TEFSİR TARİHİ VE USULÜ Dersi TEFSİRİN DOĞUŞU VE TEDVİNİ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Hz. Peygamber’in Kur’ân’ın bir kısmını tefsîr ettiğini ileri süren bu bilginlerin dayandıkları deliller nelerdir?


CEVAP: • Hz. Peygamber Kur’ân’ın tamamını tefsîr etseydi, onlar Kurânı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi? (Muhammed (47), 24) gibi, onu anlamaya teşvik eden âyetlerin bir anlamı kalmazdı. • Hz. Âişe naklettiği bir hadiste şöyle demiştir: Hz. Peygamber, Cebrâil’in kendisine öğrettiği belirli âyetlerden başka Kur’ân’dan bir şey tefsîr etmezdi. Dolayısıyla bu haber, söz konusu tefsîrin belli âyetlerle ilgili olduğunu ifade etmektedir. • Hz. Peygamber’in Kur’ân’a dair beyanları onun, sadece manası anlaşılmayan âyetleriyle ilgilidir. Dolayısıyla manaları açık olan âyetlerin Resûlullah tarafından tefsîr edilmesinin bir anlamı yoktur. Çünkü bu, mâlûmu i’lâm yani bilineni tekrar etmek demektir. • Bugün elimizde mevcut olan hadis kitapları incelendiğinde görülür ki Hz. Peygamber’in Kur’ân tefsîrine yönelik merfû rivâyetleri sayıca azdır. Bu da onun Kur’ân’ın bir kısmını tefsîr ettiğinin çok açık bir kanıtıdır. • Resûlullah, Kur’ân’daki her âyetin manasını açıklasaydı, o zaman İbn Abbâs için, Allah’ım onu dinde fakih kıl ve ona te’vîli öğret diye dua etmesinin bir anlamı olmazdı. Zira bu dua, kendisinden sonra İbn Abbâs’ın, gerektiğinde Kur’ân’ı tefsîr etmesi konusundaki temennisini ifade etmektedir. • Kaynakların belirttiğine göre Ahmed b. Hanbel megâzi (kahramanlık kıssaları), melâhim (harp tarihi) ve tefsîr gibi üç şeyin aslı yoktur demiştir. Hz. Peygamber Kur’ân’ın tamamını tefsîr etmiş olsaydı, Ahmed b. Hanbel tefsîri, asılsız olarak nitelendirdiği megâzi ve melâhimle birlikte zikretmezdi.