BATI EDEBİYATINDA AKIMLAR II Dersi Sürrealizm soru detayı:
SORU:
Freud nevroz ve yaratma eylemi arasında nasıl bir ilişki kurar? Açıklayınız.
CEVAP: Freud, yaratma eylemi ile nevroz arasında bir ilişki kurar. İnsanların birtakım istekleri, itileri vardır ama toplum içinde yaşadıklarından dış gerçekliğe uymak (süperego) zorunluluğunu duyar ve bu isteklerini serbestçe tatmin edemez, aksine bastırmaya örtmeye bakarlar. Ama ister cinsel alanda ister başka bir alanda olsun bu itilerden, isteklerden vazgeçmek çok zordur. Bundan ötürü insan gerçek hayatta kavuşamadığı bu zevkleri, hayal kurma yoluyla elde etmeye çalışır. Böylece gerçeklik ilkesinin sözünü geçiremediği bir hayal dünyasında insan en gizli arzularını tatmin eder. Çoğunlukla cinsel ya da kendini başarılı, kuvvetli ve yüksek görmekle ilgili isteklerdir bunlar. Bu hayal kurma eylemi aşırı kaçar, normal sınırları aşarsa ruh hastalığı için ortam hazırlanmış demektir. Freud’un sanat kuramında, bu hayal kurma eylemi ile sanatçının yakın ilişkisi vardır. Sanatçı da bir ruh hastasına yakın sayılır. O da gerçek dünyada tatmin edemediği isteklerle doludur. Onur, zenginlik, ün kazanmak, yükselmek ve kadınların sevgisini elde etmek ister ama bu zevklere ulaşma araçlarından yoksundur. Böylece o da özlemi yerine getirilmemiş herhangi biri gibi gerçeklikten uzaklaşarak bütün ilgisini ve libidosunu isteklerinin hayal dünyasında yaratılmasına aktarır. Bu da kolayca nevroza yol açabilir.
Sürrealizmin geliştiği ortam ve Freud’un sanatın bir kaçış alanı olduğu tezi düşünüldüğünde, sürrealistlerin kaçmak istedikleri o kadar çok şey vardır ki kaçtıkları yer de olabildiğince gerçeklik duvarının ön tarafı olacaktır.
Freud, yaratma eylemi ile nevroz arasında bir ilişki kurar. İnsanların birtakım istekleri, itileri vardır ama toplum içinde yaşadıklarından dış gerçekliğe uymak (süperego) zorunluluğunu duyar ve bu isteklerini serbestçe tatmin edemez, aksine bastırmaya örtmeye bakarlar. Ama ister cinsel alanda ister başka bir alanda olsun bu itilerden, isteklerden vazgeçmek çok zordur. Bundan ötürü insan gerçek hayatta kavuşamadığı bu zevkleri, hayal kurma yoluyla elde etmeye çalışır. Böylece gerçeklik ilkesinin sözünü geçiremediği bir hayal dünyasında insan en gizli arzularını tatmin eder. Çoğunlukla cinsel ya da kendini başarılı, kuvvetli ve yüksek görmekle ilgili isteklerdir bunlar. Bu hayal kurma eylemi aşırı kaçar, normal sınırları aşarsa ruh hastalığı için ortam hazırlanmış demektir. Freud’un sanat kuramında, bu hayal kurma eylemi ile sanatçının yakın ilişkisi vardır. Sanatçı da bir ruh hastasına yakın sayılır. O da gerçek dünyada tatmin edemediği isteklerle doludur. Onur, zenginlik, ün kazanmak, yükselmek ve kadınların sevgisini elde etmek ister ama bu zevklere ulaşma araçlarından yoksundur. Böylece o da özlemi yerine getirilmemiş herhangi biri gibi gerçeklikten uzaklaşarak bütün ilgisini ve libidosunu isteklerinin hayal dünyasında yaratılmasına aktarır. Bu da kolayca nevroza yol açabilir.
Sürrealizmin geliştiği ortam ve Freud’un sanatın bir kaçış alanı olduğu tezi düşünüldüğünde, sürrealistlerin kaçmak istedikleri o kadar çok şey vardır ki kaçtıkları yer de olabildiğince gerçeklik duvarının ön tarafı olacaktır.