ANAYASA HUKUKU Dersi Yargı Organı ve Anayasa Yargısı soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Anayasa’n›n 159. maddesinin eski ve yeni hükümleri aras›nda ne farklar vardır?


CEVAP:

HSYK’nin oluşum tarzı ve işleyişi, 2010 anayasa değişikliği ile önemli ölçüde değiştirilmiştir. Anayasa’nın 159. maddesinin eski ve yeni hükümleri arasındaki farklar, şöyle sıralanabilir:

(a) Kurulun üye sayısı, yedi asıl ve beş yedek üyeden, yirmi iki asıl ve on iki yedek üyeye çıkarılmıştır. Adalet Bakanlığı’nın başkanlığı ve Adalet Bakan- lığı müsteşarının tabii üyeliği korunmuştur. Diğer üyelerden dört asıl üye, yüksek öğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyele- ri ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanı’nca; üç asıl ve üç yedek üyesi Yar- gıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulu’nca, iki asıl ve iki yedek üye- si Danıştay üyeleri arsından Danıştay Genel Kurulu’nca; bir asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu’nca kendi üyeleri arasından; yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup birinci sınıfa ayrılmayı gerek- tiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hâkim ve savcıları arasından adli yargı hâkim ve savcılarınca; üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sı- nıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı ve hâkimleri ara- sından idari yargı hâkim ve savcılarınca dört yıl içinde seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.

Böylece, sadece iki yüksek mahkemenin değil, yargının tümünün temsilinin sağlanmış olması, olumlu ve önemli bir değişikliktir. Nihayet, eski sistemde HSYK’nin yargı kökenli üyeleri, Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının gös- terecekleri üçer aday arasından Cumhurbaşkanı’nca seçildiği, dolayısıyla Cumhurbaşkanı, Kurul’un oluşumunda hayli önemli bir role sahip olduğu hâlde, yeni düzenlemede Cumhurbaşkanı’nın bu yetkisi tamamen kaldırıl- mıştır. Hâlen Cumhurbaşkanı’nın rolü, hukuk alanındaki üniversite öğretim üyeleri ile avukatlar arasından dört üyeyi seçmekten ibarettir.

(b)Yeni düzenlemede de Kurul’un başkanı olmaya devam eden Adalet Baka- nı’nın rolü sınırlandırılmış ve esas itibarıyla sembolik bir düzeye indirilmiş- tir. Bakan, yeni düzenlemeye göre üç daire hâlinde çalışacak olan Kurul’un, daire çalışmalarına katılamayacak, sadece genel kurula başkanlık edecektir. Gene eski düzenlemenin aksine Bakan, hâkim ve savcılar hakkında disiplin inceleme ve soruşturmalarını res’en başlatamayacak, bunu ancak ilgili daire- nin isteği üzerine yapabilecektir.

(c) fiimdiye kadar kendisine bağlı bir sekretaryası olmayan ve sekretarya hiz- metleri Adalet Bakanlığı personelince yürütülen HSYK, bundan böyle ba- ğımsız bir sekretaryaya sahip olacaktır. Böylece, yargı çevrelerince öteden beri ısrarla dile getirilen bir istek, yerine getirilmiş olmaktadır. Kurulun ba- ğımsız bir sekretaryaya sahip olmasının doğal bir sonucu da kurulun kendi- sine mahsus bir bütçesinin bulunmasıdır.

(d)HSYK’nin şu ana kadarki yapısına özellikle yargı çevrelerince yöneltilmiş olan en ciddi eleştirilerden biri, hâkimler ve savcılar hakkındaki inceleme ve soruşturmaların, kurula bağlı müfettişlerce değil, Adalet Bakanlığı’na bağlı adalet müfettişlerince yürütülmesiydi. Yeni düzenleme bu eleştiriye de ce- vap vermiştir. Bundan böyle bu inceleme ve soruşturmalar, ilgili dairenin teklifi ve bakanın oluru ile “kurul müfettişlerince” yaptırılacaktır.

(e) Nihayet, Kurulun şu ana kadarki yapısında çok haklı eleştirilere konu olan, Kurul kararlarına karşı yargı yoluna başvurulamayacağı hakkındaki hüküm değiştirilmiş ve “meslekten çıkarma cezasına ilişkin olan” kararlar, yargı de- netimine açılmıştır.