TÜRK SOSYOLOGLARI Dersi BAYKAN SEZER VE ŞERİF MARDİN soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Baykan Sezer kimdir ve sosyolojiyi nasıl tanımlar?


CEVAP:

Baykan Sezer 1939 yılında göz doktoru bir baba ve ilkokul öğretmeni bir annenin ikinci çocuğu olarak Malatya’da dünyaya gelmiştir. Lise eğitimini Galatasaray Lisesi’nde tamamlamış, daha sonra Fransa’da bulunmuştur. Fransa’da bulunduğu yıllarda Cezayir Bağımsızlık Savaşına tanıklık eden Sezer’in Doğu toplumlarıyla ilgili görüşleri bu süreçte şekillenmiştir. Türkiye’ye döndüğünde, Kemal Tahir aracılığıyla Cahit Tanyol ile tanışma fırsatı bulmuş, kitap okuyarak para kazanabileceği asistanlığa Cahit Tanyol’un teklifi üzerine İstanbul Üniversitesi’nde başlamış, emekliliği gelince bölüm başkanlığı görevini bırakmıştır. Baykan Sezer, verdiği önemli eserler yanında, en önemli mirasını Baykan Sezer ekolüyle bırakmıştır. 2002 yılında aramızdan ayrılan Sezer’in en önemli eserleri arasında Sosyoloji’nin Ana Sorunları, Sosyoloji’de Yöntem Tartışmaları, Sosyoloji’nin Ana Konuları sayılabilir. Baykan Sezer, Türk sosyolojisinin ve Türk toplumunun konuları ve sorunları üzerine görüşleri ve çözüm önerileri bulunan bir Türk sosyoloğudur. Türk sosyolojisi için ayrı bir kişilik ve kimlik öneren Baykan Sezer, 1980 sonrası yeniden tavır belirleyen Türk sosyolojisi açısından önemli bir kilometre taşıdır. Sezer’e göre Türk sosyolojisi için ayrı bir kişilik ve kimlikten söz etmek duygusal ya da biçimsel bir sorun değil, aksine son derece zahmetli ve çaba isteyen bir süreçtir. Ancak, unutulmaması gereken Türk sosyolojisini ve Türk toplumunu diğer toplum ve sosyolojilerden soyutlamak gibi bir endişenin asla olmamasıdır. Sosyoloji ve tarih ilişkisine önemle vurgu yapan ve bunu tüm çalışmalarında ortaya koyan Sezer, konuları tarihî boyutlarında ele alınmasının altını önemle çizmektedir. 19. yüzyılda Batı dünyasında görülen sosyal sorunlarla birlikte, doğa ve diğer toplumlar üzerinde egemenlik kurmuş Batı toplumları kendi toplumlarını yönlendirme ve istenilen şekli vermek için sosyolojiyi bir araç olarak görmüşlerdir. Sosyolojinin ortaya çıkışını Batı dünya egemenliği temelinde ele alan Sezer, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu aşamasında genel Batıcılaşma akımı içinde sosyolojinin Türkiye’ye ithal edildiğini belirtmektedir. Sezer’e göre sosyoloji tarih ürünüdür. Tarihin kaynağı ise toplumlar arası çatışmalar ve çelişkilerdir. Bu anlamda; tarihî bütünlük olmadan başka bir ifadeyle Doğu-Batı çatışma ve çelişkilerini dikkate almadan sergilenen yaklaşımlar tek boyutludur. Sezer, son tahlilde Türk sosyolojisinin önünde üç yol bulunduğunu belirtir. Bunlar:
Batı’nın getirdiği tüm açıklamaları evrensel kabul ederek Türk gerçeğini buna göre açıklamak

  • Batı sosyolojisinin yalnızca kuram ve yöntemini evrensel olarak kabul etmek
  • Türk toplumunun kendine özgü sorunları vardır ve bu sorunları yine kendine özgü kuram ve yöntemlerle çözme yoluna gitmektir. Bu seçenekler aynı zamanda Sezer’in sosyolojik görüşlerinin analizinde takip edilebilecek yol hakkında bilgi vermektedir.