SORU: “Elhamdü lillâhi Rabbi’l‘âlemîn ve’s-salâtü ve’sselâmü alâ Rasûlinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecma‘în. Emmâ ba‘dü ma‘lûm ola ki târîh-i hicreti’nnebeviyye aleyhi ekmeli’t-tahiyyenin bin yüz yirmi iki senesinde ve târîh-i mîlâd-ı İsâ ‘aleyhi’s-selâmın bin yedi yüz on birinci sâlinde Moskov Kralı’nın bin yüz on senesi sulhu târîhinden târîh-i mezbûra değin evzâ?-ı nâ-hem-vâr ve dimâğı fesâd ve ahd-i mîsâkı ke-beytü’l-ankebût süst-i bünyâd ve nakz-ı ahdine bâ’is ve bâdî ve Boğdan ve Eflâk ve sevâhil-i Tuna ve Belgrad ve Bosna ve Bahr-i Siyâh ve Bahr-i Sefîd ve bütün cezâyiri ve bi’l-cümle Rum İli ve Anadolu’da sâkinîn bi’l-cümle Rum keferesi yek-dil /7.1.2/ ve bunların râhibleri hâlâ Moskov Çarı sâhib-i hurûcdur ve İslambol’a mâlik olacak bu kraldır Türk tâ’ifesinin vakti tamâm olmuşdur.” Metni günümüz diline çeviriniz?
CEVAP: Alemlerin Rabbine hamd olsun ve onun Resulüne, ailesine, yakınlarına ve cümlesine salat ve selam olsun. Bundan sonra biline ki, hicri tarihin bin yüz yirmi iki yılında ve miladi tarihin bin yedi yüz on birinci yılında Moskova kralının bin yüz on senesinde yapılan anlaşma tarihinden adı geçen tarihe kadar uygunsuz ve fesat kaynağı olan tavırları vardır. Anlaşma şartlarını bozan hallerine sebep olan ise Boğdan, Eflak ve Tuna, Belgrad, Bosna, Karadeniz, Akdeniz sahilleri ve bütün adalar ve Rumeli ve Anadolu’da oturan, gönül birliği etmiş Rum kafirleri ve onların rahipleridir. Bu rahipler, Moskova Çarı ayaklanmıştır ve İstanbul’a sahip olacak olan da bu kraldır, Türklerin artık zamanı dolmuştur”