MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Dersi RADYO-TELEVİZYON SEKTÖRÜNÜN EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Avrupa’da radyo ve televizyon yayıncılığının kamusal hizmet olarak görülmesi, bu alanda nasıl bir gelişme sonuçlandırmıştır?


CEVAP: ABD’nin aksine, Avrupa’da ve dünyanın pek çok ülkesinde, radyo ve televizyon yayıncılığı alanı, öncelikle kamusal bir hizmet olarak görülmüş ve radyo ile televizyon kurumları üzerine kamu tekeli konmuştur. Türkiye’nin de dahil olduğu bu ülkelerde, radyo ve televizyon yayınları, ekonomik bir nedenden çok siyasal, kültürel ve ideolojik amaçlarla düzenlenmiştir. Ancak, 1980’li yıllarda, kapitalist dünyada yaşanan neo liberal dönüşüm ve küreselleşme politikaları sonucunda, radyo ve televizyon alanı da ticari yatırımlara açılmıştır. Kaldı ki, pek çok radyo ve televizyon istasyonu, öncelikle ticari birer işletme olarak kurulmuş ve yayına başlamıştır. Böylece, siyasi, kültürel ve ideolojik boyutlarının yanında meydanın ekonomik, endüstriyel ve ticari bir kuruluş olarak ekonomik açıdan da incelenmesi gereken bir sektör olduğu anlaşılmıştır. Çünkü radyo ve televizyon endüstrisinde üretilen ürünlere ve hizmetlere yoğun bir zaman ve para harcanmaktadır. Medya endüstrisi için zaman, para demektir. Reklam verenler, mal ve hizmetlerin tanıtımını ve satışını yapmak için çok büyük çaba ve zaman harcamaktadırlar. Bu zaman ve para miktarı, her geçen gün daha da büyümektedir. Neredeyse evlerin tamamına yakınında en az bir televizyon ve radyo alıcısının, 16 ulusal, 160 yerel televizyonun bulunduğu ve 1500’ü aşkın radyo kanalının yayın yaptığı Türkiye gibi bir ülkede, radyo ve televizyonun ekonomik bir işletme olarak çok önemli bir konumda bulunması, medyanın ekonomik açıdan çözümlenmesini kaçınılmaz kılmaktadır. İş dışı zamanın büyük bir kısmını dolduran radyo ve televizyon etkinlikleri, kapitalist ekonominin işlemesi açısından da son derece işlevseldir.