MİTOLOJİ VE DİN Dersi KAVRAMLAR VE TANIMLAR soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Ateş kültü ile ilgili bilgi veriniz.


CEVAP:

Başta Hindistan ve İran olmak üzere birçok
milletin kültüründe ateş kültü ile ilgili unsurlar
bulunmaktadır. Zerdüştlik ve Mazdeizm gibi dinlerdeki
dini muhteva ve Orta Asya ikliminin zorlamalarına bağlı
olarak ateşle ilgili kültler doğmuştur. Hindistan’da Agni,
ateş ilahıdır. Agni, Ateşle ilgili tüm faaliyetlerin
merkezinde bulunmaktadır. Hind kültüründe Agni, ocak
ateşi ile ilgili bir kutsallık arz ederken, büyüye karşı da
koruyucu bir özelliği dikkati çekmiştir. Ateşin, tedavi
edici gücüne daima inanılmıştır. Düğünlerde ateş
yakılmakta ve en önemlisi de cenazeler yakılmaktadır.
Eski İran'da da ateş kültü önem arz eder. İran Mecusiliği
ateş kültünün üstünde yükseliyordu. Eski İran'da ateşgede
olarak adlandırılan tapınaklar vardı. Burada ateş
söndürülmeden sürekli yanmaktaydı. Ateş, İran dini
inancında çok önemli bir yeri olan Ahuramazda’nın nuru
olarak kabul edilmiştir. Zerdüşt’ün dini prensiplerindeki
Ahiret inancında kötüler ateşle cezalandırılacaklardır. Sasaniler döneminde de ateş İran milli birliğinin sembolü
olarak düşünülmüştür.
Eski Yunan ve Roma'da kutsal ateş fikri ve kültü vardı.
Yunanda, Hestin kutsal ateşin korunduğu yerdi. Roma’da
ise Vestiya aynı görevi yerine getiriyordu. Bu mabette
hizmeti, kutsal bakireler yürütmekteydi. Eski Yunan ve
Roma’da her evde kutsal bir ocak bulunmaktaydı, bu
ocakta sürekli ateşler yakılıyordu. Bu ocağın o toplumun
güvenliğini sağladığına, askeri koruduğuna inanılıyordu.
Bu inançlar, Anadolu'da da görülmektedir. Frigya kalıntısı
olan heykellerin ellerinde aydınlık tanrıçası olarak
meşaleler bulunmaktadır. Eski Yunanda, olimpiyat ateşi
ve onunla yakılan meşale kutsal bir anlam taşıyordu. Eski
Mısır’da ve Babil’de de Ateş kültü vardı. Bu
medeniyetlerde de ateş iki önemli özellik arz ediyordu:
Cezalandırma ve temizleyicilik. Bunun için işkence
genelde ateşle yapılıyordu. Hz. İbrahim’in, kavmi
tarafından ateşe atıldığını ve ateşle cezalandırılmak
istendiğini Kur'an-ı Kerim’den öğreniyoruz.
Orta Asya Türk boylarından Yakutlar, Başkırtlar,
Kırgızlar bu konuda önemli bir yer tutmaktadırlar. Tanrı
Ülgen’in yeryüzüne gönderdiği elçisine ateş yakmayı ve
ateşte eti pişirmeyi öğrettiği anlatılmaktadır. Ateşle yakın
ilişkisi olan ocak, Türk efsanelerinde Altay ve Yakutlarda
saygı unsuru olmuştur. Ateşin su ile söndürülmemesi,
tükürülmemesi gibi kurallar Altay boylarında önem arz
etmiştir.
Hacı Bektaş-ı Veli menkıbesinde Ahmed Yesevi’nin
halifelerini geniş bir avluda toplaması esnasında ulu ateş
yakılarak halifeler burada oturmuşlar ve bu esnada Hacı
Bektaş’ın Anadolu’ya gönderilişi aktarılmaktadır. Aynı
menkıbedeki bir diğer olay Hırka Dağı’nda geçmektedir.
Hacı Bektaş müritleriyle Hırka Dağı’na çıkar ve çalı-çırpı
toplanarak büyük bir ateş yakılır. Hacı Bektaş-ı Veli bu
ateşin etrafında sema’a başlar, müritleri ona iştirak eder ve
kırk defa döndükten sonra sema tamamlanır. Sonra Hacı
Bektaş hırkasını çıkararak ateşe bırakır, yanan hırkanın
külleri tepeye savrulur. Küllerin düştüğü yerlerden meşe
ağaçlarının yetiştiğine inanılmıştır.