendiren başka bir yeniliği de 1924 Anayasası döneminde Millî Savunma Bakanı’na karşı sorumlu olan Genelkurmay Başkanı’nın, Başbakan’a karşı sorumlu kılınmış olmasıdır (m.110).