MAHALLİ İDARELER MALİYESİ Dersi Mahalli İdarelerin Sorunları ve Çözüm Önerileri soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Mahalli İdarelerde Mali Kural uygulaması nedir, açıklayınız.


CEVAP:

Özellikle son yıllarda, maliye politikası alanında bütçe dengesinin önemi tartışılırken “mali kural” kavramı üzerinde durulması gereken bir konu olmuştur. Gerek merkezî idare gerekse mahalli idareler düzeyinde denk bütçe yükümlülükleri, borçlanma ve harcamaların sınırlandırılması gibi bir dizi kuralları içeren mali kural, ülkelerin çoğunda yaşanan kamu borcu artışı karşısında önemli bir konu olmuştur.
Mali kuralın tanımını şu şekilde yapmak mümkündür. Mali kural; bütçe dengesi, borçlanma, harcama ya da vergilendirme gibi mali göstergeler üzerinde belirli bir sınırlama tesis edilerek maliye politikası üzerinde yasal ya da anayasal çerçevede kısıtlayıcı kuralların getirilmesidir.
Türkiye’de mahalli idarelerin özellikle 1990’lı yılardan sonra hazine garantili dış borç stokunda önemli artışlar söz konusu olunca, mali kuralın mahalli idareler düzeyinde ele alınıp uygulanması önem kazanmıştır. Özellikle bazı belediyelerin rahat bir şekilde kontrolsüz dış borçlanmaya başvurmaları, borç yükünü hazinenin üzerinde bırakmış, hazinenin borçlanma gereği bu nedenle de artış göstermiştir. Ayrıca, uluslararası ticari bankalardan doğrudan hazine garantisi olmaksızın alınan borçların ödenememesi durumu da alacaklı bankaların merkezî idareye başvurmaları gibi sonuçlar doğurmuştur. İç borçlanma konusunda da bazı sıkıntılar doğunca, mahalli idarelerin hazine garantili dış borçları ve iç borçlanma konusunda kısıtlamalar getirilmiştir.
1998 ve 1999 yıllarında bütçe kanunlarında belediyelerin hazine garantili dış borçlanmaları ile belediyeler ve bağlı kuruluşlar ile sermayelerinin yüzde ellisinden fazlası belediyeye ait kuruluşlar ve tüzel kişiliği bulunan mahalli idare birliklerinin uluslararası ticari bankalardan borçlanmalarında hazine garantisi aranma koşulu ve borç tutarı sınırı getirilmiştir. Daha sonra altıncı ünitede belediye gelirleri konusunda ayrıntıları görülen bir şekilde; borçlanma sınırı, vergileme ile ilgili sınırlar ve personel harcamalarındaki sınır gibi düzenlemeler ilgili kanunlarla yapılmıştır.
Bu tip mali kurallar ekonomide yaşanan olumsuz tablodan çıkmak için zorunludur. Kamu harcamalarının artırılması yönünde her zaman güçlü bir talep, bunları yapabilmek için gerekli finans kaynaklarının borç dışında vergi ve benzeri yükümlülüklerle karşılanması konusunda her zaman isteksizlik ve hatta karşı koyma söz konusu olmaktadır. Bu tablo hem merkezî idare hem de mahalli idare düzeyinde değişmemektedir.
Yukarıda belirtilen mali kuralların, mahalli idarelerin olması gereken özerkliğini önemli ölçüde zedeleyen bir yapısı olduğu da bir gerçektir. Ayrıca, mahalli idarelerin sunması gerekli hizmetlerini ve bazı yatırımlarını azaltması sonucu, mahalli yöneticilerin ve o mahalde yaşayan bireylerin bu durumdan şikayetçi olduğunu söyleyebiliriz. Geçmişte yapılan hatalı davranışların bugünkü kısıtlayıcı yapıyı kaçınılmaz
kıldığını da belirtmemiz gerekir.