SORU: Bilim felsefesinin temelleri nereye dayanmaktadır?
CEVAP: Mantıksal pozitivistlerin çalışmalarının bilimin bilim olmayandan ayrılması, bilimin doğrulanabilen önermeler ile özdeşleştirilmesi gibi savların geliştirilmesini sağladığını gördük. Carnap daha ileriki çalışmalarında önermeler arası olasılıksal ilişkileri inceleyerek bir tümevarım mantığı geliştirmeyi de hedeflemiştir. Mantıksal pozitivistlerin dilin mantığını (tümdengelimsel ya da tümevarımsal olsun) çözümleyerek bilimi sağlam bir felsefî temele oturtma projesi genel olarak bilim felsefesi olarak anılan bir felsefe geleneğinin doğmasına yol açmıştır. Bir önermenin mutlak olarak doğrulanmasının olanaklı olmamasından hareketle Karl Popper bilimsel olanla olmayanın ayırt edilmesinde yeni bir öneri olarak yanlışlamacılığı ortaya atmıştır. Bilimsel gelişimin mantıksal pozitivistlerin ya da Popper’ın düşündüğü gibi mantıksal bir biçimi olmadığını ve bilim cemaatinin değerlerinin belirleyiciliğini ön plana çıkaran Thomas Kuhn The Structure of Scientific Revolutions adlı eserinde devrimler yoluyla değişen bir bilim anlayışını savunmuştur. Carnap’ın nesnel olasılıklara dayalı olarak tümevarım mantığını geliştirme çabasının sınırlılığından hareketle, önermelere öznel olasılıklar atanmasına ve Bayes Teoremi’ne dayalı farklı bir bilimsel gelişim mantığı oluşturulmaya çalışılmıştır. Tüm bu konular Bilim Felsefesi derslerinin içeriğinde tartışılmaktadır. Burada vurgulamak istediğimiz nokta, tüm bu tartışmaların kökeninde mantıksal pozitivistlerin bilimi merkeze alan yaklaşımlarının ve emeklerinin bulunduğunun gözden kaçırılmamasıdır.