OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ I Dersi Yazım soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

İki Türlü harfi için yazım kuralları nelerdir?


CEVAP:

Türkçe’de aslında iki türlü l vardır. Bugünkü alfabemizde ayırıcı bir işaret bulunmaz, ses kalın ve
ince ünlülerle birlikte söylenirken iki ayrı niteliğe
bürünmüş olur. Örnek olarak almak’taki l ile bilmek’teki l aynı nitelikte sesler değildir. Bunlardan
ilki dilin ön kısmının çukurlaştırılması, arka kısmının ise geriye, damak eteğine doğru itilmesiyle
avurttan daha çok havanın geçmesi sağlanarak çıkarılan bir sestir. Buna çukur l, ya da kalın l denir.
İkincisi dil ucu ön dişlere dokunurken havanın
dilin iki yanından avurtlara çarparak salınmasıyla
çıkarılır. Buna da düz l ya da ince l denir.
Arapçanın l’si incedir; ancak bu l, Allah kelimesinde, önceki harekenin (ünlünün) a ve u olması durumunda kalın okunur: vallâhi, nasrullah
gibi. Kalın ünsüz harflerinden sonra uzun ünlüyle
birlikte kalın okunması da yanlış sayılmaz; örnek
olarak ???? salât, ???? talâk kelimelerindeki l’ler
kalın da okunabilir. Bunun dışında her yerde ince l
olarak söylenen bu sesin Türkçe’ye girmiş olan kelimelerdeki söylenişini yazıya aktarmak, bugünkü
yazımımızın da çözüm bulamadığı bir meseledir.
Uzun ünlüden önceki l’nin inceliği ünlü üzerine
konan şapka işaretiyle belirtilir (meselâ gibi); ama
işaretsiz yazıldığında, ya da başka durumlarda farklı okunuşlara yol açar: halbuki ile kaldı ki farklı iki
l ile söylenir, ama halbuki’nin çoğu kez kaldı ki gibi
söylendiği duyulur.
Osmanlı Türkçesi alfabesinde bu iki ayrı ses
için ayrı işaretlerin bulunmamış olması, bu seslerin Arapça ve Farsça’dan alınmış kelimelerin
söylenişinde uğradığı değişmeleri izlememize yol
vermez. Örnek olarak aslı ince l ile lâlâ olan kelimenin ne zamandan beri kalın l ile lala biçiminde söylendiğini bilemiyoruz. Ama şu tek örnek
bile bugün ağızlara özgü söyleyişlerin bu dönem
içinde de bulunduğunu göstermeye yeter. Bunların yazıya yansıtılmış örnekleri pek azdır: ????
kal‘a (kale)’nin kalın l’li söylenişini aktaran ???
kala gibi. Türkçenin seslerini ayrıntılı olarak değerlendirmiş olan Meninski gibi Avrupalı gramerciler bu iki türlü sesi ayırmışlar, kalını için üzeri
çizgili bir l (l) kullanmışlardır: almak, yalak, bol,
çatlamak gibi.