FELSEFE Dersi BİLİM FELSEFESİ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Metodolojik çoğulculuk nedir?


CEVAP:

Feyerabend’ın irrasyonalizminin veya radikalizminin çok daha belirgin hale geldiği yer, onun metodolojik anarşizmidir. Gerçekten de akılcılık eleştirisi Kuhn’dan çok daha radikal olan Feyerabend, bu noktada bilimi ve bilimin geliştirmiş olduğu ürünleri efsane ya da metafizik benzeri bilim olmayan alan ya da disiplinlerden ayıracak sabit bir yöntem geliştirmenin imkânsız olduğunu öne sürmekle kalmaz. Fakat bilim adamının, bilimde ilerleme kaydetmek durumundaysa eğer, her tür yöntem kuralını ihlal etmesi gerektiğini belirtir. Başka bir deyişle, Feyerabend bilim için bir yöntem belirleyen her çabayı hastalıklı bir muhafazakârlık olarak değerlendirir. Metodolojik kuralların bilimsel başarıya katkıda bulunmadığı tezini savunmak için de iyi bilimin standart bir mantıksal yöntemle iş gördüğü iddiasını geçersiz kılan karşı örnekler bulur. Kuhn gibi, Feyerabend da iyi bir bilim tarihçisi olduğu için, onun Kopernik Devrimi benzeri bilimsel ilerlemenin kesin olarak gerçekleştiği konusunda evrensel mutabakata varılan dönemlerden görüşünü destekleyen karşı örnekler bulması zor olmaz. O, işte bu dönemlerde kabul görmüş bütün metodolojik kuralların bilim adamları tarafından ihlal edildi.ini göstererek bilimsel ilerlemeyi mümkün kılmış olan şeyin bu ihlal olduğunu ileri sürer. Buradan metodolojik yönden çıkartılması gereken sonuç açıktır: Değişmez ve standart bir bilimsel yöntem, bilimin ilerlemesini veya bilimsel bilginin gelişmesini yöneten yararlı metodolojik kurallar yoktur. Yöntem bakımından bilim adamına getirilecek herhangi bir sınırlama, bilimsel ilerlemeyi engeller. Zira en çok ilerleme sağlayan bilim adamları, Galileo gibi, kuralları ihlal edenlerdir. Feyerabend, bu yüzden yöntem olarak önce, tümevarım yoluyla erişilmiş teorilerin metodolojisiyle açık karşıtlığı ima edecek şekilde karşı-tümevarımı önerir. Onun tümevarım karşıtlığı dediği şey, genellikle kabul edilmiş görüşle bağdaşmaz veya mevcut kuramla tutarsızlık içinde olan hipotezlerin ortaya konularak söz konusu hipotezlerin inceden inceye gözden geçirilmesinden oluşur. Söz gelimi Galileo’nun “dünyanın döndüğünü” bildiren önermesi, ilk öne sürüldüğü şekliyle karşı-tümevarıma dayalı bir önermedir.