TEMEL İNSAN HAKLARI BİLGİSİ II Dersi İnsan Hakları Kavramının Tarihi Gelişimi soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Magna Carta ile birlikte Hristiyan dünyasında insan hakları gelişimi nasıl olmuştur?


CEVAP:

Bu çağda kralın hürriyetini kısıtlayan, dolayısıyla halkın hürriyetlerini genişleten en önemli belge 63 maddelik 1215 Magna Carta Libertium’dur. Stok Siyasal iktidarı keyfilikten arındırarak üstün birtakım hukuk kurallarına tabi tutma, bireyleri siyasal iktidar karşısında birtakım haklara sahip kılma çabaları, Batı’da İngiltere’de hükümdar ile imzalanan bu belge ile başlar. Bu belge ile birey, kral karşısında birtakım haklara sahip olmuştur. Örneğin Magna Charta’nın 12. maddesi ile kral Genel Meclisin izni olmadıkça zorla, askerlik hizmeti karşılığı olarak vergi ya da yardım parası almayacağını taahhüt etmiş, 38. maddeye göre ise hiçbir hâkimin herhangi bir kimseyi ilgili olayda doğru ve güvenilir deliller ortaya koymadan dava edemeyeceği öngörülmüştür (Aktan, s. 57-58). Tanınan bu haklar etkin bir koruma sistemine sahip değildir ama Manga Carta kralın yetkilerini kısıtlayan, bireyin hak ve hürriyetlerini genişleten ilk ve en önemli belge sayılır (Gemalmaz, s. 23-25). Orta Çağ’ın sonlarına doğru kilisenin siyasallaşması sonucunda halkı dinî bir şekilde de olsa koruyan kilisenin koruyuculuğu kalmamıştır. Bir bakıma Hristiyanlık insan hakları ve hürriyetlerinin savunuculuğunu bırakmıştır. Böylece bireylerin hak ve hürriyetleri uzunca bir dönem etkin çevrelerce önemsenmemiştir. Sonuç olarak Hıristiyanlık anlayışında Orta Çağ için denilebilir ki bu dönemde insan hakları alanında birtakım gelişmeler olmuştur. Ancak insan hakları bugün bildiğimiz anlamda evrensel, dokunulamaz, devredilemez, vazgeçilemez boyuta ulaşamamıştır (Ünal, Temel Hak ve Özgürlükler ve İnsan Hakları Hukuku, s. 27). Tanınan haklar da sadece Hristiyanlara tanınmış ve onlar için kurallar konularak kurumsallaşmaya gidilmiştir. Dönem içerisinde insanlar arasında dinî bakımdan ayrım da yapıldığından bireylere tanınan haklarda bir eşitlik olmamıştır. Ama Orta Çağ bugünkü insan haklarına ulaşılmasında önemli ilerlemelerin gerçekleştiği fikri temellerin oturduğu bir dönem olarak nitelendirilmektedir.