II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Dersi METİN ÇÖZÜMLEMELERİ: ŞİİR soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Aynı şiiri yapı bakımından çözümleyiniz.


CEVAP: Metni önce, ses ve anlam kaynaşmasından oluşan birimlere ayıralım. Çünkü şiirde birim, ses ve anlam kaynaşmasından oluşan ve yalnız başına bir anlam değeri ifade eden parçadır. Konunun ortaya konulduğu ilk iki mısra bir birim olarak ele alınmalıdır. Burada “ben hakikatten çekinirim” denilmektedir. Hakikat ve “ben” ilişkisi üçüncü mısradan “ne mükedder” sözüne kadar anlatılmaktadır. Burası da ikinci birim olarak düşünülmelidir. Burada söylenenlerin arkasında “ben”in mizacının bulunduğu belirtilmekte ve bu mizacın ortaya koyduğu ruh hâliyle onun kötümser kişilere özgü bir hayat sürdüğü ifade edilmektedir. Sözü edilen kısım da üçüncü birim durumundadır. “şu hazîn fıtrat-ı garîbemle / Ben seyyâha benzerim ki” sözleri bir geçiş kısmı olarak düşünülecek cinstendir. Bu da ayrı birimdir. “Ben”in cisimleşmiş hâli, seyyahın çöldeki durumunu gözler önüne seren mısralarda ifade edilir; bunlar da, elbette ayrı bir birime vücut verirler. Son iki mısrada “ben”, metnin neticesini dile getirir. Burası da ayrı bir birim olarak düşünülmelidir. Öyleyse metin bir ruh hâlini ifade eden sözlerle başlamakta; bunun nasıl yaşandığı ifade edilmekte; ruh hâlinin sebebi belirtilmekte; böyle bir insanın nasıl ömür sürdüğü bir örnekle somut olarak anlatılmaktadır. Sonra da ben, neticeyi dile getirmektedir. Bu yapı, Divan Şiiri’nden çok farklıdır. Metinde üzerinde durulan duygu hâli, “ben hakîkatten ihtiraz ederim” sözleriyle bildirilmiştir. Sonra “ben”in bunu nasıl yaşadığı, bunun sebebinin ne olduğu ve nereden kaynaklandığı ifade edilmiştir. Bunu daha somut göstermek istediği söylenerek bir tablo tasvirine yer verilmiştir. Sonra da neticeye varılmıştır. Bu birimlerden birini metinden çıkardığımızda, diğer birimlerin anlaşılması ve değerlendirilmesinde eksiklik kendisini hissettirir. Öyleyse birimler arasında aklî ve organik bir ilişki bulunmaktadır. Bu şiire organik bir metin nazarıyla bakmak gerekir. Yenileşme Dönemi şiirimizde temel yeniliklerden biri organik şiir arayışıdır. Bunu da en iyi ve devamlı olarak Tevfik Fikret’in eserlerinde izlemek imkânına sahip olduğumuzu ifade etmek gerekir. Bu metinde, birimlerin oluşumu bakımından da, daha önceki şiir metinlerinden farklı bir yapıyla karşılaşılmaktadır. Beyit, bent ve dörtlük gibi ölçüsü önceden belirlenmiş bir birim bulunmamaktadır. Ölçüyü, sanki söylenecek husus ve söyleyiş tarzı birlikte tayin etmektedir. İlk birimde dile getirilmek istenilen iki mısrada tamamlanmaktadır. İkinci birim, dokuz mısradan oluşur. Bu dokuz mısrada söylenenleri anlam ve söyleyiş bakımından birbirinden ayırmak doğru olmaz, metin bozulur. Bunu da okuyucu, eksik bir cümlenin kusurlu yönünü, alışkanlıkları, bilgisi ve kulağına gelen sesle nasıl sezer ve belirler ise, aynı dikkat ve duyarlılıkla, metnin de eksik bırakıldığını hisseder ve anlar. Çünkü bir metinde, dil göstergelerini birbirine bağlayan ve metne bütünlük kazandıran öğeler bellidir. Bunları kısaca şöyle sıralamak mümkün: Dil bilgisi kuralları, ses, söyleyiş ve anlam ilişkileri. Metinlerde birimlerin oluşmasında bu unsurlar iç içe girerek kendi içinde ses ve anlam değeri olan bir parçaya vücut verirler. Fikret’in metninde bu parçaların oluşması daha önceki metinlerden farklıdır. Burada önceden belirlenmiş bir birim ölçüsünden söz edilemeyeceği; bunu, söylenmek istenilen hususa göre ses ve anlam kaynaşmasının belirleyeceği ifade edilmişti. Zaten birimleri belirlerken de bu ses ve anlam kaynaşması hâli hiç gözden uzak tutulmadı. İkinci birim, ilk birimdeki hakikat sözüne bağlanan ve onu açıklayan âsüman, deniz ve gece kelimeleriyle ifade edilen varlık ve görünüşlerle ben ilişkisi üzerine kurulmuştur. Üçüncü birim, bu benin özelliklerini dikkatlere sunar. Dördüncü birim bir benzetme edatı işlevi yüklenmiştir. Beşinci birim benseyyah arasında kurulan benzerlik ilişkisinin ifadesine ayrılmıştır. Son birimde yukarıda da söylediğimiz gibi ben, kendisi hakkında bir sonuca ulaşır ve bunu ifade eder. Bütün bunlar metnin anlam ve ses ilişkisiyle örüldüğünü, her birimin bir diğeriyle ilişkilendirilerek bir yapıyı birlikte oluşturduklarını, bunlardan biri çıkarıldığında da diğerlerinde çözülme ve bozulma olacağını gösterir.