ZİHİN FELSEFESİ Dersi YENİÇAĞDA ZİHİN FELSEFESİ:İNGİLİZ DENEYCİLERİ VE KANT soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Kant ve Descartes’ın temel ayrım noktalarından birisi olan “ben”e yaklaşımları nasıldır?


CEVAP:

Descartes’da “ben” somut, çürütülemez bir şekilde dolaysız bir sezgi yoluyla asli gücü içinde kavranan bir gerçeklikken Kant’ta bütün kavramlara eşlik eden yalın bir bilinçten ibarettir. Kant için “ben” gerçeklikten yoksun, yalnızca bilgi için gerekli bir durumdur. Kant’a göre “düşünmek yargı vermekle aynı şeydir,” yani sentetik bir edim yoluyla birleşmekle aynı şeydir. Dolayısıyla farklı tarzlarda düşünmek zorunlu olarak farklı tarzlarda yargı vermeye, yani birleşmeye karşılık gelecektir. Böylece, bilimlerden kategorilere, kategorilerden de onların “aracı” olan “ben”e, ve “Ben düşünüyorum”dan özneye, yani kendiliğindenliği bu birleşmelerde ortaya konan “ben”e varılır. Kant’a göre, düşünmenin kalıcı öznesi yalnızca mantıksal bir öznedir, ama biz bu özneyi gerçek özne olarak düşünme eğilimindeyizdir. Bizim bu özneyi görü yoluyla kavramamız imkânsızdır, çünkü her görüleme gerçekte duyum yaşantısına karşılık gelir. Dolayısıyla onu bilemeyiz, çünkü bir şeyi bilmek her zaman için kesinlikle olanaklı görülere sahip olmaktır. Dolayısıyla özne deneyimlenmez, yalnızca kabul edilir.