ÇAĞDAŞ FELSEFE I Dersi DARWİN'İN EVRİM KURAMINDAN PRAGMATİZME: PEİRCE VE DEWEY soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: İnatçılık yöntemini açıklayınız?


CEVAP: Eğer mevzu, bir konudaki kanaatimizi sabitlemek ise kendimize, kendi tercih ettiğimiz bir kanaati niye benimsemeyelim diye sorar, daha sonra da bu kanaatte ısrar edebiliriz. Bu fikrimize karşı çıkabilecek her şeyi ve herkesi reddeder ve akılcı bir tartışmaya girmekten kaçınırız. Peirce’a göre, akılcılıktan ne kadar uzak olursa olsun bu yöntemin kendine özgü bir avantajı bulunmaktadır: Bir kanıya ilişkin sarsılmaz ve değiştirilemez bir inanç beraberinde zihinsel bir rahatlık / huzur getirir. Ancak, elbette ki bu yöntem, kanıların sabitlenmesi için arzu edilir bir yöntem olmaktan uzaktır. Akla ilk gelebilecek itiraz, bu yöntemle bir kişinin sarılacağı görüşün yanlışı olabileceği ve akılcı bir tartışmadan kaçındığı için kişinin söz konusu yanlışı inanca veya kanılara sahip olmaya devam edeceği yönündedir. Peirce’in itirazı bu yönde değildir. Peirce’in bu yöntemi reddederken öne sürdüğü akıl yürütme hayli ilginçtir ve kendi pragmatizmini anlamamız için bize bir ipucu vermektedir. Peirce, bu yöntemi benimseyen kişinin, başka kişilerin kendisinden farklı görüşleri savunduğunu gözlemleyeceğini, soğukkanlı bir biçimde düşünebildiği bir anda, söz konusu bu farklı görüşlerin de en az kendisininki kadar iyi olduğunu fark edeceğini ve sonuç olarak kendi kanısına ya da inancına olan güveninin sarsılacağını öne sürer. Dolayısıyla, Peirce’a göre bir kanıda ya da inançta inat etme yöntemine yapılacak en doğru itiraz, bu yöntemin amacına hizmet etmeyeceği, yani şüpheyi ortadan kaldırmayacağıdır. Bu yöntemde itiraz eden bir kişinin kendisinden şüphe duymasına neden olan temel etken nedir? Peirce’a göre bu “toplumsal bir dürtü”dür. Peirce’a göre bu dürtü, hiç kimsenin nihaî olarak yok sayamayacağı kadar güçlüdür. Bizler, diğer bireylerin görüşlerinden etkilenen varlıklarız. Dolayısıyla, inançların ya da kanıların sabitlenmesi için aranan yöntemin, sadece bireyler için değil, içinde bulunduğumuz toplum ya da cemaat düzeyinde de işe yaraması gerekir.