SORU: Arapçadan başka bir dille namazda kıraat olur mu?
CEVAP: Ebu Hanife’ye, namazda Arapça dışında bir dille kıraat edilebileceğine, yani bir surenin Arapçası yerine başka bir dildeki çevirisinin okunabileceğine dair bir görüş nisbet edilmiştir. Bu nisbetin arkaplanında Ebu Hanife’nin Kur’ân’ı, kelime kalıplarından soyutlanmış salt anlam olarak tanımladığı yönündeki rivayet yatmaktadır. Kur’ân, salt anlam/mana olarak tanımlandığı vakit, o ya da bu dil kalıbına dökülmesi o kadar da önemli olmaz. Ancak Hanefi usulcüler Kur’ân’ı ısrarla nazmın ve mananın ismi olarak tanımlamışlardır. Hanefi usulcülerin Kur’ân’ın nazm ve mana olduğuna dair vurguları, Ebû Hanîfe’nin o görüşten döndüğü rivayetini güçlendiren bir husus olarak değerlendirilir. Hanefi mezhebi dışındaki diğer mezheplere göre namazda Arapçanın dışında bir dille okumak asla caiz görülmezken, Hanefilerde bir nedenle Arapça okumaya güç yetiremeyen kimsenin başka bir dille kıraat edebileceği yönünde görüşler vardır.