İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU Dersi İŞ İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ VE SONUÇLARI soru detayı:
SORU:
İş sözleşmesinin sona ermesinde ölümün etkisi nasıldır?
CEVAP: İş sözleşmesinde bağımlı iş görme edimini biz- zat taahhüt eden işçinin ölümünün iş sözleşmesi- ni sona erdireceği açıktır. Nitekim Türk Borçlar Kanunu’nun 440. maddesinin 1. fıkrasında da öngörüldüğü üzere, iş sözleşmesi, işçinin ölümü ile son bulur. Bu bakımdan ölüm olayından sonra, işçinin mirasçıları, işveren ya da herhangi bir kimse- nin iş sözleşmesinin son bulduğu veya feshedildiği yönünde bildirimde bulunmalarına gerek yoktur. Ölüm ile sözleşme kendiliğinden sona erer. Buna karşılık işverenin ölümü ise, iş sözleşmesinin sona ermesi açısından işçinin ölümü kadar kesin bir et- kiye sahip değildir. Genelde işveren, zaten iş sözleşmesinden doğan ücret ödeme, iş sağlığı ve güven- liğine ilişkin önlemleri alma gibi birçok borcunu bizzat yerine getirmemekte, bu borçları çoğunlukla işveren vekili gibi yardımcıları yerine getirmektedir. Bu nedenle ilke olarak işverenin ölümü iş sözleşme- sini sona erdirmez. Zira Türk Borçlar Kanunu’nun 441. maddesinin 1. fıkrasında öngörüldüğü üzere, işverenin ölümü hâlinde, yerini mirasçıları alır. Bu durumda işyerinin tamamının veya bir bölümü- nün devri ile gerçekleşen hizmet ilişkisinin devrine ilişkin hükümler (TBK m.428, 429) kıyas yoluyla uygulanır. Dolayısıyla işyerinin tamamının veya bir bölümünün hukuki bir işlemle başkasına devri ha- linde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümün- de mevcut olan iş sözleşmeleri, bütün hak ve borç- ları ile birlikte nasıl devralana geçiyorsa, işverenin ölümü halinde de, onun iş sözleşmesinden doğan bütün hak ve borçları da mirasçılarına geçer.
İş sözleşmesinde bağımlı iş görme edimini biz- zat taahhüt eden işçinin ölümünün iş sözleşmesi- ni sona erdireceği açıktır. Nitekim Türk Borçlar Kanunu’nun 440. maddesinin 1. fıkrasında da öngörüldüğü üzere, iş sözleşmesi, işçinin ölümü ile son bulur. Bu bakımdan ölüm olayından sonra, işçinin mirasçıları, işveren ya da herhangi bir kimse- nin iş sözleşmesinin son bulduğu veya feshedildiği yönünde bildirimde bulunmalarına gerek yoktur. Ölüm ile sözleşme kendiliğinden sona erer. Buna karşılık işverenin ölümü ise, iş sözleşmesinin sona ermesi açısından işçinin ölümü kadar kesin bir et- kiye sahip değildir. Genelde işveren, zaten iş sözleşmesinden doğan ücret ödeme, iş sağlığı ve güven- liğine ilişkin önlemleri alma gibi birçok borcunu bizzat yerine getirmemekte, bu borçları çoğunlukla işveren vekili gibi yardımcıları yerine getirmektedir. Bu nedenle ilke olarak işverenin ölümü iş sözleşme- sini sona erdirmez. Zira Türk Borçlar Kanunu’nun 441. maddesinin 1. fıkrasında öngörüldüğü üzere, işverenin ölümü hâlinde, yerini mirasçıları alır. Bu durumda işyerinin tamamının veya bir bölümü- nün devri ile gerçekleşen hizmet ilişkisinin devrine ilişkin hükümler (TBK m.428, 429) kıyas yoluyla uygulanır. Dolayısıyla işyerinin tamamının veya bir bölümünün hukuki bir işlemle başkasına devri ha- linde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümün- de mevcut olan iş sözleşmeleri, bütün hak ve borç- ları ile birlikte nasıl devralana geçiyorsa, işverenin ölümü halinde de, onun iş sözleşmesinden doğan bütün hak ve borçları da mirasçılarına geçer.