TEFSİR Dersi Kur’ân’da Takvâ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

"İttika", "havf", "haşyet" kavramları ile takva arasındaki ilişki nedir?


CEVAP:

Râgıb Isfahânî ve Fîrûzâbâdî gibi Arap filologları, Kur’ân’da, “takva” ve “ittikâ” kelimelerinin,
bazen “havf” ve “haşyet” anlamında, bazen de hem “havf” hem de “haşyet” kelimelerinin ise “takva” manâsında kullanıldığını belirtmişlerdir. Rağıb İsfahânî’ye göre “Allah (cc)’tan havf” denildiğinde kastedilen, “aslandan korkmak” denildiği zaman akla gelen bir korku türü değildir. Bilâkis “Allah (cc)’tan korkmak” ile kastedilen şey, “isyanlardan uzak durmak (Allah (cc)’a karşı gelmemek ve O’na) itaati seçmektir”. Bundan dolayı, günahları terk etmeyen kişi, “Allah (cc)’tan korkan” olarak kabul edilmez. İşte “takva” kelimesi ile “havf” kelimesinin anlam açısından örtüştüğü nokta bu anlamdır. Yani “Allah (cc)’a karşı gelmekten  sakınmaktır.” Bahse konu kelimeler arasındaki ince ayrımları/nüansları açıklayan Ebû Hilâl Askerî; “havf”ın, “olması şüpheli bir zararın meydana gelmesinden korkmak” anlamına geldiğini; “hazer”in ise, “vuku bulması şüpheli olsun ya da olmasın (her türlü) zarardan sakınmak (yani daima ihtiyat halinde bulunmak)” demek olduğunu belirterek bu iki kelimeyi şu şekilde kıyaslamaktadır: “Hazer”de zarara karşı savunma söz konusu iken, “havf”ta  savunma anlamı yoktur. Bundan dolayı “önlemini/tedbirini al” anlamında denmez “?? ????” ;rağmen denmesine “?? ????” Askerî’ye göre “havf” ile “haşyet” arasında da şu farklar vardır: “Havf”, sevilmeyen (mekrûh) bir şeyle ve o (hoşlanılmayan/sevilmeyen) şeyin terk edilmesiyle alâkalıdır. Meselâ “????? ???” “Hastalıktan havfettim/ korktum” ve “?????? ??? ???????...” “...ve en kötü hesaptan korkarlar.” (Ra’d, 13/21) denilir. “Haşyet” ise, sevilmeyen şeylerin kendisinden değil, onlara sebep ve kaynak olan varlıklardan korkmaktır. Yani “havf”
kelimesi daha genel, “haşyet” ise daha özel bir anlam ifade etmektedir. “Havf” duygusunu hisseden kişi, çareyi; terk etmekte, uzaklaşmakta ya da kaçmakta bulurken; “haşyet” sahibi kimse ise çareyi, ilmine sarılmak suretiyle bulmaktadır. Bu iki kelime arasındaki fark, tıp bilgisi olmayan herhangi bir kimse ile tıp ilmiyle mücehhez olmuş hâzık bir doktor arasındaki fark gibidir. Tıp ilmini bilmeyen kimse, kaçmaya ya da bir başkasının himayesine iltica ederken; doktor ise bilgisine ve bu bilgiyle elde ettiği ilaç ve deva bilgisine sığınır. “Takva” ve “ittikâ” kelimeleri, doğrudan “korku” anlamına gelmemekle birlikte, tamamen “korku”dan da hâlî olmadıkları içindir ki, bazen “havf” ve “haşyet” anlamında, bazen de hem “havf” hem de “haşyet” kelimeleri, “takva” manâsında kullanılmıştır. Bu nedenledir ki Allah (cc) katında, en yüksek dereceleri elde edenler müttakîler olup, Allah (cc)’ın sevgisine mazhar olanlar da bunlardır