OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ I Dersi Alfabe İşaretlerinin Ses Değerleri II: Ünsüzler soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

. ? ayın sesinin özelliklerini açıklayınız.


CEVAP:

Kalın ünsüz harflerinden biridir.
Bir boğaz ünsüzünün işaretidir. Bu sesin
çıkış yeri boğazda ?‘dan biraz geridedir.
Tonlu bir sestir. Havanın daralan ses dudakları arasından geçerken meydana getirdiği titreşimle birlikte oluşan bir gürültü
olarak duyulur. Bu sesi bir yabancının çıkarması son derece zordur. Tecvit okuyanlarca tam yerinden çıkarılmasına ‘ayın
çatlatmak’ denmiştir. Osmanlı Türkçesi
döneminde konuşma dilinin tanımadığı bir
sestir. Bu sesin XVII. yüzyıldaki değeri için
Evliya Çelebi”nin verdiği örnekler çok ilgi
çekicidir. XVIII. yüzyıl gramercilerinden
Viguier’in şu açıklaması ise konuşma diliyle okuma dili arasındaki farkı göstermek
açısından önemlidir: “Bu sesi yalnızca çok
şiir okuyanlar ve bilgili (eğitimli) kimseler
kullanır. Günlük konuşma dilinde kullanılmaz.” Gerçekten de bu boğaz sesi Türkçe
söyleyişte başlangıçtan beri çok yadırganmış ve bu sesi taşıyan Arapça kelimelerin
söylenişinde köklü değişiklikler olmuştur.
Bu değişikliklerin başlıcaları şunlardır:
a. Kelime ve hece başında bir ünlü ses olarak okunur, böylece kelime ünlüyle başlayan bir özellik kazanır: ?????? AzrâilEzrâil, ???? ayal, ??? şiir , ???? şuur gibi.
b. Hece sonunda düşerken ünlüye uzunluk değeri katar: ???? Kâbe, ???? Rânâ,
????? tâyin (halklılaştırılmış biçimiyle:
tayın), ?????? îtiraf (itiraf), ????? îmâr
(imar), ????? îlân (ilân), ????? mûteber
(muteber), ???? şûle (Şule) gibi.
c. Bu gibi hecelerde, bir söyleyişe göre,
hemze gibi kesmeli söylenir: ???? da‘vâ,
????? la‘lîn “kırmızı, lâl renginde” gibi.
d. Ünlüsü uzun kapalı hecenin son sesi olarak düşürülür: ???? vedâ, ???? semâ gibi.
e. Taşralı dilinde boğumlanma noktasının
damak ardına kayarak ğ sesine dönmesi
için Evliya Çelebi (XVII. yüzyıl) çarpıcı
bir örnek verir: ??? şığır. “Şiir söyleyen”
anlamındaki ???? şâ‘ir (şair) de bugün
ağızlarda (yani taşralı dilinde) şağır olarak yaşamaktadır