TEMEL İNSAN HAKLARI BİLGİSİ II Dersi İnsan Hakları Kavramı ve Kökeni soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

İnsan haklarının diğer haklardan farkı ve içeriği nedir?


CEVAP:

İnsan hakları diğer bütün haklardan üstün bir nitelik taşır. İnsan hakları ahlakilik düşüncesinden kaynaklanan hakları ifade etmektedir (Giritli-Güngör, s. 9). Başka bir deyişle insan hakları en üstün ahlaki talepleri ifade eder (Erdoğan, Anayasal Demokrasi, s. 119). İnsan haklarının üstün olması demek, bu haklara dayanan iddia ve taleplerin başka bütün hak iddiaları karşısında üstün olması demektir. İnsan hakları deyimi ile bazen de tüm insanlara tanınması gereken haklar anlatılmak istenir. Buna “soyut anlamda insan hakları” da denir. Bu anlamda insan hakları “olanı değil” olması gerekeni” gösterir (Gölcüklü-Gözübüyük, s 3). İnsan hakları menşei itibariyle negatif karakterli haklardır (Uygun, İnsan Hakları Kuramı, s. 33-34). Yani çıkış noktasında bu haklar kişiler lehine pozitif bir durumun tesisini gerektirmez, daha çok kişinin hak ve özgürlüklerine müdahaleden kaçınmayı ifade eder. Bu hakları koruyucu haklar (Tezcan-ErdemSancakdar, s. 43) olarak adlandırmak mümkündür (Bozkurt, Hukukun Temel Kavramları, s. 84). Bugün klasik ya da temel olarak adlandırdığımız “kişi özgürlükleri ve siyasal haklar” büyük ölçüde aristokrasi-burjuvazi çatışmasına dayanmaktadır. İki sınıf arasındaki çelişki ve çıkar çatışması sonucu doğan hak ve özgürlükler, büyük düşünce akımlarının etkisi ile dönemin İngiliz-Amerikan ve Fransız haklar bildirgelerinde yer alarak hukuk düzeninin yapı taşları hâline gelmişlerdir (Kaboğlu, s. 26). Bu haklara devlet en az şekilde müdahale etmelidir. Birinci grup haklar içerisinde önce medeni haklar yer almış, daha sonra bunlara siyasi haklar dâhil olmuştur. Siyasi haklara, katılma hakları da denilmektedir (Bozkurt, Hukukun Temel Kavramları, s. 84). Genelde siyasal hayata katılma olarak nitelendirebileceğimiz bu haklar diğer iki gruba dâhil etmeye çalıştığımız tüm haklarla birlikte bir bütünü oluştururlar (Tezcan-Erdem-Sancakdar, s. 40-45; Uygun, İnsan Hakları Kuramı, s. 21-25; Giritli-Güngör, s. 10-13). İlk olarak negatif karakterle ortaya çıkan insan hakları daha sonraları pozitif bir nitelik de kazanmıştır. Bu haklar ikinci grup haklar olarak nitelendirilmektedir (Tezcan-Erdem-Sancakdar, s.46). Devletten bir şeyler talep etmeye dayanak oluşturur. Bu haklar genelde ekonomik niteliktedir. Daha sonraları bu iki grup hakkın dışında üçüncü grup haklar ortaya çıkmıştır (Tezcan-Erdem-Sancakdar, s.46). Bu haklara dayanışma hakları da denilmektedir (Uygun, “İnsan Hakları Kuramı”, s. 24). İnsan hakları, “insan merkezli” bir düşünce olarak ortaya konulmaktadır. Üstün niteliğiyle insan hakları, insan olarak var oluşumuzun objektif olarak iyi olduğu varsayımına dayanmaktadır. Aslında bu varsayımın arkasında insanların diğer canlılara nazaran bazı üstün özelliklerinin bulunması ve bu üstünlüklerinden dolayı bazı hakları doğuştan kazandıkları inancı vardır. İnsan hakları düşüncesinin altında yatan unsurlardan birisi de ahlaki eşitliktir. Bu varsayım bireyler arasındaki farklılıklar ne olursa olsun insan ahlakı bakımından herkesin eşit olduğunu kabul eder ve bundan dolayı herkesin haklardan yararlanma konusunda eşit olduğunu savunur.