TEMEL İNSAN HAKLARI BİLGİSİ II Dersi İnsan Hakları Kavramının Tarihi Gelişimi soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

İslamiyet'e göre özgürlük ne anlama gelir?


CEVAP:

İslam hukukunda özgürlük sadece insan için değil diğer varlıklar için de kullanılan son derece geniş bir kavramdır (Fığlalı, s. 265). İslam hukukçuları; din ve düşünce hürriyeti, yaşama hürriyeti yani hayat hakkı, mal kazanma ve sahip olma hürriyeti, namus ve insanlık onurunu koruma hürriyeti olarak kavramı dört temel üzerinden ele almışlardır. İslam hukukuna göre asıl olan insanın hürriyetidir. Bu özgürlük de ırk, cins ve inanç farklılıkları göz önüne alınmaksızın tüm insanlar için geçerlidir (İslam hukukunun temel özgürlükler kavramını tanımadığı yönündeki karşıt görüş için bkz. Gemalmaz, s. 232-233). Bu kavramın yanında İslam toplumunda suç ve cezada kanunilik, masumiyet karinesi, işkence yasağı gibi ilkelerin yanında zekat, nafaka gibi sosyal yardımlaşmayı ve dayanışmayı amaçlayan ahlaki değerler de mevcuttur (Gözlügöl, s. 44). İslam’da özgürlük anlayışının dolayısıyla insan haklarının temelinde yatan en önemli değer “adalet” tir. Adalet kelimesinin Arapça’daki kökü “adl” ve “ıdl” dır. Bu iki kök de eş, benzer, denk anlamına gelir ve bundan gelen “adıl” kelimesi de muadil ve denk demektir. “ıdl” devenin sırtına konan heybenin gözlerinden her birine verilen isimdi (Fığlalı, s. 268). Allah ile insan, insan ile diğer insanlar arasındaki ilişkilerin adalet üzerine kurulması gerekir. Çünkü insan olmak böyle bir ortamda anlam kazanabilir ve insanlık onuru ancak adaletin bulunduğu bir ortamda söz konusu olabilir. Bu bakımdan adalet önce vicdanlara, oradan da tüm topluma yayılması gereken bir duygudur. Ancak böyle olduğunda, insan haklarının temeli olan insan onuru hak ettiği yeri bulabilir. Bu şekilde de toplumun tüm kesimlerini kapsayacak bir hak ve özgürlük anlayışı sağlanmış olacaktır. İslam’da adalet; hak ve özgürlük kavramlarının yerine kullanılan, insan haklarının olmazsa olmaz bir şartı olarak kabul edilebilir (Gözlügöl, s. 44). İslam hukukunda özgürlük “ne kendisine ne de başkasına zarar vermek” olarak anlaşılmalıdır. Bu yönü ile İslamiyet anlayışında özgürlük Montesquieu’nun 1789 Fransız İnsan ve Vatandaş Hakları Bildirisi’ne temel olan “ hürriyet başkasına zarar vermeyen her şeyi yapabilmektir” anlayışı ile farklılık arz eder. Zira kişinin hürriyetini kullanmak adına kendisine zarar vermesi durumu İslam anlayışında özgürlük olarak nitelendirilmez. İslamiyet’te özgürlük insanın ve toplumun ayrılmaz parçasıdır. Bu parça insana yani bireyin kişiliğine bağlıdır; devredilemez, vazgeçilemez niteliktedir. Bu özellikleri ile İslamiyet’te özgürlük en geniş kapsamı ile bugünün modern insan hakları anlayışına yakın bir niteliktedir. İslamiyet’te hürriyet; kişilik, siyasi yani katılma, sosyal ve ekonomik haklar olmak üzere üç kuşak hakları da kapsayan niteliktedir (Gözlügöl, s. 45).