OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ I Dersi Alfabe İşaretlerinin Ses Değerleri I: Ünlüler soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Arapça uzun i sesinin özellikleri ve yazımını açıklayınız. 


CEVAP:

Arapça’da belli bir uzunlukta söylenen bir sestir. Alınan kelimeler yoluyla bu uzunluk Türkçe’ye de geçmiştir. Özellikle edebiyat dilinde özenle korunmuş, bu korumayı eski şiirde kullanılmış olan ölçü (aruz) desteklemiştir. Şehirli okumuşların günlük diline de bulaşmış olan uzun söyleyişin daha çok açık hecelerde tutunduğu ileri sürülebilir. Bugün birçok kelimede yaşamaktadır:
????? îcâb (icap), ????? îcâd (icat), ????? fazîlet (fazilet), ????? ganîmet (ganimet) gibi. Kapalı hecelerdeki uzunlukların ortak söyleyişte başlangıçtan beri varlığını koruyamamış olduğu söylenebilir: ???? esîr değil esir, ???? Cemîl değil Cemil, ???? rezîl değil rezil, ???? Kerîm değil Kerim, ???? marîz değil mariz, ???? yemîn değil yemin, ????? te’sîr değil tesir gibi.
Kapalı heceler ekleşme ile açıldığında, a’da olduğu gibi, kaybolan uzunluk bugün çoğu kez geri
gelmez. Yukarıda verilen örneklerin hepsinde böyledir. Kimi kelimelerde ise uzunluğun yeniden canlandığı görülür:
???????? tenkîdinde, ?????? teşkîle (ama: teşkilât)
gibi.
Açık orta hecede kısalan bu sesin düştüğü örnekler bile bulunmaktadır: hazîne’nin hazne/hazna oluşu gibi. Bu örneği Farsça âşinâ’nın ağızlarda
aşna (aşna fişne’deki) olması destekler. Düşen ses
her ikisinde de kısa ve vurgusuz bir sestir.
Osmanlı Türkçesi döneminin ortak konuşma
dilinde, bugün olduğu gibi, bu sesin açık hecelerde
bile kısalarak söyleyişte büyük ölçüde halklılaştığı
söylenebilir. Ağızlar halklılaştırmanın en eski örneklerini saklar. Yukarıda da kaydettiğimiz gibi,
bunlar yabancı kelimelerin halklılaşma süreci bakımından en eski örnekler sayılır. Bunların önceleri ortak dilde geniş bir yaşama alanı buldukları
şüphesizdir.
Şunu da belirtelim ki, Osmanlı Türkçesi’nin
gramerini yazmış olan yabancı gramercilerin değerlendirmede en kararsız kaldıkları konu uzun
ünlülerin söylenişteki değerleri olmuştur.
Halk diliyle yazılmış eski metinlerde söyleyişteki değişmeleri izlemek açısından çarpıcı örnekler
bulunmaktadır.
Bu ince ünlünün uzunluğu, yazıda, aynı zamanda bir ünsüz harf olan ? ? ye ile gösterilmiştir.
• Kelime başında ?? biçiminde yazılır. Ortalama i’de olduğu gibi, ? elif burada da esreli
hemze’nin yerini tutmaktadır. Bu durumda ?
ye, esre’nin, yani i’nin uzunluğunu gösterir:
îcâd (icat), îfâ (ifa), îrâd (irat) “gelir”, îzâh
(izah) gibi.
• Kelime içinde bir ünsüz harften sonra o
harfin esre’sinin, yani i olan ünlüsünün
uzun okunduğunu göstermek üzere yine ?
ye ile yazılır:
???? kebîr (kebir), ????? netîce (netice), ?????hazîne
(hazine), ????? defîne (define), ???? esîr (esir), ????
Şerîf (Şerif), ???? Kerîm (Kerim) gibi.
• Kelime sonunda da ? ye ile gösterilmiştir:
????ilmî, ???? Nâcî (Naci), ???? Bâkî (Baki),
???? âsî (asi), ???? ferdî, ???? kâdî (kadı),
???? râzî (razı) gibi.
Türkçe söyleyişte sondaki bu uzun ünlü de değişikliklere uğratılmıştır. Kısa söylenmesi için yukarıdaki son iki örnek (kadı, râzı) çarpıcıdır.