TARİH FELSEFESİ II Dersi 19. YÜZYIL ALMAN İDEALİZMİ VE TARİH METAFİZİĞİ-2: HEGEL soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Hegelin genel felsefesi nedir?


CEVAP: Bütün felsefe sistemi diyalektik mantık temelinde kuruludur. Hegel’in genel olarak felsefesini, özel olarak da tarih felsefesini belirleyen diyalektik ilke çelişki ilkesi ve çelişkinin aşılması gerekliliği üzerine kuruludur. Hegel’e göre tarihte her çelişki aşılmalıdır. Tarihin ileriye doğru olan devinimini bu aşma düşüncesine bağlar. Diyalektik mantığı da üçlü adımlar hâlinde ilerler: Tez, Anti-tez ve Sentez, Tez ve Anti-tez karşıt savlar olarak ortaya çıkarlar ve bir çelişkiye neden olurlar. Hegel’e göre her çelişkinin akıl tarafından aşılması gerektiği ilkesinden dolayı Tez ve Anti-tezin daha yüksek bir sentez içinde birleştirilmeleri gerekir. Sentez Tez ve Anti-tezi kendinde kapsar, ama onların toplamından daha yüksek bir şeydir. Kavramın diyalektiğindeki bu yükselme veya aşma bir gelişmedir. Ortaya çıkan yeni kavram önceki diğer iki kavramı kapsamakla beraber onlar karşısında bir ilerleme olarak görülmelidir. Kavramın bu üçlü diyalektik mantığı Hegel’in bütün bir gerçekliği türetmek için başvuracağı temel ilke olacaktır. Hegel akıl anlayışında kavramın diyalektik gelişimini ele alarak aklı dinamik bir süreç olarak kurar. Alman idealist düşüncesinde diyalektik, mantığın temel ilkesidir (daha önce Fichte’de ve Schelling’de de temel ilke olduğu vurgulanmıştır.) Hegel’in akıl anlayışında diyalektik, bir yöntem olarak mantığın temel ilkesidir. Fichte ve Schelling’in tarih tasarımlarında bütün tarih aklın kendi bilincine varmasına doğru bir ilerleme olarak ele alınmıştır; Hegel’de bu anlayış iyice önem kazanır ve akıl ile ilerleme arasında sıkı bir ilişki kurulan bir tarih tasarımı ortaya konulur. Hegel’in bütün felsefesi kapalı ve mantıksal bir sistem olarak görülebilir. Hegel de diğer Alman İdealist filozofları gibi bir sistem geliştirmek, bütün öğretisini dizgeci bir birlik içinde toplamak ister. Bunun için de yapılması gereken şey çözümlemek değil, birleştirmektir. Bütün ayrılıkları bir ve tek aynılık içinde birleştirmek başka bir deyişle karşıtları bir sentez içinde birleştirmek gereklidir. Hegel’in akıl tasarımında akıl zorunlu olarak gelişen bir süreçtir. Bu Hegel’in Mantık Bilimi adlı yapıtında da bu kavramın içkin zorunluluğu olarak ortaya konulur, öyle ki kavramlar arası ilişkiler yine kavramların kendi mantık yapısından zorunlu olarak türetilmektedir. Hegel’in akıl anlayışı karşıtların birliğini bir sistem içinde toplamaya dayandığından ve sistem de bütün kavramların tek en başta gelen bir kavrama indirgenmesi demek olduğundan bir çıkış noktası gereklidir. Diğer bütün kavramlar ya da ilkeler ve önermeler bu ilk gelen temel önermeden tutarlı olarak türetilebilecektir. Salt düşünce ya da îde bütün varolanın nedenidir; yani hem doğa gerçekliğinin hem de tinsel gerçekliğin nedeni olduğu için Mantık hem Doğa felsefesinin hem de Tin felsefesinin temelidir. Hegel’e göre hep doğruluğun düşüncenin nesnesine uygunluğu görüşü savunulmuştur. Oysa bu görüşün tersine nesneyi belirleyen salt düşüncenin kendisidir. Yani düşüncenin kendisini nesneye uyarlaması değil, düşüncenin nesneyi belirlemesi söz konusudur. Bu belirleme de diyalektik yöntemle olacaktır.