İSTİHDAM VE İŞSİZLİK Dersi İstihdam ve İşsizlik Olgusunun Teorik Temelleri soru detayı:
SORU:
Keynes geliştirdiği istihdam teorisini hangi varsayımlara dayandırmıştır?
CEVAP: Keynes, klasiklerin görüşlerinin dışında yeni varsayımlara dayalı bir istihdam teorisi geliştirmiştir. Keynes tasarrufların faiz oranı karşısındaki esnekliğinin klasiklerin ileri sürdüğü kadar yüksek olmadığını savunmuştur. Keynes’e göre insanlar muamele ve ihtiyat amacıyla ellerinde önemli miktarda parayı faiz haddinden etkilenmeden tutabilirler. Ayrıca yine Keynes’e göre tasarruflar faizin fonksiyonu olmaktan çok gelir düzeyine bağımlıdır. Bu nedenle tasarrufları faizin fonksiyonu olarak kabul etmek yanıltıcı olabilir.
Keynes’e göre yatırımlar da tasarruf gibi faiz oranına sıkı sıkıya bağlı değildir. Tasarruf nasıl faize değil de gelire bağlı ise yatırımlar da faiz oranından çok yatırımcının geleceğe ilişkin düşüncelerine bağlıdır. Buradan çıkan sonuca bağlı olarak tasarruf ve yatırım fonksiyonlarının faize karşı esnekliğinin az olduğunu kabul etmek, faiz oranı sayesinde tasarruf yatırım eşitliğinin otomatik olarak sağlanacağı varsayımını ortadan kaldırmaktadır. Bu durumda da klasik iktisatçıların “Say Kanunu” geçerliliğini kaybetmektedir.
Keynes, klasiklerin görüşlerinin dışında yeni varsayımlara dayalı bir istihdam teorisi geliştirmiştir. Keynes tasarrufların faiz oranı karşısındaki esnekliğinin klasiklerin ileri sürdüğü kadar yüksek olmadığını savunmuştur. Keynes’e göre insanlar muamele ve ihtiyat amacıyla ellerinde önemli miktarda parayı faiz haddinden etkilenmeden tutabilirler. Ayrıca yine Keynes’e göre tasarruflar faizin fonksiyonu olmaktan çok gelir düzeyine bağımlıdır. Bu nedenle tasarrufları faizin fonksiyonu olarak kabul etmek yanıltıcı olabilir.
Keynes’e göre yatırımlar da tasarruf gibi faiz oranına sıkı sıkıya bağlı değildir. Tasarruf nasıl faize değil de gelire bağlı ise yatırımlar da faiz oranından çok yatırımcının geleceğe ilişkin düşüncelerine bağlıdır. Buradan çıkan sonuca bağlı olarak tasarruf ve yatırım fonksiyonlarının faize karşı esnekliğinin az olduğunu kabul etmek, faiz oranı sayesinde tasarruf yatırım eşitliğinin otomatik olarak sağlanacağı varsayımını ortadan kaldırmaktadır. Bu durumda da klasik iktisatçıların “Say Kanunu” geçerliliğini kaybetmektedir.