İŞLETME HUKUKU Dersi Borç İlişkisi, Borçların Doğumu ve Sözleşmeler soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Borç ilişkisi içinde hukuki işlem kavramını açıklayınız.


CEVAP:

Hukuksal İşlemler Hukuksal işlemler, Borçlar Kanunu’nun 1-48’incı maddeleri arasında “Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında düzenlenmiştir. Hukuksal işlem, hukuksal bir sonuç elde etmek üzere irade açıklamasında bulunmaktır. Hukuksal İşlemin Geçerliliği Bir hukuksal işlemin varlığı ve geçerliliği için, bir irade açıklamasına ve bu irade açıklamasının da gerçek iradeyi yansıtmasına gerek duyulur. Bir irade açıklamasında bulunulduğunda bunun her zaman gerçek iradeyi yansıttığı düşünülebilir. Ancak, irade ile bu iradenin açıklanması arasında bazen tarafların isteğiyle bazen de tarafların isteği dışında uygunsuzluk gerçekleşebilir. İlk halde irade ile beyan arasında tarafların isteği ile yaratılan uygunsuzluk, ikinci halde ise iradeyi sakatlayan haller söz konusu olur. İrade ile Beyan Arasında Tarafların İsteği İle Yaratılan Uygunsuzluk: İrade ile beyan arasında yaratılan uygunsuzluk ya taraflardan birinin isteği ile ya da her iki tarafın isteği ile yaratılabilir. Taraflardan birinin isteği ile yaratılan uygunsuzluk halleri, şaka beyanı ve gizli kayıttır. • Şaka Beyanı: İrade açıklamasında bulunan, ciddi olmaksızın ve gerçek iradesini açığa çıkarmaksızın abartılı nitelik taşıyan bir açıklamada bulunmaktadır. Kural olarak şaka beyanı geçerli olmamakla birlikte, irade açıklamasının şekli ve niteliği, objektif olarak, karşı tarafça ciddiye alınmasını olanaklı kılıyorsa, geçerlidir. • Gizli Kayıt: Bir kimse irade açıklamasında bulunmasına karşın, açıklama yapma konusunda isteği yoksa diğer bir deyişle istemeyerek bir açıklamada bulunmuşsa, irade açıklaması bağlayıcıdır. Örneğin bir kimsenin istemediği halde arkadaşı için kefil olduğunu açıklaması. Tarafların her ikisinin isteği ile yaratılan uygunsuzluk hali ise “muvazza”dır. • Muvazaa: İrade açıklamasında bulunan taraflar gerçek iradelerine uymayan bir açıklamada bulunmakta, görünürde bir işlem yaparak üçüncü kişileri aldatmakta ve bu işlemin gerçekte geçerli olmayacağında da anlaşmaktadırlar. Örneğin çocuklarının birinden mal kaçırmak isteyen anne veya babanın tüm mallarını diğer kardeşe satmış gibi göstererek aslında bağışlamaları. Muvazaalı işlemler geçersizlik yaptırımına tabidir. İradeyi Sakatlayan Haller: Hukuksal bir işlemi yapan taraf ya da tarafların irade ile beyanları arasında bazen istenmeden yaratılan bir sakatlık bulunabilir. Beyan sahibinin istemi olmaksızın, ortaya çıkan bu sakatlık bazen beyan sahibinin kendinden, bazen de kendisi dışındaki bir kimseden kaynaklanır. İlk halde yanılma (hata), ikinci halde ise, aldatma (hile) ve korkutma söz konusudur (TBK m. 30 vd.). • Yanılma: Belli bir konuda beyanda bulunan kişi, yanlış kanıya sahip olarak açıklamada bulunmaktadır. Örneğin sözleşme kurmak için Ayla yerine Ayşe’ye öneride bulunması, satım sözleşmesi imzalıyorum düşüncesi ile kira sözleşmesi imzalaması gibi. Hatayı yapan taraf bu beyanı ile bağlı değildir. Hatayı yapan taraf, hatayı öğrendikten sonraki bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını karşı tarafa bildirebilir. Yapılan işlem geçersiz olmakla birlikte, hataya düşen taraf karşı tarafın zararını ödemek zorundadır. Dilerse hataya düşen taraf sözleşmeye onay (icazet) da verebilir. Bu durumda sözleşme geçerli hale gelir. Yasa koyucu bütün beyanda hata hallerini dikkate almamıştır. TBK m. 30’a göre, ancak, esaslı bir hataya düşülmesi halinde sözleşme geçersiz sayılmaktadır. • Aldatma: Bir kimseyi, irade açıklamasında bulunmaya, sözleşme yapmaya zorlamak için, bile bile yanlış bir kanaat uyandırılır veya var olan yanlış kanaat devam ettirilir ise, aldatma (hile) söz konusudur. Karşı tarafın aldatması ile sözleşme yapmak zorunda kalan taraf, esaslı olmasa bile, sözleşme ile bağlı değildir (TBK m. 36/1). Sözleşmeyi feshedebilir. Üçüncü kişi tarafından yapılan aldatma, karşı tarafça bilinmiyor ve bilmesi de gerekmiyorsa, hileyle sözleşmeyi yapan taraf sözleşme ile bağlı olup, sözleşmeyi feshedemez (TBK m.36/2). Aldatma nedeniyle sözleşme yapan taraf hileyi öğrendikten sonraki bir yıl içinde sözleşmeyi feshedebilir ve varsa zararlarını karşı taraftan talep edebilir; dilerse sözleşmeye onay da verebilir. Ancak, sözleşmeye onay vermesi zararlarını istemesine engel oluşturmaz.