EKONOMİ SOSYOLOJİSİ Dersi FEMİNİZM VE İKTİSAT soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Eviçi üretime yerleşik iktisadın bakış açısı nedir? Feminizmin buna yönelik eleştirisini açıklayınız.


CEVAP:

Eviçi üretimin toplumsal organizasyonun devamı için çok hayati bir işleve sahip olmasına karşın iktisadın konusuna girmemesi, değer paradoksuna benzer bir mantıkla açıklanabilir. Bilindiği üzere değer paradoksu, kullanım değeri çok yüksek olan bazı malların, mesela suyun, kullanım değeri çok daha düşük olan başka bir mala göre, mesela mücevhere göre, çok daha ucuz olmasını, kullanım değeri ile değişim değeri arasındaki farkla açıklanmasıdır. Su, insanın bedensel varlığının hayatiyetinin sürdürülebilmesi için çok önemli bir fonksiyona sahiptir ve kullanım değeri çok yüksek olmasına karşın, piyasada bol bulunduğu için değişim (mübadele) değeri mücevhere göre oldukça düşüktür. Hâlbuki mücevherin, su gibi hayati bir işleve sahip olmadığı için, kullanım değeri düşüktür ve az bulunduğu için de değişim değeri oldukça yüksektir. Benzer biçimde, toplumda tarihsel süreç içerisinde kadınların denetim ve yükümlülüğünde bulunan eviçi üretim toplumsal organizasyonun devamı için oldukça önemli bir işleve sahiptir ve kullanım değeri de yüksektir. Ancak yaygın bir değişim değeri olmayan eviçi üretim, değişim değeri olan ve erkeklerin denetiminde bulunan diğer iktisadi faaliyetlere göre “değersiz” hale gelmektedir. Piyasa ekonomilerinden önce kadın ve erkeklerin yürüttükleri iktisadi faaliyetlerin birbirinden ayrışmasını sağlayan ölçütler yoktu. Bu nedenle kadın ve erkek arasındaki işbölümü kadınları erkeklere göre ikincilleştirecek biçimde sonuçlanmıyordu. İktisadi etkinliğin değeri piyasada oluşmaya başlayınca, eviçi üretimin değeri ölçülemediği için “değersiz” hale gelmeye başlamıştır. Zaman içinde eviçi üretimin bir kısmının piyasaya aktarılması, kıyaslama yoluyla kadın emeğinin değerinin belirlenmesini sağlamaktadır. Örneğin 4 çocuklu bir ailenin babasının 1500 TL’lik bir gelir karşılığı piyasada çalıştığını, buna karşılık eviçi üretimin ise tamamen kadın tarafından yürütüldüğünü düşünelim. Eviçi üretim olarak piyasa değerlendirme sürecinin dışında kalan ancak piyasa koşullarında yaptırılabilecek işleri 5 grupta toplayarak değerlendirelim. Aylık olarak 6 kişilik bir ailenin yemeklerini, malzemesini vererek bir aşçıya pişirttiklerini varsayalım. Böyle bir etkinliğin piyasa fiyatı ortalama 400 TL civarında olsun. Bu dört çocuğun ikisinin okul öncesi bakıma gerekduyduğunu varsayarsak bunu piyasa bedeli ise 800 TL civarındadır. Ev temizliği ve çamaşır ve bulaşık işlerinin de yaklaşık 400 TLye yaptırıldığını düşündüğümüzde en iyimser ve düşük rakamlardan hesaplandığında bile bir ev hanımının bir ayda
“piyasa değeri” 1600 TL civarında bir eviçi üretim gerçekleştirdiğini söylemek mümkündür. Öte yandan bu rakam, ilden ile ve çevreden çevreye değişiklik göstermekle birlikte “normal piyasa faaliyetlerine” göre daha düşük olacaktır. Eviçi üretimin görece piyasa değerinin düşük olmasının bir nedeni eviçi üretimin tümüyle piyasaya devredilmemesi nedeniyle, gerçek piyasa değerinin oluşmamış olmasıdır. Yani ortalama olarak eviçi üretimin piyasa değeri, kadın emeğinin ucuzluğundan dolayı daha düşüktür. Bu, kadın emeğinin piyasa değerinin de düşük olması sonucunu getirmektedir. Kadın ve erkeklerin aynı işi yapmalarına karşın farklı ücret almalarının nedeni de budur. Ekonominin piyasa sektörü ile özdeşleştirilmesi, üretkenlik ve bunun doğal sonucu olarak parasal yüksek gelir kazanmanın, topluma en yüksek düzeyde katkıda bulunmakla özdeşleştirilmesini getirmektedir. Topluma en yüksek ve değerli katkının piyasa yoluyla yapılması, piyasadışı üretimlerin tümünü üretken olmayan ve değersiz kılmaktadır. Cinsiyete dayalı işbölümünün kadınları piyasadışı sektörde çalışmaya zorlaması, sonuçta, kadınların topluma olan iktisadi katkılarının da değersiz veya ikincil olarak görülmesine neden olmaktadır. Bu yüzden feminist iktisatçılar, iktisadın konusuna sadece piyasa üretiminin girmesini, toplumsal cinsiyete dayalı işbölümü sonucu kadınların yürüttüğü iktisadi faaliyetlerin iktisadın inceleme alanının dışına üşmesine, incelenmeye değer bulunmamasına neden olduğu için eleştirmektedirler.