ESKİ TÜRK EDEBİYATINA GİRİŞ: BİÇİM VE ÖLÇÜ Dersi ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ÖLÇÜ (II) VE KAFİYE soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Aşağıda ikili gruplar hâlinde verilen sözcüklerin kendi aralarında kafiye oluşturmaları hâlinde meydana gelecek kafiyelerin kafiye harflerine göre türlerini belirleyerek her türde kullanılan kafiye harfleri hakkında bilgi veriniz. • “bî-vefâ”-“dil-güşâ” • “harâb”-“âfitâb” • “sohbet”-“işret” • “kâmil”- “câhil” • “pîr”-“zencîr” • “pest”-“şikest” • “nûr”-“billûr”


CEVAP: “Bî-vefâ” ve “dil-güşâ” arasındaki kafiye mücerred, “â”lar revî; “harâb” ve “âfitâb” arasındaki kafiye mürdef, “â”lar ridf (ridf-i elifî). “b”ler revî; “sohbet” ve “işret” arasındaki kafiye mücerred, “t”ler revî; “kâmil” ve “câhil” arasındaki kafiye mü’esses, “â”lar te’sîs, “m” ve “h” dahîl, “l”ler de revî; “pîr” ve “zencîr” arasındaki kafiye mürdef , “î”ler ridf (ridf-i yâ’î), “r”ler revî; “pest” ve “şikest” aras›ndaki kafiye mukayyed, “s”ler kayd, “t”ler revî; “nûr” ve “billûr” arasındaki kafiye mürdef, “û”lar ridf (ridf-i vâvî), “r”ler de revî olur. 21. Bir gazelin kafiyeleri “cân”, “dırahtân”, “giryân”, “uryân”, “bürrân”, “handân”, “yeksân” ve “dırahşân”dır. Bu kafiyelerden “dırahtân”ın sonundaki “-ân” eki Farsça çoğul; “giryân”,“bürrân”, “handân” ve “dırahşân”ın sonundaki “-ân”lar da Farsça sıfat-fiil ekleridir. Bu kafiyeleri kafiye kusurları açısından değerlendiriniz. Cevap: “Cân”, “uryân”, “yeksân” farklı sözcükler olduklarından kâfiye yapılmaya uygundurlar. “Giryân”, “bürrân”, “handân” ve “dırahşân”ın sonundaki “-ân” ekleri sözcüklerin aslî harfleri olmadıklarından ve aynen tekrarlanan ekler olduklarından kâfiye yapılmak için uygun değildirler. Yine “dırahtân”ın sonundaki “-ân” eki diğerlerinden farklı bir ek olsa da sözcüğün aslî harfi olmadığı için kafiye yapılmaya uygun değildir. Divan şiirinde aynı sözcük ve eklerin kafiye olarak tekrarına îtâ adı verilir. Bir kâfiye kusuru olan îtânın îtâ-yı celî ve îtâ-yı harfî adı verilen iki türü vardır. Bu gazeldeki îtâlar kolayca tanınan türden oldukları için celî îtâlardır. Bu tür îtâlarla yapılan kafiyelere kâfiye-i şâyegân da denir. Gazelde kafiye tekrarı önemli bir kusurdur. Kasidede ise aralarında en az yedi beyit bulunmak şartıyla bu tür tekrarlara izin verilmiştir.