TEMEL İNSAN HAKLARI BİLGİSİ II Dersi İnsan Hakları Kavramı ve Kökeni soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Hak nedir?


CEVAP:

Hak, belli bir gücün taleplerine temel olan isimlerdir (Donnelly, s. 19). Bu bakımdan bir hakka sahip olmak demek meşru bir temele dayanan taleplerde ısrar etmeye yetkili olmak anlamına gelmektedir. Diğer bir anlatımla hak söz konusu hakka sahip olan kişinin bir şeyi yapmaya yetkili olduğunu belirtir. Hak aynı zamanda bir meşruluk iddiasıdır, belli bir somut durumda başkasının özgürlüğüne müdahale edebilmek için ahlaken yetkili olunduğunun kısaltılmış formülüdür (Erdoğan, Anayasal Demokrasi, s. 115). Kısaca, hak hukukun koruduğu menfaattir; (Hatemi, s.28) hukuk düzenince tanınan bir yetkidir. Hak, kişiyi hukuki iktidarla donatır; bunu kullanıp kullanmamak hak sahibinin takdirindedir (Erdoğan, İnsan Hakları Öğretisine Giriş, s. 23). Hak kelimesinin iki temel ahlaki ve siyasi anlamı vardır: doğruluk ve yetki. Birincisinde bir şeyin haklı olduğundan ve haklı olan bir eylemden söz ederiz. İkincisinde ise bir kimsenin bir hakka sahip olduğundan bahsederiz. Normal olarak haklardan söz ettiğimizde bu ikinci anlamı vurgulamış oluruz (Donnelly, s. 19). Bir hakkın varlığının anlamlı olabilmesi için ise hak ile birlikte şu unsurların bulunması gerekir; yetki, talep, saygı gösterilme zorunluluğu. Yetki, hakkın özü olan bir şeyi yapabilmektir. Kişi ise söz konusu şeyi yapıp yapmamakta özgürdür. Zaten bu hak kavramının doğası gereğidir ki kişi hakkını kullanmaya zorlanamaz. Talep unsuru ise her hak sahibine olumlu ya da olumsuz bir talepte bulunma yetkisi verir. Bu talepler hem negatif hem de pozitif anlamda olabilir. Hukuki haklar da bu taleplere bir dayanak oluşturur. Kişilerin en temel taleplerine konu olan “özgürlük hakkı” ve bu haktan türeyen yetkiler negatif taleplere konu olur (Erdoğan, Anayasal Demokrasi, s.117). Son unsur olarak ele alabileceğimiz saygı gösterilme unsuru da hakkın konusundan yararlanma yetkisinin genel olarak veya bir kişiye bağlı olarak tanınmasını istemek ona saygı gösterilmesini meşru olarak beklemek demektir. Bu durum ahlaki dayanağı olan haklarda “uyma inancı” olarak ortaya çıkarken hukuki dayanaklı haklarda “zorla yerine getirmeyi” gerektirir (Erdoğan, “İnsan Hakları Öğretisine Giriş”, s. 25). Haklar hukuk yoluyla yerine getiriliyorsa insan hakları talebini ileri sürmeye gerek kalmaz (Uygun, İnsan Hakları Kuramı, s. 15). Bu unsurları taşıyan herhangi bir hakka sahip olma durumu en fazla kişinin hakkın konusuna sahip olmadığı yani haktan memnu olduğu zaman değer kazanır.