İSLAM TARİHİ VE MEDENİYETİ II Dersi İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNE GENEL BİR BAKIŞ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

İslam Kültüründe felsefe, kelam ve tasavvuf gibi alanlarda XIX. yüzyılın önemini açıklayınız.


CEVAP:

XV. ve XVI. yüzyıllar İslam düşüncesinde gerek felsefî düşünce olsun gerekse kelamî ve tasavvufî düşünce olsun duraklama evresine girmiştir. XVI. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar geçen süre ise İslam düşüncesinin gerilemesi evresidir. Bu süreçte XIX. yüzyılın ayrı bir yeri vardır; zira bu yüzyıldan itibaren İslam dünyası Batı düşünce ve bilimine yönelmiştir. Ancak Batı’dan aktarılan düşünce ve bilim, İslam dünyasında var olan düşünceyi ve bilimi yenilemek ve geliştirmek yerine, yavaş yavaş onun yerini almaya başlamıştır. Böylece de İslam dünyasında farklı şekillerde zihniyet kırılmaları ve bozulmaları ortaya çıkmıştır.
Müslümanlar böylece hemen her alanda bilgi ve bilim üretme yerine Batı’dan aktarılanları tüketme yoluna gitmiştir. Bu süreçte İslam dünyasında üç baskın zihniyet tipi oluşmuştur. Birincisi batıcılıktır. Buna göre İslam’ın ortaya çıkardığı kültür zihniyeti ve değerleri modern çağa uymadığı iddiasıyla bunların tarihte kalması gerekir. Onların yerini Batı kültürünün doldurması istenir. Buna en tipik örnek Prens Sabahattin’dir.

İkincisi, İslam-Batı uzlaştırmacılığıdır. Buna göre İslam kültürü ve Batı kültürü uzlaştırılabilir. Özellikle temel dini meselelerde yeni yorumlara gidilerek, bu uzlaşmanın zemini hazırlanıp İslam kültürel değerleriyle Batı kültürel değerleri uzlaştırılmalıdır. Bu görüşü ortaya atan Fransız Müslüman R. Guenon’dır. İslam reformculuğu, modernizmi ve gelenekselciliği adıyla ortaya çıkan akımlar bu
ikinci zihniyetin ürünleridir. Burada gelenekselciliği, gelenekçilikten ayırmak gerekir. Gelenekselcilik, bütün dinlerin ortak bir geleneği olduğunu iddia ederek temelde dinî kültürlerin uzlaştırılabileceğini savunan bir anlayıştır.

Üçüncüsü İslamcılıktır. Buna göre İslam kültürü kendi başına yeterlidir; bunu devam ettirmek gerekir. Zaman ve zeminin ihtiyacına göre İslam’daki içtihad yöntemiyle yeni sorunlar çözümlenebilir. Sultan II. Abdülhamid’in de öncülüğünü ettiği Panislâmcılık bu akımın ilk örneklerinden birisidir.