BİLİŞİM HUKUKU Dersi Türkiye’de Kişisel Verilerin Korunması soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

AİHM'in kişisel verilerin korunmasına ilişkin tutumu nasıldır?


CEVAP:

Hemen belirtelim: AİHM, özellikle 1980’li yıl- ların ortalarından beri ve gittikçe artan bir yoğun- lukta, kişisel verilerin korunmasını, Sözleşme’nin sağladığı güvenceler kapsamında değerlendirmiştir. Nitekim Mahkemenin bireysel özerkliği ve bilgile- rin geleceğini belirleme hakkını, 8. madde ile ge- tirilen güvencelerin yorumlanmasında önemli bir temel ilke olarak belirlediği görülür. Bu bağlamda AİHM, bireylerin kişisel verilerinin kullanımı ve kaydı konusunda denetim hakkının bulunduğunu kabul etmektedir.

Kişisel verilerin korunması hakkının 8. madde kapsamında değerlendirilmesi, Sözleşme hüküm- lerinin yorumlanmasında yeni gelişmelere açık bir bakışın hâkim olduğunun da göstergesidir. Nite- kim AİHM’e göre Sözleşme, “güncel koşullar ışığın- da yorumlanması gereken yaşayan bir enstrüman”dır (Tyrer, Birleşik Krallık, 5856/72,28/4/1978). Mah- kemenin görevi, Sözleşmeyi yorumlarken sosyal değişimleri de yansıtmaktır AİHM’nin çeşitli ka- rarlarında da belirttiği üzere, Sözleşme ile güdülen amaç, hakların hayali ya da teorik olarak değil, etki- li ve elverişli bir şekilde güvence altına alınmasıdır.

Ayrıca Mahkemenin çeşitli kararlarında özel yaşamı kişinin mahrem alanı(özel yaşamın iç çem- beri) dışında başkaları ile ilişki kurduğu alanları da kapsar şekilde yorumladığı görülmektedir. Bu yo- rum, kişisel verilerin korunması açısından önemli sonuçlar getirir. Bir örnek sokak ve meydanları izle- mek üzere kurulan kapalı devre televizyon sistemle- rine (CCTV, Close Circuit Television System) iliş- kin olarak verilebilir.

Bunun yanında Mahkemenin günün koşulları- nın gerisinde kalmama düşüncesini koruma alanı açısından kararlarına yansıtmasının olumlu sonuç- larının bulunduğu belirtilmelidir. Örneğin bu yak-

laşımla Mahkeme, geleneksel haberleşme araçlarının yanında modern iletişim araçlarını da koruma kap- samında görmektedir. Bu bağlamda kişilerin İnter- net aracılığıyla kurdukları iletişimin, e-postalarının izlenmesi ya da içeriklerinin saptanması da 8. madde çerçevesinde değerlendirilmektedir.

AİHM 8. madde çerçevesinde, kişisel verilerin korunması ile ilişkili ilk önemli kararını Klass ve diğerlerinin Almanya’ya karşı yaptığı başvuru üze- rine vermiştir. Bu kararda Mahkeme, gizli telefon dinlemelerini özel yaşam kapsamında değerlendirir. Daha sonra verdiği pek çok kararla Mahkemenin temel olarak konumuza ilişkin önemli bazı ilkeleri Sözleşme’nin 8. maddesi kapsamında değerlendir- diğini görmekteyiz. Bireylere ilişkin kişisel bilgilerin resmi makamlarca toplanarak arşivlenmesi, telefon görüşmelerine ilişkin kayıtları izleme, toplanan ve- rilerin toplanma amacı dışında kullanılması, sağlık verilerinin gizliliği, emniyet güçleri tarafından par- mak izi ve fotoğrafların alınması, kişisel verilere eri- şim hakkı, kişisel verilerin gerektiğinden uzun süre tutulması gibi konular Mahkemenin çeşitli kararla- rında 8/1 hükmü kapsamında değerlendirilmiştir. Bunun yanında Mahkemenin içtihadı uyarınca “özel yaşam”, kimlik hakkını ve 8. maddedeki güvencele- rin yorumlanmasında oldukça önemli olan, kişilik ve bireysel özerklik ilkeleri dolayısıyla, kişisel gelişim hakkını da kapsamaktadır.

Ancak belirtmek gerekir: AİHM, konuya iliş- kin pek çok kararında, m.8/1’in ihlalini 2. fık- ra hükümleri uyarınca meşru görmüştür. Buna karşın hangi konuları “özel yaşama saygı hakkı”kapsamında değerlendirdiğini saptamak, en az Mahkemenin somut olaylarda ihlale ilişkin verdi- ği karar kadar önemlidir. Nitekim Mahkemenin Sözleşme’nin 8/1 hükmü kapsamında özel yaşama müdahale olarak değerlendirdiği bir durumun, 8/2 hükmünde yer alan koşullara uygun olarak meşruluk kazanmadığı durumlarda ihlal kararının doğacağı açıktır.