SORU: Hayrın aslında varlığı muhafaza etme anlamıyla mutlak faydayı içermesi nasıl sözkonusu olur?
CEVAP: Zaten hayır da esas itibariyle varlık ile irtibatlı olduğu ve mutlak hayrın varlık olduğu dikkate alındığı takdirde, hayrın aslında varlığı muhafaza etme anlamıyla mutlak faydayı içerdiği de ortaya çıkar. İslâm dininde mesela mekasidü’ş-şerî’a olarak ifade edilen beş maksad, esas itibariyle hep “muhafaza”ya işaret eder. Bunlar aklı muhafaza, dini muhafaza, nesli muhafaza, nefsi muhafaza ve nihayet malı muhafazadır. Dikkat edilecek olursa dinin amaçları olarak belirlenmiş olan ilkelerin hepsi, elde olanı muhafaza etme ve güçlendirip geliştirmeye matuftur. Bu durum hayr veya iyinin İslâm ahlâkı tarafından belirlendiği haliyle, sadece formel bir talep olmayıp, çok güçlü formel bir kısmı/ciheti olmakla birlikte, insanların hakiki menfaatlerini muhafaza eden bir muhtevasının da olduğu ortaya çıkmaktadır.