BATI EDEBİYATINDA AKIMLAR II Dersi Sürrealizm soru detayı:
SORU:
Gerçeküstücülük bildirgesi hakkında bilgi veriniz.
CEVAP: Andre Breton 1924 tarihli ilk bildirgeye mevcut insan zihniyetini tahlille işe başlar. Toplumun kendi değerleri çerçevesinde bireyi ne şekilde sınırladığından bahseder. Buna göre çocukluğunu geçirdikten sonra insan artık ruhen ve bedenen sürekli dikkatini vermesini talep eden zorunlu bir pratik gerekliliğe aittir. Hareketlerinden hiçbiri taşkın, fikirlerinden ise hiçbiri cömert veya ileriye yönelik olmayacaktır. Breton’un, insanın çevreyle iletişime geçince kendisini de sınırlamaya başladığına dair görüşü, Freud’un süperego olgusudur aslında. O zaman insan bu sınırları, duvarları nasıl yıkabilir? Breton, manifestoda bunun için insanın elindeki en büyük silahın hayal gücü (muhayyile) olduğunu öne sürer.
Manifestonun ilerleyen bölümlerinde günümüzde (maalesef) hâlâ ve her şeye rağmen mantığın saltanatı altında yaşadığımızı, oysa bu çağda mantıksal yöntemlerin ikincil öneme sahip problemleri çözmek için kullanılabileceğini dile getiren Breton, rasyonalizmin yalnızca doğrudan deneyimimizle bağlantılı gerçekleri dikkate almamıza izin vereceğini belirtir.
Breton rüyanın önemine dair görüşler ileri sürerken, rüyanın insandaki potansiyeli ortaya çıkardığını özellikle vurgular. İnsan rüyada öldürebilir, daha hızlı uçabilir ve canının istediği gibi sevebilir. Ölse bile ölülerin arasında tekrar dirilebilir. Bu yüzden bu potansiyele eğilmek gerekir. Rüya ve gerçeğin birbirinin zıttıymış gibi görünmesine rağmen gelecekte her ikisinin de sürreellikte birleşeceğine inanan Breton, masalsı olan her şeyin hatta sadece masalsı olan şeylerin güzel olabileceğini iddia eder.
Metnin devamında Breton, düşüncelerinin öylesine çabuk ve kendiliğinden geldiğini, bütün gücünü harcamasına rağmen yeterince çabuk yazamadığını ve bir sürü ayrıntıyı ise unuttuğunu belirtir.
Breton Isidore Ducasse (Comte de Lautreaumont), Dante ve Shakespeare’nin de kendilerinden önce sürrealist birtakım ögeler kullandıklarını ekler ve bir anlamda böylelikle köksüz olmadıklarına da işaret etmiş olur.
Şair Birinci Manifesto’yu kendini ruh hâlini ortaya koyduğu sürrealist bir betimlemenin ardından “Varoluş başka bir yerde” ifadesiyle sonlandırır. 1924 sonrası başta Andre Breton olmak üzere sürrealist sanatçılar, “aydın züppeliği”, “zihin sapıklığı”, “insanları şaşırtma saplantısı içindeki kimi sanatçıların bir şakası” gibi değerlendirmeler bir yana akıl hastalarına benzetilmek gibi pek çok eleştiri ile mücadele etmek zorunda kalır.
Andre Breton 1924 tarihli ilk bildirgeye mevcut insan zihniyetini tahlille işe başlar. Toplumun kendi değerleri çerçevesinde bireyi ne şekilde sınırladığından bahseder. Buna göre çocukluğunu geçirdikten sonra insan artık ruhen ve bedenen sürekli dikkatini vermesini talep eden zorunlu bir pratik gerekliliğe aittir. Hareketlerinden hiçbiri taşkın, fikirlerinden ise hiçbiri cömert veya ileriye yönelik olmayacaktır. Breton’un, insanın çevreyle iletişime geçince kendisini de sınırlamaya başladığına dair görüşü, Freud’un süperego olgusudur aslında. O zaman insan bu sınırları, duvarları nasıl yıkabilir? Breton, manifestoda bunun için insanın elindeki en büyük silahın hayal gücü (muhayyile) olduğunu öne sürer.
Manifestonun ilerleyen bölümlerinde günümüzde (maalesef) hâlâ ve her şeye rağmen mantığın saltanatı altında yaşadığımızı, oysa bu çağda mantıksal yöntemlerin ikincil öneme sahip problemleri çözmek için kullanılabileceğini dile getiren Breton, rasyonalizmin yalnızca doğrudan deneyimimizle bağlantılı gerçekleri dikkate almamıza izin vereceğini belirtir.
Breton rüyanın önemine dair görüşler ileri sürerken, rüyanın insandaki potansiyeli ortaya çıkardığını özellikle vurgular. İnsan rüyada öldürebilir, daha hızlı uçabilir ve canının istediği gibi sevebilir. Ölse bile ölülerin arasında tekrar dirilebilir. Bu yüzden bu potansiyele eğilmek gerekir. Rüya ve gerçeğin birbirinin zıttıymış gibi görünmesine rağmen gelecekte her ikisinin de sürreellikte birleşeceğine inanan Breton, masalsı olan her şeyin hatta sadece masalsı olan şeylerin güzel olabileceğini iddia eder.
Metnin devamında Breton, düşüncelerinin öylesine çabuk ve kendiliğinden geldiğini, bütün gücünü harcamasına rağmen yeterince çabuk yazamadığını ve bir sürü ayrıntıyı ise unuttuğunu belirtir.
Breton Isidore Ducasse (Comte de Lautreaumont), Dante ve Shakespeare’nin de kendilerinden önce sürrealist birtakım ögeler kullandıklarını ekler ve bir anlamda böylelikle köksüz olmadıklarına da işaret etmiş olur.
Şair Birinci Manifesto’yu kendini ruh hâlini ortaya koyduğu sürrealist bir betimlemenin ardından “Varoluş başka bir yerde” ifadesiyle sonlandırır. 1924 sonrası başta Andre Breton olmak üzere sürrealist sanatçılar, “aydın züppeliği”, “zihin sapıklığı”, “insanları şaşırtma saplantısı içindeki kimi sanatçıların bir şakası” gibi değerlendirmeler bir yana akıl hastalarına benzetilmek gibi pek çok eleştiri ile mücadele etmek zorunda kalır.