ANAYASA I Dersi 1961 Anayasası soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

1961 anayasasının karar organlarını sınırlayan yenilikleri nelerdir? 


CEVAP:

1961 Anayasası’nın önemli yeniliklerinden biri de 1924 Anayasası’nın kabul ettiği karma hükûmet modelinden parlamenter sisteme geçişi sağlamak olmuştur. Kuvvetlerin ayrılığı esasına dayanan parlamenter sistemin 1924 Anayasası’nın karma hükûmet modeline kıyasla daha etkili bir fren ve denge mekanizması yarattığı düşünülebilir.

Öte yandan 1961 Anayasası, 120 ve 121. maddeleriyle üniversitelerle TRT’ye özerklik tanımak suretiyle hükûmetlerin bu kurumlar üzerinde siyasal sâiklerden kaynaklanan keyfî uygulamalara yönelmelerini önlemiştir. Bundan başka Anayasa, yerel yönetimleri düzenleyen 116. maddesiyle de merkezî yönetimin yetkilerini sınırlayarak çoğulcu bir demokrasinin kurulmasını hedeflemiştir. 1924 Anayasası, 90. maddesinde yerel yönetimleri düzenlediği hâlde, bu kuruluşlara merkezî yönetim karşısında hiçbir güvence sunmamıştır. 1924 Anayasası’nın 90. maddesi şöyledir: “İllerle şehir, kasaba ve köyler tüzelkişilik sahibidirler.” Görüldüğü gibi bu anayasa düzeninde yerel yönetim kuruluşları, parlamento çoğunlukları karşısında güvence altına alınmamıştır. Bu, parlamentoya hâkim olan; bu nedenle, hükûmeti kurabilen siyasal çoğunluğun yerel yönetimleri de dilediği gibi kontrol edebileceği anlamına gelmektedir. Oysa 1961 Anayasası 116. maddesiyle yerel yönetim kuruluşlarını merkezî idare karşısında koruyan bir hükme yer vermiştir. Bu hükme göre, “Mahallî idareler, il, belediye veya köy halkının müşterek mahallî ihtiyaçlarını karşılayan ve genel karar organları halk tarafından seçilen kamu tüzel kişileridir. Mahallî idarelerin seçimleri, kanunun gösterdiği zamanlarda ve 55 inci maddede yazılı esaslara göre yapılır. Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının organlık sıfatını kazanma ve kaybetmeleri konusundaki denetim, ancak yargı yolu ile olur.” Bu hüküm, yerel yönetimleri, merkezî yönetim karşısında güçlendiren iki yeniliğe yer vermektedir. Bunlardan biri, yerel yönetimlerin karar organlarının genel oya dayanmasıdır. Bu, merkezî yönetimin yerel yöneticileri, atamak suretiyle belirleyemeyeceği anlamına gelmektedir. İkinci yenilik ise yerel yönetimlerin karar organlarının bu sıfatlarını kaybetmelerinin yargı denetimine tâbi olmasıdır. Böylece merkezî yönetim, yerel yöneticileri keyfî olarak azletme imkânına sahip olamayacaktır. 1961 Anayasası’nın yerel yönetimleri güçlendiren bu hükmü de iktidar yetkilerini dikey düzeyde paylaştırmak suretiyle çoğulcu bir düzenin kurulmasını hedeflemiştir.