EKONOMİ SOSYOLOJİSİ Dersi FEMİNİZM VE İKTİSAT soru detayı:
SORU:
Feminist iktisadın yerleşik iktisada yönelmiş en temel eleştirisi nedir?
CEVAP:
Yerleşik iktisada yöneltilen en temel eleştiri, bütün toplumsal organizasyonun temel çerçevesini oluşturan toplumsal cinsiyet ilişkilerinin iktisadi teori sürecinde hiç dikkate alınmamış olmasıdır. Bilindiği üzere cinsiyet insanlar arasında kadın ve erkek olarak biyolojik özelliklere dayalı olarak yapılan bir ayrımı, farklılığı ifade etmek üzere kullanılmaktadır. Toplumsal cinsiyet ise, kadın ve erkeğe toplumsal ve kültürel olarak yüklenen cinsiyet rollerini ifade etmektedir. Feminist iktisatçılar, cinsiyete dayalı iş bölümüne paralel olarak ve onu yeniden üretecek bir tarzda, geleneksel iktisatta erkeğin tercihlerine çok fazla, buna karşılık kadının kısıtlarına çok az yer verildiğini vurgulamakta, bu çerçevede uzun yıllar iktisat teorisyenleri tarafından göz önüne alınmayan kadınların iktisadi verimliliklerini, başarılarını ve refah düzeylerini sınırlayan sosyal rol ve kurumsal kısıtların iktisat teorisinin dışında yer almasına özellikle dikkat çekmektedirler. Onlara göre, bireyi kısıtlayan faktörler, ağırlıklı olarak erkeği kısıtlayan faktörler biçiminde anlaşılabilir. Diğer alanlarda olduğu gibi, iktisadi faaliyet alanında da toplumsal cinsiyet ilişkilerinin kadınlara yeni kısıtlar getirdiğinin ele alınmamasının, yerleşik iktisadın erkek egemen toplumsal ilişkilerin güçlenmesine katkıda bulunduğu ileri sürülmektedir. Bazı feministler, geleneksel epistemolojilerin bilerek ya da bilmeyerek kadınların bir bilen özne olabilme imkânını daima göz ardı ettiklerini savunmaktadırlar. Bunlara göre bilimin sesi erkeksi bir sestir ve tarih erkeklerin bakış açısından yazılmıştır. Bu geleneksel düşünme biçimine göre nesnellik, mantıksal tutarlılık, bireysel başarı, matematik, soyutlama, duygularını kontrol etme ve bilim gibi özellikler tarihsel süreç içerisinde kültürel olarak güçlülük, sertlik ve erkeksilik ile, buna karşılık, öznellik, dostluk, sezgisel anlama, işbirliği, niteliksel çözümleme, somutluk, duygu ve doğa ise zayıflık, yumuşaklık ve kadınsılık ile ilişkilendirilmektedir. Buradan
hareketle feministler, bireylerin düşünce ve yaşayış biçimleri içerisine gömülü olan bu toplumsal cinsiyet ilişkilerinin göz ardı edilmesinin, fiili iktisadi hayatın yanlış bir tasviri ve kavramsallaştırmasını ortaya çıkaracağı sonucuna varmaktadırlar.