ESKİ TÜRK EDEBİYATINA GİRİŞ: BİÇİM VE ÖLÇÜ Dersi ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ÖLÇÜ (II) VE KAFİYE soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Kâfiye terimini tanımlayınız


CEVAP: Kâfiyenin temel anlamı başın arkası ya da ensedir. Bu temel anlamdan “bir şeyin sonu, arkası” anlamı türemiş, kelime daha sonra terimleşerek beytin sonu anlamını kazanmıştır. Kâfiyeyi “kafv” ve “kufüv” mastarından türetenler ise bu sözcük kökünün “bir nesnenin diğer bir nesne ardınca gelmesi, o nesnenin sonunda bulunması, ona tabi olması” temel anlamından hareket etmişler ve kâfiyenin de şiirde birbirini izlediği için bu adı aldığını söylemişlerdir. Kâfiye aruz vezniyle birlikte divan şiirinde ahengi sağlayan iki aslî unsurdan biridir. Redifsiz şiirlerde mısra ya da beyit sonlarındaki, redifsiz şiirlerde mısra ya da beyit sonlarındaki, redifli şiirlerde de rediften hemen önceki ses ya da seslerin tekrarından doğan ahenk olarak tanımlanabilir. Divan şiirinde kâfiyenin farklı sözcüklerin “hem-âhenk (sesteş)” olan aslî veya aslî kabul edilebilecek son ses ya da seslerinden elde edilmiş olması şarttır. Bu kâfiye anlayışında aynı ses ya da seslerin birbirine kâfiye yapılması önemli bir ahenk kusurudur. Yine mahreci yakın ünsüzlerin ve farklı kısa ve uzun ünlülerin birbirine kâfiye yapılması da bu kâfiye sisteminde önemli kabul edilen ahenk kusurlarındandır.