Medya ve İletişim Dersi Türkiye’de Medya soru detayı:
SORU:
Meşrutiyet ve İstibdat Dönemi Basını nasıldı?
CEVAP:
Bu dönemde basının halk kitleleri üzerinde etkisi arttı. Dönemin padişahı Abdülaziz birçok aydını sürgüne gönderse de bu onun 30 Mayıs 1876’da tahttan indirilmesine engel olamadı. Yerine V. Murat geçti. Akli dengesi bozuk olarak nitelendirilen V. Murat’ın yerine, bir anayasa ve milletvekilleri meclisinin kurulmasına söz veren II. Abdülhamit (31 Ağustos 1876) hükümdar oldu. Kanuni Esasi olarak bilinen ilk anayasa 23 Aralık 1876’da ilan edildi. Kısa bir özgürlük dönemi olarak nitelendirilebilecek bu dönemde, basın yine kısıtlamalar içinde kaldı. 2 Mayıs 1877 yılında bir matbuat kanunu çıkarıldı. Bu kanuna göre gazete çıkarmak için hükümetten izin alınması, hükümete ve ilgililere cevap ve düzeltme hakkı tanınması, Mebusan Meclisi’ndeki tartışmaların yanlış anlam ve yorumlara yol açacak şekilde yayınlanması, devletin güvenliğini sarsan bir suçun işlenmesini kış- kırtan gazetelerin kapatılması, padişaha ve kurulu düzene dokunacak yazılar, yayın yapan gazetelerin kapatılması olası hale geliyordu. Sonrasında II. Abdülhamit halkın parlemento hayatı için hazır olmadığını, anayasanın şeriata uygun olmadığını öne sürerek 14 Şubat 1878’de Mebusan Meclisi’ni kapattı. Dolayısıyla Birinci Meşrutiyet Dönemi biterek İstibdat Dönemi olarak bilinen ve mutlakiyet rejiminin 1908’e kadar hü- küm sürdüğü dönem başladı. İlk sansür Abdülhamit yönetiminde Kanun-i Esasi kalkan edilerek çıkartılan 1877 tarihli Sıkı- yönetim Kararnamesi’nin uygulanmasıyla başladı. Önce siyasi yayın yapan gazeteler ardından tümü bu sansürden nasibini aldı. Beyaz kâğıt, baskı makinesi, mürekkep hatta kalem bile zararlı addedildi. 1885 ve 1895 tarihli matbaalar nizamnameleriyle, önce sadece kitaplarla basılı evrakı kapsayan sansür şiddeti, basılacak herşeyi denetim altına aldı. Hatta kanunsuz işlemler başladı ve bu uygulama bir çeşit terör durumuna geldi. İstibdat döneminde yalnız gazetelerle yetinilmedi, kitaplara karşı da amansız bir savaş açıldı. Bu dönemde hükümetin en büyük düşmanı haline gelen kitaplar yakılarak yok edildi.